Terim'i Başarıya Götüren 'Altın' Sır...

Geçtiğimiz yıl tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşayan Galatasaray, idari ve yönetimsel değişiklikler yapılmasıyla birlikte üzerindeki kara bulutları dağıtmış gözüküyor. Bu sezon 29. hafta itibariyle en yakın takipçisi Fenerbahçe'ye 9, Beşiktaş ve Trabzonspor'a da 17 puana fark atmayı başaran sarı-kırmızılı takımda, en önemli farklılık ise savunmada göze çarpıyor.

Galatasaray'da 3. dönemini geçiren Teknik Direktör Fatih Terim, 7. sezonunu yaşadığı sarı-kırmızılılarda defansif anlamda en başarılı 2. sezonunu geçiriyor. Galatasaray ile ilk sözleşmesini 1 Temmuz 1996 günü imzalayan Fatih Terim, takımın başında üst üste dört yıl şampiyonluk ipini gögüslerken, sarı-kırmızılılar bu sezonların 29. haftaları sonunda kalesinde ortalama 26 gol gördü.

İlk sezonunun 29. haftasında lider durumda bulunan 'Terim'in Aslanları' rakiplerine 26 gol için izin verirken, 2. sezonda ise söz konusu haftayı 37 gol ile 2. sırada geçti. Üçüncü sezonda savunma açısından başarılı bir sezon geçiren Galatasaray kalesinde 27 gol görürken, UEFA Kupası'nın kazanıldığı 1999-2000 sezonunda savunma performansında zirve yaptı. UEFA Kupası'nı kazanarak Türkiye'de bir ilke imza atan sarı-kırmızılılar, sağlam defans hattıyla sadece 18 gol yedi.

2. DÖNEM GÜZEL BAŞLADI AMA...

İlk döneminde adını Türk futbol tarihine altın harflerle yazdırmayı başaran Fatih Terim, 2 sezonluk Avrupa macerasının ardından Galatasaray'a 2002-2003 sezonunda dönüş yaptı. Görevi defansif futboluyla eleştiri alan Mircea Lucescu'dan devralan tecrübeli teknik adam, bu sezon olduğu gibi kadroda büyük bir değişikliğe gitmesine rağmen savunma anlamında başarılı bir sezon geçirdi. Galatasaray, sezon sonunda Beşiktaş'ın ardından 2. sırada kalırken, sarı-kırmızılılar 29. haftayı sadece 23 gol yiyerek geçti.

2. dönemin 2. sezonuna mutlak şampiyonluk parolasıyla çıkan Fatih Terim, özellikle defansın ortasında istikrarı sağlamakta büyük zorluk sağladı. İmparator lakaplı Terim 26. hafta oynanan Çaykur Rizespor karşılaşmasının ardından görevden ayrılırken, sarı-kırmızılılar 34 golü kalesinde görmüştü bile. Bu sezon Terim'in yönettiği Galatasaray takımlarının maç başına en fazla gol yediği yıl oldu.

29. HAFTALAR İTİBARIYLE YENİLEN GOL 1996-1997 26 1997-1998 37 1998-1999 27 1999-2000 18 2002-2003 23 2003-2004 34 2011-2012 21

TAKIM KARIŞIK, GÖREV YİNE TERİM'İN

7 yıllık aranın ardından sarı-kırmızılı takım ile 3. dönemini yaşamak için geri dönen Fatih Terim'in baştan aşağıya yenilediği Galatasaray, bu sezon istatistikleri alt-üst eden bir performans sergiliyor. Transfer edilen oyuncular kariyerlerinin zirvesini yaşarken, takım da sert savunmasıyla rakiplerine zor anlar yaşatıyor.

30. haftaya girilirken kalesinde gördüğü 21 gol ile ligin en az gol yiyen takımı olan Galatasaray'da, Teknik Direktör Fatih Terim de savunma anlamında en iyi 2. sezonunu geçiriyor. 1999-2000 sezonunda 29. haftayı 18 gol yiyerek geçiren Terim'in takımı, bu sezon ise kalesinde sadece 21 gol görmüş durumda. Takımı bu performansa taşıyan en büyük değişiklik ise kalede ve savunma hattında göze çarpıyor.

TERİM'İN KALECİ TERCİHLERİ FARK YARATIYOR

Galatasaray'da görev aldığı sezonlarda Fatih Terim'in yaptığı fark yaratan kaleci tercihleri dikkat çekiyor. İlk sezonunda gelir gelmez ısrarla A Milli kaleci Volkan Kilimci'nin takıma kazandırılmasını isteyen başarılı antrenör, iki sezon sonra ise Brezilya'nın efsane file bekçilerinden Taffarel'i transfer etmişti. Başarısız geçen 2. periyotta kaleyi Kolombiyalı Mondragon'a teslim eden Terim, bu sezon başında ise sarı-kırmızılı takımın bir kaleciye verdiği en yüksek bonservis bedelini ödeterek Uruguaylı Fernando Muslera'yı transfer etti.

Ligin ilk iki haftasında takımın yeni kurulmasının verdiği uyumsuzluğun da etkisiyle kalesinde 3 gol gören 25 yaşındaki kaleci, 3. haftada Karabükspor maçında gördüğü kırmızı kartın ardından kendine geldi. Galatasaray'ın yakaladığı 9 maçlık galibiyet serisinin en büyük mimarlarından olan Uruguaylı, art arda gol yemediği 7 deplasman maçıyla da alışmadık bir istatistiğe imza attı.

Geride bıraktığı 29 lig maçında kırmızı kart görerek 13. dakikada oyunu terk ettiği Karabükspor maçı da dahil olmak üzere tam 13 maçta kalesini gole kapatan başarılı file bekçisi, 20 gol yediği sezonda yaptığı kurtarışlar ile takımına büyük güven verdi. Dünya kulüplerinin de kısa zamanda dikkatini çekmeyi başaran sempatik oyuncu, yakaladığı istatistiklerin gösteremeyeceği şekilde takımın da en sevilen oyuncularından biri oldu. Uruguaylı yıldız büyük maçlardaki performansı ile de savunmasına büyük güven sağlarken, taraftarların sevgilisi oldu.

ALTIN KURAL SAVUNMADA İSTİKRAR

Fatih Terim'in başarılı olduğu sezonlarda takımlarda en çok dikkat çeken özelliklerden biri de oturmuş savunma hattı. 1996 yılında geldiği Galatasaray'da Bülent Korkmaz başta olmak üzere Ergün Penbe, Vedat İnceefe, Hakan Ünsal, Ümit Davala, Fatih Akyel gibi milli savunma oyuncularını takımda toplayan Terim, bu isimlerin yanına Filipescu, Capone, Popescu gibi başarılı yabancıları da katarak hala ezbere sayılabilen bir defans hattı oluşturmuştu. Bu isimleri orta sahada çok koşan Suat Kaya, Tugay Kerimoğlu, Okan Buruk gibi isimlerle pekiştiren başarılı antrenör tarihi UEFA Kupası'nın temelini atmıştı.

2002 yazında başlayan 2. döneminde ise Fatih Terim, savunmada istikrarı sağlamakta büyük güçlük yaşadı. Bülent Korkmaz, Ergün Penbe, Ümit Davala ve Hakan Ünsal gibi isimlere o dönemde de sahip olan tecrübeli teknik adam, yaptığı transferlerde ise isabet tutturamadı. Frank de Boer, Xavier, Almaguer, Orhan Ak, Cihan Haspolatlı, Ömer Erdoğan, Prates, Tamas, Petre, Suat Usta ve Mohammed Sarr gibi birçok savunma oyuncusundan verim almayı başaramadı. Savunma hattını bir türlü oturtamayan Terim'in 2. Galatasaray macerası bunun da etkisiyle karanlık geçti.

3. döneminde ise işi sıkı tutmak isteyen Fatih Terim, savunma hattını 2 tecrübeli yıldız Ujfalusi ve Eboue ile takviye etti. İlk haftalarda Ujfalusi-Servet ikilisini deneyen, Eboue'yi ise orta alanda kullanan başarılı antrenör, ufak oynamaların ardından ideal 4'lüsüne kavuştu. Semih Kaya'nın beklentileri aşması ve Eboue'nin sağ bekteki etkili performansına Hakan Balta'nın da eski günlerine dönmesi eklenince, Galatasaray'ın savunmadaki sıkıntıları minimuma indi.