Uludağ Ekonomi Zirvesi"

Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, "Avrupa'daki bütün telekom grupları arasında, 2012 ve 2013 yıllarında en hızlı büyüyen telekom grubu, Turkcell oldu" dedi.

Ciliv, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle düzenlenen "Uludağ Ekonomi Zirvesi"nin "Globalleşen Türk Şirketleri: Yeni Arayış ve Büyüme Stratejileri" başlıklı oturumunda yaptığı konuşmada, gelirlerini büyütmek isteyen herkesin, pazarın yüzde 100'üne odaklanması, oradaki müşterilerin peşinden koşması gerektiğini söyledi.

Globalleşmenin, "müşterinin peşinden koşmak" anlamına geldiği görüşünü aktaran Ciliv, "Müşterinin önünde birçok alternatif var. O alternatiflerin içinde en yüksek faydayı, en üstün hizmeti, ürünü sunuyorsanız müşteri rasyonel hareket ediyor ve 'Benim için en uygun budur' diyor. 'Biz global pazarlara da bu kadar basit bir şekilde, oradaki müşterilere fark yaratabilir miyiz, diğer rakiplerden farklılaşacak, üstün ürün ve servisler sunabilir miyiz' diye düşünmek, bunu yapmak için de muazzam inovasyon, bilgi, kalite, verimlilik gerek" diye konuştu.

Turkcell'in, Türkiye'de 35,2 milyon, yurt dışında ise 37 milyon müşterisi olduğunu dile getiren Ciliv, "Müşterilerimizin yüzde 50'den fazlası yurt dışında. 9 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Bu şirketlerin 5'i kendi pazarında, o ülkede, işte, sektörde açık fark birinci" ifadesini kullandı.

Ciliv, Turkcell'in Türkiye'de ilk "alo"yu 20 yıl önce dedirttiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Türkiye'de 1993'te cep telefonu sayısı sıfır, şimdi neredeyse 70 milyon. Bu kadar muazzam patlayan bir pazar. Turkcell'in kurucuları, 1994 yılında Türkiye'deki pazarda müşteri kazanmaya başladığını görünce, Azerbaycan, Kazakistan, Moldova, Gürcistan, Ukrayna, Belarus, Kuzey Kıbrıs, Almanya'ya gidiyorlar. O pazarlarda ilk olmanın farkını kullanıyor. siz kendi evinizde başarılı olamıyorsanız dışarıda başarılı olmanız zor. Orada siz başka bir lisanda, kültürde onlar başka. Bunlar dezavantaj oluyor ama ona rağmen elinizdeki teknoloji, ürünler, servislerle o pazarlarda fark yaratabiliyorsanız o pazarlarda başarılı olmamak için hiçbir sebep yok."

Pazara ilk giren olmanın avantajları

İş dünyasının devamlı değiştiğini, iş adamının her gün yeni ürünler peşinde olması gerektiğini anlatan Ciliv, rakiplerin kopyaladığını ve buna ilişkin kabiliyetlerinin yüksek olduğunu bildirdi.

Gidilmemiş yerlere, sürekli yeni fikirlerle gidilmesi gerektiğini vurgulayan Ciliv, şunları kaydetti:

"Globalleşme, ülkemizin iş adamları için çok kritik. Buna çok analitik yaklaşmalıyız. 'Müşterilerimiz kimler? Oradaki alternatiflere karşı fark yaratabilecek miyiz, sürdürülebilir bir rekabet avantajı oluşturabilecek miyiz? Bunu yapabiliyorsak o pazarlara gitmemiz lazım. Fazla da iyimser olmamak lazım. Bir pazara ilk giren, orada muazzam bir avantaj yakalıyor. İnovasyonla düşünmek, gidilmemiş yerlere gitmek ve pozitif düşünmek gerekiyor. Turkcell'de artık biz de işimize GSM'deki ses, alo, SMS yollama işinden bambaşka yerlere taşıdık. Avrupa'daki bütün telekom grupları arasında, 2012 ve 2013 yıllarında en hızlı büyüyen telekom grubu, Turkcell oldu. Ben bile şaşırdım; 'Nasıl oluyor da Avrupa'da birinci oluyoruz' diye. Sonradan anladım ki bizim 5 yıl önce yaptığımız işler, bizim için fark yaratmış, bize çok daha hızlı büyüme getirmiş. Birçok telekom şirketi, seste küçülürken ki baktık, son 7 yılda seste büyüme yok. O yüzden dünyadaki birçok telekom şirketi, ses konusunda küçülüyor, biz yeni işlere girdiğimiz için o hızlardaki büyüme bizi Avrupa'da birinci yapmış. Bunun global pazarlara da taşınabilecek bir tecrübe, strateji olduğunu düşünüyorum. Yani şimdiden 5-10 yıl sonrasının dünyasını iyi okumak lazım, 5 yıl sonraki pazarlara uygun ürünleri şimdiden hazırlamak lazım. O zaman global pazarlarda başarılı olmamak mümkün değil."

Denizbank Genel Müdürü Ateş

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş de yabancı sermayenin, tasarrufu kıt, gelişmekte olan her ekonomi, ülke ve pazar için zorunlu olduğuna değindi.

Yabancı bankaların lokal krizlerden bile etkilenmediğini dile getiren Ateş, "Bizim gibi cari açığı olan ve uzun vadeli yatırım ihtiyacı olan ülkeler için çok önemli doğrudan yatırım, sermaye ve fonlama getiriyorlar. Doğrudan yatırımda yabancı bankaları takip eden firmalar var" değerlendirmesinde bulundu.

Ateş, çok fazla pazar ve imkan olduğunu belirterek, "Yeter ki bu tarafa bakalım. Finans, her zaman küresel sermaye akışlarında çok merkezi bir konuma sahiptir. Bu merkezi konumunu da Türk bankacılar iyi kullanırsa arkasından diğer bankaların da öncülüğünde yeni pazarlar açmamız lazım ki ekonomimizi lokal olmaktan kurtaralım" dedi.

Eczacıbaşı Topluluğu Üst Yöneticisi (CEO) Erdal Karamercan ise her global markanın arkasında "orijin" bir ülke imajı olduğuna işaret etti.

Bugün "Alman malı" denildiğinde, bütün dünya tüketicilerinin gözünde bir imaj oluştuğunu ve bunun markaya katma değer olarak geldiğini anlatan Karamercan, "Türkiye'nin bu konumda, ülkeden çıkan bir markaya katkısının kısıtlı olduğunu düşünebiliriz. Dolayısıyla burada markanın ve kuruluşun sahibin daha fazla gayret etmesi lazımdır" diye konuştu.

Moderatörlüğünü Citibank Genel Müdürü Serra Akçaoğlu'nun yaptığı oturuma, Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Türk Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak da konuşmacı olarak katıldı. - Bursa