Fenerbahçe yaklaşık iki aydır olmadığı kadar iyiydi. Yedi müsabaka sonra gol yemedi, Gençlerbirliği'ne sadece 'bir' pozisyon verdi. Sağlı sollu saldırdı. Sadece istatistiklere bakan bir futbolsever müsabakanın skorunun 5-0 bitebileceğini öngörebilirdi. Bu kadar etkili futbolun sebepleri arasında Fenerbahçe'nin rakiplerinden daha erken haftayı açması, böyle stres dolu bir ortamda sadece kadınların bulunması gösterilebilirdi. Ancak Fenerbahçe'ye direkt katkıyı sarı lacivert neferlerin nefis futbolu değil, Cüneyt Çakır'ın verdiği iki hatalı penaltı kararı oldu.
Yöneticiler ve başkan son haftalarda üst üste yaşanan hakem hatalarından veryansın ediyordu. Haklıydılar. Puan farkının erimesi, yani hakem hatalarının net bir şekilde puan durumuna yansıması kabul edilemezdi. Ancak bir gerçek var ki, bu açıklamaları her hafta yüksek perdeden yaparsan kendi lehine olan hakem hatalarını da bir şekilde ifade etmen gerekir. Yanlış anlaşılmasın, eğer gol, topun çizgiyi geçmesine göre değil; oynanan futbola göre yazılan bir sayı olsaydı Fenerbahçe müsabakayı 5-0 kazanırdı. Ancak her zaman hak eden kazanmıyor. Son tahlilde hak ederek kazanman için, meşin yuvarlağı çizgiden öteye sen geçireceksin. Hakemin hatalı kararlarıyla kazanmayacaksın, bileğinin gücüyle atacaksın o golü.
Biliyorum Fenerbahçe'nin bu şekilde kazanmak istemediğini. Biliyorum sarı laciverte gönül veren herkesin hakkın yerini bulmasını istediğini. Hatta bunu 3 Temmuz'dan bu yana artarak devam eden adaletsizliğe rağmen istiyorlar. "Bizim canımız yandı, biz başkasının böyle şeyler yaşamasını istemeyiz" dediklerini de... Ancak Fenerbahçe yönetiminin, dün akşam bir şekilde canı yanan Gençlerbirliği'nin de hakkını savunması gerekir. Resmi siteden "Cüneyt Çakır'ın verdiği iki penaltı da hatalıdır. Biz hakkımızla kazanmak istiyoruz. Gençlerbirliği'nin aleyhine verilen hatalı kararlar bir daha gerçekleşmemelidir" demedikçe, Fenerbahçe'nin bundan böyle yapacağı her açıklama benim gözümde yok hükmündedir. Türkiye'nin en büyük kulübü olmak bunu gerektirir. Fenerbahçe sadece sarı-lacivertin değil, kırmızı-beyazın hakkını savunacak misyondadır.
Not: Kaleme almak istemedim önce ancak bunu kınamadan geçemeyeceğim. Gosso'nun Kuyt'a yaptığı hareket adam yaralamaya teşebbüstür. Cezası gerekir. Böyle futbolcuların bırakın maaşla oynatılması, camiada barındırılması bile sakıncalıdır.
Son Dakika › Spor › Çağrı Develioğlu: Fenerbahçe'nin Misyonu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?