Güle güle Meireles!
Fenerbahçe-Beşiktaş maçları son yılların en keyifli derbi maçları bu kesin. Bugün yine gollü ve keyifli bir maç olacağını öngörmekteydim ve maç tamamıyla beklentilerimi karşıladı.
Beşiktaş cephesinde Bilic'in maça iki tane bireysel hataya çok yatkın oyuncu(Ersan-Serdar) ile başlaması bence doğru karar değildi. Ramon Motta'nın solda Atiba'nın sağda başlaması çok daha akılcı bir başlangıç olabilirdi. Fenerbahçe ise Emenike-Webo tercihi haricinde beklenen kadrosu ile sahadaydı.
Maç başladığında Beşiktaş'ın son derece arzulu ve önde oynamak isteyen oyununu gördük. Oğuzhan ve Olcay'ın çok etkili başladığı maçta Almeida'nın da en uçta son derece verimli başlaması Beşiktaş'ın gole kolay ulaşabileceğinin ipuçlarıydı ki öyle de oldu. Almeida'nın nefis pasında son derece soğukkanlı bir şekilde golü atan Olcay Beşiktaş'ı 1-0 öne geçirdi ama Fenerbahçe bu gole hemen reaksiyon vererek Emenike ile maça dengeye getirdi. Bu golde Serdar Kurtuluş'un adamını kovalamaması ya da kaçırması fahiş bir hataydı ki Fenerbahçe'nin ikinci golünde de ofsaytı bozan Serdar Beşiktaş savunmasının Ersan ile birlikte ilk yarıdaki kanayan yarası oldu.
Raul Meireles'in pozisyonuna çok fazla yorum yapmaya gerek yok. Bu tecrübede bir oyuncunun üzerinde taşıdığı formanın ağırlığını bilmesi gerekir, böyle bir kırmızı kart görmeye hiçbir takım oyuncusunun hakkı olmadığını düşünüyorum. Fenerbahçe 10 kişi kalmasına rağmen büyük bir iştah ve karakter ortaya koyarak maçı 2-1'e getirmeye başardı ama bu dakikalarda Oğuzhan ve Almeida Fenerbahçe savunmasının dengesini bozarak iki dakikada iki gol attı ve maç bambaşka bir noktaya geldi.
İlk yarıyı Beşiktaş 3-2 önde kapattığında herkes ikinci yarının Beşiktaş'ın kontrolünde ve istediği gibi geçeceğini düşünüyordu ama bambaşka bir ikinci yarı bizleri bekliyordu. Bu noktada benim düşüncem Bilic'in maçı okuyamaması ve tercihleri Beşiktaş için büyük sıkıntı yarattı.
İkinci yarının başında Serdar'ın yerine Ramon Motta'yı alarak Atiba'yı sağa Ramon'u sola atması Beşiktaş için çok daha iyi olabilirdi. Bilic bunu yapmadığı gibi orta sahanın dinamosu Veli sakatlıktan sonra Atiba'yı oraya çekip Ramon'u oyuna almayarak Necip'e güvenmesi maçın kırılma anı ve en büyük fahiş hatası oldu. Zaten Oğuzhan ve Fernandes ile nispeten yumuşak olan orta sahaya Atiba'yı çekmeyip maç eksiği ve yetenek kısıtlılığı olan Necip'i o noktaya koymak Beşiktaş orta sahasını tamamen oyundan düşürdü. Zaten Necip kırmızı kartı görüp oyundan çıkınca Bilic Atiba'yı mecburen o noktaya çekmek zorunda kaldı ama Beşiktaş'a epey zaman ve ivme kaybettirdi.
Fenerbahçe ikinci yarı 10 kişi ile o kadar arzulu, iştahlı ve efektif bir futbol oynadı ki bu maçı kaybetse futbolun adaleti yerini bulmazdı. Hatta maçı kazanmaya daha çok yaklaşan ve hak eden taraf da Fenerbahçe oldu ama Beşiktaş da ilk yarıdaki büyük futbolu ile 1 puanı alamasa yazık olurdu. Ligin kaliteli iki takımının, tempolu oynamayı sevmeleri maçın harika bir havaya bürünmesinin temel nedeniydi.
Beşiktaş'ın fizik güç olarak da Fenerbahçe'nin gerisinde olduğu son 20-25 dakikada görüldü. Bu Fenerbahçe takımının bu iştahı ve kondisyonu ile ligde 4 maçı 90'larda kazanması kesinlikle tesadüf değil, bu maçı da kazanabilirlerdi. Beşiktaş için moral verici ve umut tazeleyici bir puan olurken, Fenerbahçe de bu sene şampiyonluğa en yakın takımı olduğunun altını kalın kalın çizdi bu enfes 90 dakika ile…
Son Dakika › Spor › Rüya Gibi Doksan Dakika - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?