Kovandan Sofraya İzlenebilir Arı Ürünleri Kongresi

Kovandan Sofraya İzlenebilir Arı Ürünleri Kongresi ve Sergisi'nin sonuç bildirgesinde, Türkiye'nin, dünyanın arı gen merkezlerinden biri sayılırken, yaklaşık 6 milyon koloni varlığı ile dünyada ikinci sırada yer aldığı, mevcut arıcılık potansiyelinden daha etkin yararlanılması gerektiği bildirildi.

Kalkınma Bakanlığı, İstanbul Kalkınma Ajansı ve İstanbul Arı Yetiştiricileri Birliği iştirakleri ile 7-8 Nisanda İstanbul Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde Süleyman Demirel Kültür Merkezi Maslak Ayazağa Kampüsü'nde gerçekleştirilen Kovandan Sofraya İzlenebilir Arı Ürünleri Kongresi ve Sergisi'nin sonuç bildirgesi açıklandı.

Bildirgede, kongrede, birincil üretimden başlayarak kovandan sofraya arı hastalıkları, mücadele yöntemleri, arıcılık uygulamalarında kullanılan teknikler, yeni modern teknolojiler ile arı ürünlerinde gıda güvenliğini etkileyen hileler ve bulaşanların varlığı konuları, besleyici özellikleri, sağlık üzerinde etkileri ve son yıllarda önem kazanan "apiterapi" konularının sektörün tüm paydaşlarının katkılarıyla tartışıldığı belirtildi.

Üniversitelerin ziraat mühendisliği, veterinerlik, tıp, biyoloji, beslenme-diyetetik ve gıda mühendisliği bölümleri ile kamuyu temsilen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Genel Müdürlüğü, arıcıları temsilen Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği ve Türkiye'nin 22 ilini temsil eden birlik temsilcileri, arıcılar, gönüllü kurumlar ve özel sektörden yaklaşık 500 kişinin katıldığı kongre süresince yapılan sunumlar ve tartışmalar sonunda, bazı sonuçlara ulaşıldığı vurgulanan bildirgede, şunlar kaydedildi:

"İnsanoğlunun var oluşundan bu yana tüketilen arı ürünleri bilinen en doğal ve sağlıklı ürünlerdir. Kovandan çıkan ürünler sadece bal olmayıp, polen, arı sütü, propolis ve arı zehiri de çok önemli kullanımı olan ürünlerdir. Diğer kovan ürünlerinin de ticari değer kazanması gereklidir. Ülkemiz dünyanın arı gen merkezlerinden biri sayılmaktadır ve yaklaşık 6 milyon koloni varlığı ile dünyada ikinci sırada yer almaktadır.  Mevcut arıcılık potansiyelimizden daha etkin yararlanılmalıdır. Arıcılık üretim teknikleri, hastalıklarla mücadele ve modernizasyon ihtiyaçlarının sürdürülebilir eğitim programları ile karşılanması ve ayrıca devlet tarafından verilen desteklerin arıcılarımızı daha kaliteli ve güvenli ürünler üretmeye teşvik edecek şekilde düzenlemesi önerilmiştir."

Arıcılığın bitkisel üretimde tozlaşmaya katkıda bulunacak şekilde teşvik edilmesi için destek mekanizmalarının kurulması önerilen bildirgede, şu ifadelere yer verildi:

"Ülkemizde ve dünyada arılarda kış ölümleri geçtiğimiz 10 yıllık dönem içerisinde zaman zaman ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bu konuda uluslararası bilimsel araştırma ekipleri kurulmuş ve yaptıkları araştırmalar, arı ölümlerinin tek bir nedene bağlı olmadığını ve pek çok faktörün bir arada değerlendirilmesi gerektiği sonucunu ortaya çıkarmıştır. Arıcılıkta iyi tarım uygulamaları ve modern tekniklerin kullanımı ile ölümleri önemli ölçüde engellemenin mümkün olduğu sonucuna varılmıştır. Ülke arıcılığımızı modernize edecek yeni uygulama ve projeler hayata geçirilmektedir. Bu çalışmalardan başarılı sonuçlar alınmaktadır ancak bunların arıcılıkta kullanımının yaygınlaşması için devlet ve arıcı birlikleri tarafından kullanımının teşvik edilmesi gerekmektedir."

Arı ölümlerinin azaltılması için...

"Kovan Takip Sistemi" gibi modern çözümlerin kullanımı ile kovan hırsızlığının olduğu gibi kış ölümlerinin de azaltılmasını sağlamanın mümkün olduğuna dikkat çekilen bildirgede, kıymetli arı ürünlerinin dünya pazarında yer alması ve ihracat olanaklarının yaratılması için verimin artırılması, ürünlerde gıda güvenliği ile ilişkili antibiyotik ve pestisit kalıntı sorunları ve ayrıca özellikle balda kasıtlı olarak yapılan aldatmaların giderilmesi gerektiği bildirildi.

Yüzyıllardır insanoğlunun sağlıklı yaşamına katkıda bulunan arı ürünlerinin gıda, gıda takviyesi, ilaç ve kozmetik alanlarında kullanımının desteklenmesi ve sağlık beyanlarının yapılabilmesi için mevcut mevzuatta konvansiyonel gıdaların bilimsel literatür temelinde değerlendirilmesinin mümkün olması gerektiği belirtilen bildirgede, şu ifadeler kullanıldı:

"Hali hazırdaki mevcut uygulamalar sektörde haksız rekabete ve bilgi kirliliğine yol açmakta ve tüketicilerin bilimsel temele dayalı doğru bilgiye ulaşması bu nedenle mümkün olamamaktadır. Ülkemizde arı ürünlerinin tıpta kullanımı (Apiterapi) ile ilgili araştırma ve çalışmalar başlamış olmakla beraber halen yeterli düzeyde değildir. Bu konunun bilimsel bir temelde tıp alanında yer bulabilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir." - Balıkesir