İzmir'de aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 kişi hakkında "Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" suçlamasıyla açılan davada, tanık ifadelerinin alınmasına devam edildi.
Tutuklu sanığın bulunmadığı duruşmaya, bazı sanıklar ile avukatları katıldı.
Sanık Selçuk Akarı'nın evinde yapılan aramaya katılan polis memuru İzzet Kazmacı, talimat üzerine adrese gittiklerini, arama esnasında eldiven kullanıp kullanmadıklarını ve kamera kaydı yapıp yapmadıklarını hatırlamadığını söyledi.
Bir odadan başlayarak sırasıyla diğer odaları aradıklarını aktaran Kazmacı, arama öncesinde ne bulacaklarına dair bilgi sahibi olup olmadıklarını da anımsamadığını, sadece talimatta belirtilen şekilde aramayı gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş'ın tutanağı kimin tuttuğunu sorması üzerine, bir memurun yazdığını ama adını hatırlamadığını, tutanağa herkesin imza attığını belirtti. Kızıltaş'ın aramaya katılan polislerin isimlerini okuması üzerine, tutanağı yazanın hangisi olduğunu yine de hatırlayamadığını söyledi.
Kızıltaş, tutanağa göre harddiskin imajının alındığını, CD'lerin alınmadığını belirtince, Kazmacı, aramalarda ele geçen CD'lerin genelde muhafaza altına alınıp şubeye götürülerek avukat nezaretinde imaj alındığını dile getirdi.
Kazmacı, soru üzerine aramada sicilce en kıdemli memurun kendisi olduğunu belirtti.
Polis memuru Hakan Çimen, aramada eldiven taktıklarını ve kamera kaydının yapıldığını hatırladığını ama tam emin olmadığını, ele geçirilen materyallerin imajının alındığını anımsadığını söyledi.
Polis memurları Erbay Yavaşça ve Ömer Çetin ise aradan uzun zaman geçtiği için kamera ve eldiveni hatırlayamadıklarını ancak aramaya imaj makinesinin götürüldüğünü belirtirken, Mahkeme Başkanının sorusu üzerine hangi materyallerin imajlarının alındığını anımsayamadıklarını ifade ettiler.
Sanık avukatları, bugüne kadar alınan tanık ifadeleri ve tutanaklara bakıldığında, "en nizami" aramanın Akarı'nın evinde gerçekleştirildiğini ancak burada bile bazı CD'lerin imajlarının alınmadığını söyledi.
"Tutanak okutulmadı ama imzalatıldı"
Akarı'nın oturduğu evin site yöneticisi Muhterem Necdet Demirel, olay günü sitenin güvenlik görevlisinin anons yaptığını, bir evde polis ve jandarmalar tarafından arama yapılacağını söylediğini, arama biraz uzayınca "ne oluyor" diye merak ettiği için eve gittiğini anlattı.
Evin dubleks olduğunu, bir ekibin alt, bir ekibin üst katı aradığını, arama bittiğinde laptobun kayıtlarının bitmesi için beklendiğini aktaran Demirel, bir tutanak tutulduğunu, kendisinin tutanağı okumak istediğini, "gizlilik" kararı olduğu için okutulmadığını ancak polislerin tutanağı kendisine de imzalattığını söyledi.
Tanık Ozan Madenci, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile ifade vereceği Anadolu Ağır Ceza Mahkemesinde hazır bulunmadığı için ifadesinin daha sonra alınmasına karar verilirken, mahkeme heyeti, tanık ifadelerine devam edilmek ve talepleri almak üzere duruşmayı yarına erteledi.
Davanın geçmişi
TMK 10. maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın "Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma" suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede, sanıklar hakkında 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istenmişti.
İddianamede adı geçen 831 mağdurdan, aralarında devlet memuru, asker ve MİT mensubunun da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından "fişlendiği" iddia edilmişti.
Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek" suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edilmişti.
TMK 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Nisan 2013 tarihinde görülmeye başlanan davada bugüne kadar 44'ü Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından olmak üzere tutuklu 69 kişi tahliye edilmişti.
Daha sonra özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından davanın İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi kararlaştırılmış, 5'i asker 10 tutuklunun da bu mahkemece tahliye edilmesiyle 357 sanıklı davada tutuklu sanık kalmamıştı.
20 Ekim 2014'te görülen duruşmada ise Milli Savunma Bakanlığının müdahillik talebi, "suçtan zarar görme ihtimali bulunduğu" gerekçesiyle kabul edilmişti.
Son Dakika › Yerel › Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma' Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?