Avrupa Futsal Şampiyonası Sona Erdi

28 Ocak - 8 Şubat tarihleri arasında Belçika'nın Antwerp şehrinde düzenlenen organizasyonda 12 takım mücadele etti. Oynanan 20 maçta toplam 89.240 seyircinin tribünlerde yer aldığı şampiyona böylelikle ortalama 4.462 seyirciye oynanmış oldu ki buradan Belçika'nın gayet iyi bir sınav verdiği sonucuna varabiliriz. 121 golün atıldığı organizasyon maç başına 6.05 gol ortalaması ile son beş Avrupa Şampiyonası'nın en fazla gol atılan ikinci turnuvası oldu. Ancak yakalanan bu gol sayısına rağmen turnuvanın anahtarı son yıllardakinden farklı olarak hücum değil savunma oldu ve İtalya hemen hemen her maçında ortaya çıkan müthiş kaleci ve savunma performansı ile zafere gitti.

Turnuva başlarken en büyük favori toplamda 6 şampiyonluk sahibi ve son 4 Avrupa Şampiyonası'nı üst üste kazanmış olan İspanya'ydı. Şu anda Avrupa'daki en güçlü ve kaliteli futsal ligine sahip olan İspanyollar temelini Inter Moviestar ve Barcelona gibi iki futsal devinin oluşturduğu kadrolarıyla burada yine ön plandalardı. Hemen akabinde Rusya özellikle Brezilya'dan devşirdiği yıldızlarla kendi oyuncuların başarılı bir karması görüntüsündeydi. 2012'de İspanya'ya finalde kaybeden Ruslar buraya daha da güçlenmiş ve deneyim kazanmış bir ekiple geldiler. Bu iki takımın hemen arkasında da Portekiz ve İtalya şampiyonluk için diğer adaylar olarak gösteriliyordu. Portekiz Cardinal ve Ricardinho gibi Avrupa'nın en elit hücum oyuncularından ikisine sahipti, İtalya'nın ise takım olma vurgusu her turnuvada olduğu gibi burada da ön plana çıkıyordu.

Turnuvanın grup aşaması büyük bir sürprize yol açmadı. B grubunda iki dev Rusya ve Portekiz yer alıyordu ki herkesin tahmini bu iki takımın 1 ve 2. Sırayı alacağı şeklindeydi, öyle de oldu. Aralarındaki maç berabere bitince lideri grubun diğer takımı Hollanda'ya hangisinin daha çok gol attığı belirledi ve o takım Rusya oldu. Grup aşamasında Brezilya kökenli yıldızları Robinho ve Eder Lima'nın herkese gözdağı verdiği Rusya kusursuz hücumuyla herkesin beğenisini kazandı.  Diğer favorilerden İtalya C grubunu İspanya ise D grubunu lider bitirdi ve çeyrek final aşamasına gelindi.

Çeyrek finale gelindiğinde ön plana çıkan dört takımda beklenen yerdeydi ama son dört turnuvanın şampiyonu İspanya her ne kadar grubunu lider bitirmiş olsa da alışıldık görüntünün uzağında kalmıştı. Grupta Hırvatistan ile berabere kaldıkları maç soru işaretlerini arttıran en önemli faktördü. Gelgelelim dört takım da çeyrek finalde rakiplerini geçmeyi başardılar ve yarı finalde buluştular. Bir tarafta Portekiz İtalya ile eşleşirken diğer tarafta bir önceki turnuvanın finali duruyordu, Rusya-İspanya.

Final haricinde turnuvanın en çok izlenilen maçı olan "erken final" niteliğindeki Rusya-İspanya kapışması nefesleri kesti ve normal sürede yenişemeyen iki takımın düellosunda uzatmaların son saniyelerinde gülen Rusya oldu. Sonuca bakarak İspanya'nın bu turnuvada istediğini alamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz ama bu maç özelinde eleştirmek Rusya'nın müthiş oyununu da haksızlık olacaktır. Rusya salon futbolunun tüm doğrularını yerine getirdiği bir yarı final maçı oynarken hem Pula, Robinho, Eder Lima gibi müthiş oyuncularının hücum kapasitelerini öne çıkardı hem de oyunu o kadar hızlandırdı ki İspanya ağırlığında bir takımın bile tüm kurgusunu çöpe attı. Kısacası Rusya için kesinlikle hak edilmiş bir finaldi. Diğer tarafta İtalya Portekiz karşısında oyunun genelinde etkin olamadığı bir maçtan kalecisi Stefano Mammerella'nın muazzam kurtarışları ile finale gitmeyi başardı. Portekiz maçı kazanabilmek adına her şeyi denese bile İtalya'nın çok iyi alan parselizasyonu üstüne kalecisinin de Buffon'vari bir performans göstermesi finali onlara getirdi.

Rusya-İtalya finaline gelindiğinde fotoğraf savunma ve hücumun kapışmasını izleyeceğimiz yönündeydi ki final beklentilerin dışına çıkmadı. İtalya turnuva boyunca iyi kurguladığı alan savunmasını final maçında o kadar mükemmelleştirdi ki finale kadar her maç hücumda baş döndüren Rusya maçın içinde ufak ufak eriyip gitti. Bu aynı zamanda son 10 senede büyük hücumcuları ile şampiyonluğa giden takımların karşısında savunma oyununun da yükselişini gösteriyordu. İtalya turnuvanın hiçbir maçında muhteşem hücum etmedi ama oyunun savunma yönünü ve takım mücadelesini her maçta daha da iyiye götürdü. Kaleci Stefano Mammerella'nın muhteşem performansı da bu oyunun kaymağı oldu adeta. Böylelikle daha önce tarihindeki tek şampiyonluğu 2003 yılına alan İtalya ikinci şampiyonluğuna uzanırken Rusya Avrupa Futsal Şampiyonlarındaki beş finalinden dördüncü mağlubiyeti ile ayrılmış oldu.