Borussia Dortmund'a 12 yaşında geldiğini söyleyen ve ilk derbisini aynı yıl Schalke 04'e karşı oynadığını söyleyen Nuri Şahin, "Schalke'ye ilk golümü U14'te oynarken attım ve o golün verdiği hissi hiçbir zaman hissetmedim; çünkü o golden sonra kulübe ait olduğumu anladım. İnsan oynasa da oynamasa da; sakat olup tribünde olduğu zaman kendi şehrinin kulübü olduğu için, insan ister istemez hem üzülüyor, hem sevgisini daha fazla yaşıyor. Bunu da taraftarlar gördüğü için çok hoşlarına gidiyor" dedi.
Real Madrid ve Liverpool gibi üst düzey takımlarda oynadığının hatırlatılması ve Dortmund'u farklı kılan unsur konusunda Nuri Şahin, "Dortmund benim evim. İnsanın en rahat hissettiği yer evidir. Yurt dışında oynadıktan sonra bu hissi bana verebilen tek yer Dortmund" diye konuştu.
"Madrid taraftarı başarıya alışmış"
Madrid şehri ile Real Madrid, Liverpool şehri ile Liverpool arasındaki farkla Dortmund şehriyle takım arasındaki bağı anlatması isetenen Nuri Şahin, "Madrid biraz farklı. Madrid dünyanın en büyük kulübü. Her futbolcunun hayali. Oradaki taraftarlar bazı şeylere alışmış. Ligde oynadığımız maçta bazen stat sessiz olabiliyor. Çünkü adamlar Şampiyonlar Ligi'nde her yıl yarı final, final oynamaya alışmışlar. Onlar için özel maçlar El Clasico, Şampiyonlar Ligie'nde yarı finalden sonraki maçlar. Ama Liverpool ve Dortmund, buna Feyenoord'u da katabiliriz. Şehirdeki insanlar için kulüpleri çok özel. Dortmund bu anlamda çok farklı" yorumunu yaptı.
"Arsenal'e gidiyordum"
2005'te 17 yaş altı takımının yıldızı olduğunun hatırlatılması ve o yıl Dortmund çöküşte olduğunun kendisinin ise çıkışa geçtiğinin belirtilmesi üzerine Milli oyuncumuz, "Kulübün çöküşü benim çıkışımdır. O zaman alt yapıda çok güzel bir dönem geçirmiştim. U-17 takımıyla Avrupa şampiyonu olduğumuzda kimse bilmez ama başka takıma gidiyordum. Annem babam gitmemi istemedi. Arsenal hem kulübe hem bana çok büyük teklif yapmışlardı. Annem, babam, abim karşı çıkmıştı. İyiki de göndermemişler. Bu teklifleri görünce Dortmund da 'Bu çocukta bir şey var' deyip bana profesyonel kontrat önerdiler. O zaman kulübün hedefi bana profesyonel kontratı verip 2. takımda oynatmak ve yavaş yavaş pişirmekti. U17 sezonu geç bittiği için bana 3 hafta 3 hafta tatil verdiler. Tatilden sonra da Bundesliga'nın başlamasına bir hafta vardı. 2-3 idman yapmıştım, Cumartesi günü Wolfsburg maçı vardı. Perşembe günü o zamanki hocam Bert Van Marwijk beni odasına çağırdı, 'Cumartesi seninle başlamak istiyorum, ne dersin?' diye sordu. Bende yaş daha 16. Heyecanlandım. Bakakaldım. 'Oynar mısın' dedi. Ben de, 'Oynarım' dedim. 'İyi o zaman oyna' dedi. Dortmund'un ilk çökmesi sonra beraber çıkmamız böyle oldu. Güzel bir hikayeydi" ifadelerini kullandı.
"Klopp'un en büyük özelliği insan olması"
Çıkış hikayesinin en önemli aktörünün Jurgen Klopp olduğunun hatırlatılması ve bu farklılığının ne olduğunun sorulması üzerine Nuri Şahin, "Hocanın en büyük özelliği insan olması. İnsanlığını kaybetmemesi; çünkü günümüz profesyonel futbolunda o insani duyguları göstermek özellikle bir hoca için zordur. 20-25 profeasyonel futbolu var, görüşleri farklı. Onları rencide etmeden her futbolcuyu kullanabilmesi çok önemli. Her futbolcu her hafta oynayacak diye bir şey yok. Bazı futbolcular 6-7 hafta oynamıyor. Oynamadıkları zaman moralleri bozulmuyor. Hoca her zaman futbolcusuyla sadece saha içinde değil saha dışında da yakın ilişki sağlayan bir insan. Futbolla alakalı olmayan konularda 2-3 saat konuştuğumuz dönemler oldu. Madrid'e gittiğimde sakatlık yaşadığımda benim için çok önemli olan şey beni ilk arayan kişinin Klopp olmasıydı. O zaman bana kıralabilirdi; çünkü kulüpten ayrılmıştım. Belki başka bir hoca olsa arayıp sormazdı. 'Sen bizden gittin bak ne oldun' diye söyleyebilirdi. Bana her zaman sahip çıktı" yanıtını verdi. Takımın havasının çok farklı olduğunu vurgulayan Nuri Şahin, "Kimin doğumgünü varsa, diğer oyuncular saha ortasahadan doğumgünü şarkısı söylüyor. Yunanca da Ermenice de Japonca da doğumgünü şarkısını biliyorum. Her zaman sonuncu şarkıyı Yunan futbolcumuzu Sokrates söyler çünkü onların şarkısı çok komik" ifadelerini kullandı.
"Alman değil Türk hissediyorum"
Alman oyuncuların Türk Milli Takımı'nı tercihi konusunda açık yüreklilikle konuşan Nuri Şahin, " Almanya, Dünya şampiyonu oldu. Beni çok sayıda insan, "Alman Milli Takımı'nı seçseydin Dünya şampiyonu olacaktın" diye aradı. Benim onlara verdiğim tek cevap ben Alman değilim, ben kendimi Türk olarak hissediyorum. U14 - U-15'te Alman milli takımının kampına çağrılmıştım. Annem, babam ve dedem olsun git gör, ondan sonra karar ver dediler. Benim her zaman hedefimde Türkiye için oynamak vardı. Kamp 3 gündü. 2 gün sonra oradaki hocaya Türkiye'yi seçeceğimi söyledim. Dedemi aradım, 'Dede trene atladım geliyorum, beni al" dedim. O da şaşırdı. Bundan sonra Türkiye için oynama kararı aldım" diyerek Milli Takımı tercih sürecini anlattı.
"O zaman hiç gelmesinler"
Almanya'da yetişen ve bu ülke milli takımını seçen oyunculara hiçbir zaman neden Almanya'yı seçtin demeyeceğini vurgulayan Nuri Şahin, "Bu hiçbir zaman sorgulanmaması gereken bir konu. Kızdığım şey de bazı futbolcuların 'Almanya olursa olur, olmazsa Türkiye'yi seçerim' düşüncesi. Bu çok saçma. O zaman hiç gelmesinler, oynamasınlar. Mesela Hakan Çalhanoğlu Alman Milli Takımı'nda oynayamaz mı, oynar. Ama Türkiye'yi seçti. Ömer Toprak, bence Avrupa'nın sayılı stoperlerinden birisi. İkisi de Atletico madrid maçında penaltıyı kaçırdılar o başka bir şey ama (gülüyor) ikisi de çok büyük futbolcu. Ama Türkiye'yi seçtiler. Gururla Türk futbolu için Türk Milli Takımı için oynuyorlar. İYi bir dönemden geçmiyoruz ama kararlarımızı sorgulama hakkı vermez kimseye" diyerek sözlerini bitirdi.
NTV Spor
Son Dakika › Spor › Nuri Şahin: O Zaman Hiç Gelmesinler! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?