METİN GİRGİN - ŞAHİN OKTAY - Okula başlamasına günler kala parkta oynarken yüksekten düşerek beyin kanaması geçiren, iki kez ameliyat olan ve yatağa bağlı yaşayan 10 yaşındaki Taha Ülgü'nün durumu yürekleri sızlatıyor.
Taha Ülgü, yapılan ameliyatların ardından soluk borusuna takılan "Trakeostomi kanülü" ve midesine yerleştirilen beslenme tüpü ile yaşam savaşı veriyor. Okul hayali yarım kalan Taha'nın annesi Sermin Ülgü, oğlunun ağzından çıkacak "anne" sözcüğünü duyabilmek için dört yıldır dua ediyor.
Çatısı olmayan, iki odalı ve rutubetli bir evde Taha ve diğer iki çocuğuyla barınmaya çalışan Ülgü ailesi, çocuklarına daha iyi şartlarda bakabilmek için hayırseverlerden yardım bekliyor.
Baba Sedat Ülgü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Taha'nın kazanın hemen ardından kaldırıldığı Kocaeli Devlet Hastanesinde 14 gün yoğun bakımda kaldığını, oğlunun Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde de 6 ay tedavi gördüğünü kaydetti.
Sedat Ülgü, "Taha o sene okula gidecekti. Annesiyle okul alışverişi yapmıştık ama o talihsiz kazayı yaşadık. Okula gidemedi. Çantasını almıştık, mahallemizde okula giden bir komşumuzun çocuğuna verdik" diye konuştu.
Taha'nın yanında 24 saat birinin bulunması gerektiğini aktaran Ülgü, "Karnından açılan delikle hortumla besleniyor. Mama basıyoruz. Doğru dürüst uyuyamıyoruz. Dört senedir bakımı bizi maddi ve manevi çökertti" ifadesini kullandı.
"Biz İbrahim Tatlıses olamayız"
Sedat Ülgü, bin lira maaşla ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Boğazına takılan nefes almasını sağlayan aparatı borç bularak kendim aldım. Devlet karşılamıyor. 2 odanın içinde 8 kişi kalıyoruz. Zor şartlar altında bakıyorum. Evin çatısı yok, rutubetli. Taha çabuk rahatsızlanıyor çünkü enfeksiyona açık bir hasta. Belediyeden çatı talebinde bulundum ama henüz bir yanıt gelmedi. Tıbben Taha'nın eski sağlığına kavuşma ihtimali yok. Biz bir İbrahim Tatlıses olamayız. Paramız yok, çevremiz de yok. Oğluma çok zor bakabiliyorum. İhtiyaçlarını karşılayamadığım için bankadan kredi çektim. Hacizlik oldum. İki haftada bir kapıma haciz memurları geliyor. Devlet büyüklerimizden, Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Sayın Başbakanımızdan oğluma daha rahat bakabileceğim bir ortam istiyorum. Geçici işlerde değil, artık kadrolu düzgün bir maaşla çalışıp, oğluma ve aileme daha iyi şartlarda bakabilecek iş istiyorum. Evimiz yola uzak ve yokuş. Rahatsızlandığı zaman kucağıma alıp, o dik merdivenleri çıkıyorum. Çok zorlanıyorum. Kışın ambulans buraya çıkamıyor, oğlumu kucağıma alıp yola çıkarmam gerekiyor."
"Bir kere 'anne' desin yeter"
Anne Sermin Ülgü ise zamanının büyük çoğunluğunu Taha'nın başında geçirdiği için diğer iki çocuğuyla yeterince ilgilenemediğini, Taha'yı hastaneye götürmek zorunda kaldığında da çok sıkıntı yaşadığını anlatarak, şöyle konuştu:
"Evden yola çıkmak için dik merdivenleri çıkmak gerekiyor. O merdivenleri çıkamıyorum. Ancak babasını arayacağım, gelecek ve kucağında ambulansa götürecek. Kayınvalidem ve kayınpederim de yardımcı oluyor. Allah onlardan bin kere razı olsun. Rabbim oğlumu bize bağışlasın, başka birşey istemiyorum. Kazadan sonra 'anne' diyemedi. Çok özledim 'anne' demesini. Şu haliyle bir kere bana 'anneciğim' dese yeter. Kokluyorum, öpüyorum, sarılıyorum ama bir kere 'anne' desin yeter, çok ihtiyacım var."
Son Dakika › Yerel › Bir Kere 'Anneciğim' Dese Yeter' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?