Ağrı'da aralarında bir ilköğretim okulunu yakmaya çalışanların da bulunduğu 7 sanıklı terör örgütü davasının görülmesine Erzurum'da başlandı.
Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlayan davanın ilk celsesinde tutuklu sanıklar Metin Özmen, Halit Çankaya, Seyithan Erkan, Kemal Kahraman, Erkan Efe ve Serhat Oktay, avukatları ve yakınları hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan sanık Faris Kineş ise duruşmaya gelmedi.
Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya'nın savunma yapmalarını istemesinin ardından söz alan sanıklardan Seyithan Erkan, Kürtçe yaptığı savunmasında, ülke genelindeki cezaevlerinde yapılan açlık grevlerine destek vermek amacıyla bazı arkadaşlarıyla aralarında görüşerek bir okul yakmaya karar verdiklerini ifade etti.
İki arkadaşıyla saat 02.20 sıralarında Ağrı kent merkezinde bulunan Yavuz Selim İlköğretim Okulu'na gittiklerini anlatan Erkan, temin ettiği bir bidon benzin, molotofkokteyli ve diğer malzemelerle okulun camlarını kırıp içine girmeye çalıştıkları sırada polis ekipleri tarafından yakalandıklarını belirtti.
Tercüme yapan kişinin bunu sağlıklı yapamaması üzerine sanık Erkan, savunmasına Türkçe devam etti. Hakkındaki iddiaları görünce şaşırdığını kaydeden Erkan, şöyle konuştu:
"Dava dosyasındaki iddianamede hakkımda yer alan iddiaların hiçbiri doğru değil. Bu iddialarla müebbet hapis cezası alırım. Emniyetteki ifademi baskı altında aldılar. Emniyetteki ve cumhuriyet savcılığındaki ifademi kabul etmiyorum. Hakkımdaki iddiaların tümünü reddediyorum. Kamuoyunun dikkatini açlık grevlerine çekmek için okul yakmaya karar verdik. Ancak okulun camını kırıp içeri girdiğimizde bu kararımızdan vazgeçtik. Bu sırada da polisler gelip bizi yakaladı."
Mahkeme Başkanı Kahya'nın, "Sen Şanlıurfalı'sın, okumaya gittiğin Ağrı'da seni okul yakmaya iten bu hırsın ve öfkenin sebebi neydi, neden suçsuz günahsız 500 Ağrılı çocuğun okulunu yakmaya kalktın-" sorusu üzerine Erkan, şunları söyledi.
"O dönem binlerce insan cezaevlerinde açlık grevleri yapıyordu. Tutuklu ve hükümlülerin birçoğu ölümle karşı karşıyaydı. Onların ölmemesi için kamuoyunun dikkatini çekecek bir eylem düşündüm. Sosyal medyayı takip ediyordum, o dönem bazı yerlerde okul yakma eylemleri oluyordu, ben de arkadaşlarımla kamuoyunun dikkatini çekmek için böyle bir eylem yapmaya karar verdim. Ancak okulun içine girince birden yakma eyleminden vazgeçtik. Bu sırada polis ekipleri okulun çevresini sarıp bizi ellerimizdeki malzemelerle suçüstü yakaladı."
Diğer sanıklar da savunmalarında haklarındaki iddiaları kabul etmediklerini, poliste baskı altında verdikleri ifadelerini kabul etmediklerini, okul yakma eylemine giden sanıklar ise okula gittiklerini, ancak son anda eylemden vazgeçtikleri için suçun oluşmadığını kaydetti. Sanıklar, BDP Ağrı İl Başkanlığı ve Ağrı Öğrenci Derneği'nin çağrısı üzerine yapılan bazı basın açıklamalarına katıldıklarını kabul ettiklerini dile getirdiler.
Duruşmada başka bir suçtan dolayı Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan tanık Engin Durak da dinlendi. Durak, tutuklu sanıklarla ilgili emniyette verdiği ifadesinin baskı altında alındığını, bu ifadenin gerçeği yansıtmadığını, bunu kendisinin uydurduğunu söyledi.
Mahkeme Başkanı Kahya, bazı sanıkların çok iyi Türkçe bilmelerine karşın ısrarla Kürtçe savunma yapmaları üzerine, şöyle dedi:
"Duruşma salonundaki tüm sanıkların anadillerinde savunma yapmalarını kabul ediyorum, bu konuda hiçbir itirazım yok. Ancak bazı sanıkların tercümanları iyi çevrim yapamadığı için mahkeme heyeti olarak sanıkların savunmalarını anlamakta zaman zaman zorlanıyoruz. Sanıkların suçsuz veya suçlu olduklarına anlamak ve ona göre karar vermek için mimikleri dahil tüm konuşmalarını dikkatle izleyip bir sonuca varmaya çalışıyoruz. Bu nedenle Türkçe'yi iyi bilen sanıkların anladığımız dilde savunma yapmaları bizleri rahatlatır. Hakkaniyet ölçüsü içinde karar vermemize yardımcı olurlar diye düşüşüyorum. Ama Türkçe'yi bilmeyenlere bir itirazımız yok. Bu davadaki tüm sanıkların üniversite öğrencisi olduklarını belirtmek isterim."
Mustafa Kahya'nın bu sözleri üzerine söz alan bir sanık avukatı, Kürtçe savunma yapmak isteyen sanıklara devletin tercüman temin etmesi gerektiğini, ne avukatların ne de mahkeme heyetinin sanıklara Türkçe savunma yapmaları konusunda telkinde bulunmaması gerektiğini, Adalet Bakanlığı'nın isteyen sakınlara Kürtçe tercüman sağlanması konusunda bir çalışma içerisinde bulunduğunu hatırlattı.
Diğer sanık avukatları da müvekkillerinin 4 aydır tutuklu bulunduklarını, tamamı üniversite öğrencisi olan sanıkların açlık görevlerine dikkat çekmek için okul yakma eylemi düşündüklerini, ancak bu düşüncelerini eyleme dönüştürmeden vazgeçtiklerini ifade ettiler. Sanık avukatları müvekkillerinin tutukluluk süreleri ve yakında TBMM'de yasalaşması beklenen 4. Yargı Paketi'nin göz önüne alınarak tahliyelerine karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, daha sonra tutuklu sanıklardan Erkan Efe'nin tahliyesine, mazeretsiz mahkemeye gelmeyen tutuksuz yargılanan sanık Faris Kineş'in mahkemeye zorla getirilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
-Olay-
Alınan bir istihbaratı değerlendiren Ağrı Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve Özel Harekat Şube Müdürlüğü ekipleri, 19 Kasım 2012'de kent merkezindeki Yavuz Selim İlköğretim Okulu'nu yakmaya çalışan 3 kişiyi ellerinde benzin bidonu, eldiven, kar maskesi ve molotofkokteylleri ile suçüstü yakalamış, ardından devam eden operasyonlar kapsamında terör örgütüne üye oldukları ve örgütsel faaliyetlerde bulundukların belirlenen 4 kişi daha gözaltına almıştı.
Muhabir: Hasan Özkal
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu - ERZURUM
Son Dakika › Yerel › Ağrı'daki Terör Örgütü Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?