Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Personel Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören düzenlemeye ilişkin, tasarının sıkıyönetim ilanı olduğunu öne sürdü.
Kamalak partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında bu hafta TBMM Genel Kurulunda yasalaşması beklenen TSK Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Deşiklik Yapan Tasarı'yı eleştirerek, teröre karşı yürütülen mücadelenin eksiklikleri bulunduğunu savundu.
"Terörün Türk milletinin ortak dramı ve ortak acısı" olduğunu vurgulayan Kamalak, bu nedenle parti olarak terörü önleyecek her türlü çabayı desteklediklerine işaret etti. En başından beri "terörle müzakere edilmez, mücadele edilir" görüşünü benimsediklerini belirten Kamalak, "Bizim terörle mücadele konusunda ne duruşumuzda ne de söylemimizde en ufak bir değişiklik yok." dedi.
AK Parti Hükümeti'nin EMASYA (Emniyet Asayiş-Yardımlaşma) protokolünü "özgürlükler için bir tehdit olduğu" gerekçesiyle 4 Şubat 2010'da yürürlükten kaldırdıktan sonra 18 Haziran 2013'te yeni EMASYA protokolünü yürürlüğe koyduğunu ifade eden Kamalak, şöyle devam etti:
"Acaba AK Parti eski EMASYA Protokolünü kaldırırken mi yanlış yaptı? Hemen üç sene sonra yeni EMASYA Protokolünü yürürlüğe koyarken mi yanlış yapıyordu? Acaba hangisinde aldatılıp kandırılmıştı?"
Kamalak, TSK Personel Kanunu'ndaki değişiklikleri içeren tasarının yasalaşmasının beklendiği bugünlerde özgürlükler adına daha vahim bir durumla karşı karşıya kalındığını ileri sürdü.
Kamalak, "Bu tasarı, dikkatli bir şekilde incelendiğinde görülecektir ki, bu düzenleme bir sıkıyönetim ilanıdır. Bir olağanüstü hal ilanıdır. Genel ve süreklidir. Daha vahimi kaldırdıkları EMASYA Protokolü bir idari işlemdi." diye konuştu.
Yasalaşması beklenen tasarıyı, "kaş yapayım derken göz çıkarmak" olarak niteleyen Kamalak, "7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde en büyük vaat olarak yeni anayasa sözü veren bir iktidarın, bırakın yeni anayasa yapmayı, eski anayasaları, hatta darbe dönemlerini bile aratır hale gelmesi hazin bir durumdur" ifadesini kullandı.
Başladığı nokta ile sonunda geldiği noktanın birbirine tamamen zıt olmasını, "iktidarın değişmeyen temel özelliği olarak" değerlendiren Kamalak, şu görüşlere yer verdi:
"Ergenekon davalarına savcı olarak başladılar sonra aynı Ergenekona avukat oldular. Dış politikaya, Esad'a 'kardeşim' diyerek, saraylarda ağırlamaya başladılar sonra hem Suriye'ye hem de Türkiye'mize telafisi imkansız zarar verecek kadar Esad düşmanı oldular. Çözüm sürecine, Kandil'in yollarına adeta kırmızı halılar sererek, Dolmabahçelerde mutabakat imzalayarak başladılar, şimdiyse 'taş üstünde taş, baş üstünde baş kalmayacak' diyorlar. Devlet yönetimi ciddi bir iştir, devlet yöneticilerinin attığı her adımın bir hesabı, her sonucun bir faturası vardır. Bir gün gelir o hesap sorulur."
Kamalak, teröre karşı silahlı müdahalenin gerekli ve ilk başta gelen birinci şart olduğunu belirterek, devletin silahlı müdahaleyi iktisadi tedbirler, kamu yatırımlarıyla desteklemesinin, bölge halkına iş imkanı sağlanmasının, bölge için mali teşvikler getirilmesinin de gerekli olduğunu vurguladı.
Terörü önlemek için Milli Eğitim sisteminin Türk milletinin inanç yapısını uygun olarak düzenlenmesini isteyen Kamalak, "Milletimizin inancına göre 'Masum bir kimseyi öldüren tüm insanlığı katletmiş gibi günaha girer.' Çocuklarımıza ilkokuldan itibaren bu ruh verilmelidir. Yani çocuklarımıza önce ahlak ve maneviyat öğretilmelidir" dedi.
Kamalak, terörün önlenmesi için gerekli şartlardan birinin de komşu ülkeler ile barış içinde yaşanması olduğunun altını çizdi.
Son Dakika › Politika › Saadet Partisi Genel Başkanı Kamalak Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?