HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, akademisyenlerin ihraç edildiği KHK'ya ilişkin, "Bu KHK'yla siyasi iktidarların sopası haline getirilmeye çalışılan üniversitelerin, deyim yerindeyse artık cenaze namazı kılındı." iddiasında bulundu.
Yıldırım, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) değerlendirdi.
İktidarın, yayımlanan KHK'larla toplum üzerinde bir yıldırma politikası yürüttüğünü öne süren Yıldırım, özellikle siyasi iktidardan farklı düşünenlere karşı operasyonların devam ettiğini söyledi.
Kanun hükmünde kararnamelerin belli bir zaman periyodu içerisinde parlamentodan onay alması gerektiğini anlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bu kararnamelerin sadece 3 tanesi parlamentoya gelerek yasama organından onay almış durumda. Diğerleri bizim için kadüktür. 19 Ocak tarihinden sonra OHAL'in uzatılmasıyla çıkarılan kararnameler ve alınan kararlar hükümsüzdür. Çünkü, Anayasaya göre OHAL ilanı ve süresinin uzatılmasının bir tek yolu vardır; MGK tavsiye kararı alacak, Bakanlar Kurulu bunu karara dönüştürecek ve Meclise sevk edecek. 3 Ocak günü toplanmamış bir MGK'nın tavsiye kararıyla Genel Kurula geldiler. İtiraz ettik, tavsiye kararının telefonla alındığını söylediler. Geçen hafta MGK toplandığında 'yılın ilk MGK'sı' denilerek kendilerini tekzip ettiler."
KHK'larla toplumun değerleri olan akademisyenlerin ihraç edildiğini ifade eden Yıldırım, ihraç edilen akademisyenlerin her birinin kendi alanında otorite olduğunu söyledi.
İhraç edilenlerin bilim camiasında saygın isimler olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
"İktidar partisinin milletvekillerinin birçoğunun dün çıkan KHK'yı savunamadığını tecrübe ettik. Hatta bazıları kulislerde mahcup mahcup 'bizimde vicdanımızda bu mahkumdur' diyorlar. Bu iş böyle kulislerde kulaklara söylenecek laflarla geçiştirilemeyecek bir yara açmıştır. Atılan akademisyenlerin her biri kendi alanında bir otoritedir. Bu KHK'yla siyasi iktidarların sopası haline getirilmeye çalışılan üniversitelerin, deyim yerindeyse artık cenaze namazı kılındı. Çünkü bu ülkede bilim, son kuşakla birlikte mevta oldu. Türkiye'de hiyerarşik bir devlet yapılanması kalmadı. Güçlü iktidarlar, güçlü muhalefetin varlığına alan açarak kendini var edebilirler. Bu doğanın en temel kanunudur. Doğa karşıtlıklar üzerinden kendini var eder. Bizim derdimiz AKP'nin iktidarını kurtarmak falan değil. Çünkü AKP hızla bir duvara doğru çarpıp parçalanmaya doğru giderken, 80 milyondan oluşan ülkeyi de paramparça etme siyasetini güdüyor."
Yıldırım, Öğet Öktem'in, dünya nöropsikoloji dalında bir çığır açtığını, bütün dünyanın onu referans gösterdiğini ifade ederek, "Cihangir İslam; Has Parti ve Saadet Partisi kurucusudur. Barış bildirisine de imza atmamıştır. Mikro cerrahide bir otoritedir. Dünya onun bu otorite olma halini kabul eder." dedi.
Ahmet Yıldırım, AK Parti milletvekillerine seslenerek, dün TBMM kulislerinde kendilerine ne söyledilerse çıkıp kamuoyuna da aynısını söylemelerini istedi.
İktidar milletvekillerinin büyük bir yalan peşinden koştuğunu iddia eden Yıldırım, "Eğer biraz vicdanınız varsa çıkın doğruları söyleyin. Belki iktidarı ve milletvekilliğini kaybedersiniz ama vicdanınızı, ahiretinizi kurtarırsınız. Bu ülke toprakları, kamplaşmaya, kana, kutuplaşmaya doymuştur. Bu ülkede kalıcı ve onurlu bir barışın tesis edilmesinin zamanı gelmiştir. Bu akademisyenler müsterih olsun, er ya da geç kayıp haklarıyla birlikte dönecek." dedi.
Son Dakika › Politika › Hdp Grup Başkanvekili Yıldırım Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?