İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Dizdar Açıklaması

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, bozulmayan endüstriyel ürünlerle ilgili olarak, "İnsanlar ürünlere bir şey karıştırıldığını sanıyor. Halbuki endüstrinin elinde o kadar güçlü makineler var ki bir şey karıştırılmasına gerek yok. Aşırı fiziksel işlem, büyük sıcaklık, büyük basınçlarla bu zaten sağlanabiliyor" dedi.

Doğru beslenme ve günlük yaşamda tüketilen ürünlerle ilgili öğrencilere bilgi vermek amacıyla Bodrum'a gelen Dizdar, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Beslenme koşullarının bu kadar ciddi, derin değişiklik gösterdiğini yakın zamanda anladığını dile getiren Dizdar, "Gıdada bir değişim var. Uzun ömürlü gıda denen bir şey piyasaya hakim hale geldi" dedi.

Bu tür uzun ömürlü ürünlerin bozulmadığı için günlük üreten küçük üreticileri baskı altına aldıklarını öne süren Dizdar, bu tür firmaların büyük kısmının kapatmak zorunda kaldıklarını söyledi.

"Sadece beslenme alışkanlıklarının değiştirilip gerçek gıdaya erişmek isteğini beyan edersek pek çok olumsuz koşul değişmek zorunda kalacaktır" diyen Dizdar, şöyle devam etti:

"Toplum olarak hep gıdaların içerisine bir şeyler karıştırıldığını düşünüyoruz. Bugün sosis bile bozulmuyor ama içinde bir katkı yoktur. Süt bozulmuyor içinde katkı yoktur. Katkı olmamasına rağmen nasıl bozulmuyor derseniz, yapılan işlem zaten gıdayı bozuyor. Aslında yediğimiz gıdanın kendi haline bırakıldığında bozulabilir olması gerekiyor."

Dizdar, gıda endüstrisinde kullanılan makinelerin bazı gıdaları bozduğunu iddia ederek, şöyle konuştu:

"İnsanlar ürünlere bir şey karıştırıldığını sanıyor. Halbuki endüstrinin elinde o kadar güçlü makineler var ki bir şey karıştırılmasına gerek yok. Aşırı fiziksel işlem, büyük sıcaklık, büyük basınçlarla bu zaten sağlanabiliyor. Mesela sütün, yoğurtun ekşimesi lazım ama öyle olmuyor. Yani gıdanın doğal bozulma halinden farklı bir gidişatı söz konusu. Bunun sağlıklı bir vücut için sürdürülebilir olmadığını düşünüyoruz. Bunu herkese anlatana kadar konuşmayı sürdüreceğiz." - Muğla