Dünya Tüberküloz Günü

Bireyin ve dolayısıyla toplumun hala önemli halk sağlığı problemi olan tüberküloz hastalığından korunmasında en önemli hususun, tüberküloz hastalarına erken tanı konulması ve kısa sürede tedaviye başlanması olduğu bildirildi.

Tekirdağ Halk Sağlığı Müdürlüğünden, "Dünya Tüberküloz Günü" dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, halk arasından verem olarak bilinen hastalığın, verem basili tarafından oluşturulan ve solunum yoluyla bulaşan bir hastalık olduğu belirtildi.

Virüsün, hastaların öksürme veya hapşırmaları sırasında etrafa saçtıkları verem mikroplarının sağlam kişiler tarafından solunması ile bulaştığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

"Bireyin ve dolayısıyla toplumun hala önemli halk sağlığı problemi olan tüberküloz hastalığından korunmasında en önemli husus, tüberküloz hastalarına erken tanı konulması ve kısa sürede tedaviye başlanmasıdır. Bu nedenle iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi şikayetleri olan vatandaşlarımızın verem açısından kontrollerini yaptırması için en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi ve bebeklerimize 2. Ayın sonunda BCG (verem) aşısı yaptırılması büyük önem arz etmektedir."

Türkiye'de verem hastalığının  teşhis ve tedavisinin ücretsiz yapıldığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan bütün ilaçlar Bakanlığımızca ücretsiz olarak hastalara verilmek üzere sağlık kuruluşlarına dağıtılmaktadır. Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Hastalıkta düzenli ve eksiksiz ilaç kullanımı büyük önem arz etmektedir. Tedavide ilaçlar eksik ya da düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez. Tam tersine tedavisi güç bir duruma gelir. Bu duruma dirençli tüberküloz denir. İlaç tedavisine başlandıktan 15-20 gün sonra bulaştırıcılık büyük oranda azalmaktadır. Tedavisini önerilen sürede eksiksiz tamamlayan hastalar yüzde yüze yakın şifa bulmaktadır."