Anadolu Efes beşinci maçta ne yapmalı?

Backdoor, coast-to-coast, mid-range… Basketbolu anlamak için sayısız terimi öğrenebiliriz ama hiçbirimiz parkedeki atmosferi hissetmeden bu oyunu anlayamayız. Anadolu Efes- Barcelona serisinin sonucunu belirleyecek olan 5. maç bütün bu hissiyatı taşır nitelikte. Bütün bu atmosferi yaşayan ve Türkiye basketboluna gerek oyuncu gerek koç olarak damga vurmuş isimlerden maç hakkında görüşlerini aldık.

Türkiye basketbol tarihinde “’Kara Perşembe’’ olarak anılan 3 Nisan 1997 günü, iki farklı trajediye sahne olmuştu. İlk hikaye Koraç Kupası finalinde TOFAŞ’tan geldi: Finalin ilk maçı Yunanistan'da oynanmış ve TOFAŞ o maçı 11 sayı farkla kazanmıştı .Yani kupayı almak için Bursa’da 10 sayı farklı yenilgi bile yeterliydi. Ama olmadı, maçtan 18 sayıyla galip ayrılan Aris oldu. Bir başka trajedi ise Peter Naumoski’li Efes Pilsen’de yaşandı: Rakip Asvel, seride durum 1-1. Fransa’nın ardından sıradaki maç İstanbul’da. Maç boyunca Peter Naumoski’yi adeta boğan Asvel savunması, Efes’in bütün hücum stratejisini mahvetti. Peki maç sonu ne ol? Üç sayı setlerinin vazgeçilmez adamı Vasili Karasev, eline gelen iki maç topunu kaçırdı. Olmadı, turu Asvel atladı. Kariyerinin en trajik anı olarak nitelendirir bu maç sonunu Naumoski. Peki ona göre Anadolu Efes nasıl bir beşinci maç oynamalı? Maçın clutch anlarında neler yapılmalı?

‘’Her maç takımla birlikte oynanır. Özellikle de bu tarz maçlarda takım olarak mücadele etmeniz gerekiyor. Oyununuzdan asla ödün vermemelisiniz. Tabii ki sonlarda ritmi yakalayan bir oyuncu sahneye çıkacak. Benzersiz bir atmosferde koçun yapacağı işler de çok önemli olacak’’

Tarihler 9 Ekim 1997’yi gösterdiğinde bir basketbol topunun en güzel süzülme anına tanıklık ettik. O gün Barcelona ile karşılaşan Ülkerspor, maç içerisinde bazen bir ara yirmi sayı farkla geri düştü. El yakan toplara gelindiğinde ise aradaki makas git gide daraldı. Bitime dört saniye kala Barcelona iki sayılık üstünlüğe sahipti. Son hücum için Harun Erdenay topu alıp karşı sahaya geçti. Belki de aklında penetre edip daha rahat bir basket bulmak var. Ama o, iyiden iyiye üç sayı çizgisinin gerisine çekiliyor. Pota altında olan Ülker’li Kenny Green endişeli gözlerle topun süzülüşünü izliyor. Ve ‘’Pegasus’’un sihri işliyor. Harun Erdenay’ın son saniye üçlüğü ile Ülker maçı 67-65 kazanıyor. Peki kariyeri boyunca bu atmosferde oynayan Harun Erdenay’a göre Anadolu Efes için serinin son maçında hangi oyuncular ön plana çıkmalı?

‘’Efes, hücum gücü açısından çok potansiyelli bir takım. Çoğu zaman sahadaki beş oyuncudan dördü üç sayılık atış tehdidinde sahip oluyor. Ergin hoca çoğu zaman bu serbestliği oyunculara tanıyor. Clucth time’da Shane Larkin ve Krunoslav Simon baş aktörler olarak bireysel performans ortaya koymalı.’’

Ahmet Çakı, oynattığı oyun ile seyircilere modern dönem basketbolu izleten koçlardan biri. Çakı, gerek ligde gerek Avrupa arenasında atmosferi yoğun birçok mücadelede koçluk yapmış bir isim. Tecrübeli koça Anadolu Efes-Barcelona serisinin final maçında bireysel performansların önemine vurgu yapıyor:

“Ergin Ataman, oyuncularının bireysel performanslarını yükselterek takımı bu sezonki konuma getirdi. Bu maçta da bireysel performansların önemli olacağını düşünüyorum. Ancak takım oyununun önemi de unutulmamalı. Maçta oluşabilecek küçücük bir kıvılcım bütün seyri değiştirebilir; box-out anında bir itişme, setlerin temposu… Burada sakin kalınıp doğru oynanmalı.”

2000 yılında başlattığı kariyerini halen daha sürdüren Ender Arslan, ligimizin en tecrübeli oyuncularından birisi. Kariyerinin ilk 11 yılını Efes Pilsen’de geçiren ve sayısız özel performansa imza atan Ender Arslan da kritik mücadele öncesi görüşlerini paylaştı:

‘’Bu oyunu Efes’ten öğrenmiş biri olarak takımın turu geçmesini çok isterim. Maçtaki kritik nokta Micic ve Larkin’in göstereceği bireysel performanslar olacak. Barcelona tabii ki sertliği arttırmak isteyecek; takımın sertliğe vereceği cevap maçın gidişatı açısından kritik. Sezon genelinde bireysel performanslar ön plandaydı. Bu maç başa baş giderse yine öyle olacaktır. Ama savunmadaki sertlik her şeyin anahtarı.’’

Hazırlayan: Kuzey KILIÇ