BALIKESİR 62 YILLIK KUNDURACI FABRİKASYONA NASIL YENİLDİKLERİNİ ANLATTI - Son Dakika
Güncel

BALIKESİR 62 YILLIK KUNDURACI FABRİKASYONA NASIL YENİLDİKLERİNİ ANLATTI

BALIKESİR'in Sındırgı ilçesinde, 62 yıldır kunduracılık yapan Ahmet Karagöz (77), seri üretim ayakkabıların daha kaliteli, ekonomik ve rahat hale geldiğini söyledi.

27.05.2021 13:41  Güncelleme: 15:08

BALIKESİR'in Sındırgı ilçesinde, 62 yıldır kunduracılık yapan Ahmet Karagöz (77), seri üretim ayakkabıların daha kaliteli, ekonomik ve rahat hale geldiğini söyledi. Ayakkabı sektörünün, yerel imalatçılarla başladığını belirten Karagöz, "Yıllar geçtikçe seri, fabrikasyon üretimler başladı. Eski ustalardan buralara girenler de oldu, işini sürdürenler de. Zaman içinde seri üretimlerin hızına kalitesine ve fiyatına yetişememeye başladık. Bizler de tamirci durumuna düştük" dedi.

Sındırgı ilçesinde Ahmet Karagöz, 15 yaşındayken çırak olarak başladığı kunduracılıkta 62 yılı geride bıraktı. Karagöz, el yapımı kundura imalatının en yaygın olduğu 1970'li yıllarda ilçede 22 ısmarlama yapan ayakkabı ustası olduğunu, sadece tamirat yapan 9 ustanın bulunduğunu söyledi. Sektördeki bireysel ustaların 1990'lardan itibaren azalmaya başladığını belirten Karagöz, fabrikasyon ürünlerin farklı tasarım, rahatlık ve fiyat avantajıyla tercih edilir duruma geldiğini söyledi.

Ayakkabı sektörünün, yerel imalatçılarla faaliyete başladığını belirten Ahmet Karagöz, "Yıllar geçtikçe seri, fabrikasyon üretime geçildi. Eski ustalardan buralara girenler de oldu, işini sürdürenler de. Zaman içinde seri üretimlerin hızına, kalitesine ve fiyatına yetişememeye başladık. Bizler de tamirci durumuna düştük. Sındırgı'da 22 ayakkabı ustası vardı. 2000'li yıllara yaklaştıkça azalmaya başladı. Şu an tek usta ben kaldım. Bir de dışarından gelen genç arkadaş var. Ben biraz da vaktimi değerlendirmek için geliyorum, müşterileri arkadaşa yönlendiriyorum. Artık yaşlandım. Gençler sadece tamircilik yapacağım derse yeterli olmaz kanaatindeyim. Hem konfeksiyon, hem de ayakkabı da hazırcılık bu kadar yaygın değildi. Halkın yüzde 90'ı ayağının ölçüsünü verir, ayakkabı yaptırır, terziye gider ölçüsünü verir elbise diktirirdi. Şu anda eski kunduracılar sadece tamirat yapıyor. Ismarlama işi artık her yerde bitti sayılır. Hazır ayakkabılar o kadar zarif, o kadar rahat, o kadar fantezi ki artık halk severek hazırcılığa döndü" dedi.

'KUNDURACILIK ŞİMDİ 5 PARÇAYA BÖLÜNDÜ'

Kendilerinin, ayakkabıda baştan sona bütün işçiliği yaptıklarını, seri üretimde ise en az 4 kişinin çalışması gerektiğini belirten Karagöz, "Önceden duble ustalar vardı. Yani deriyi kesiyor, biçiyor, yapıyor, ediyor, kalıplıyor, ayağına giyecek şekle getiriyordu. Şimdi adam diyor ki, kunduracıyım. Biz saya diyoruz. Ayakkabının yüz kısmı, burayı diken ayrı. Kalıba çeken kalıpçı, prese veren presçi, fora da diken ayrı. Hatta kalıptan çıkaran, son temizliğini yapan bile ayrı oluyor. Şimdi kunduracılık neredeyse 5 parçaya bölündü. Bizim bu teşkilatı burada düzmemiz mümkün değil. O yüzden de genellikle büyükşehirlerde bu oluşumlar yapılıyor. Artık tamirat bile neredeyse fabrikasyon hale geldi. Adana, İstanbul, İzmir gibi büyük illerde ayakkabı tamir fabrikası bile var. Eğer tamirat işi de olacaksa, ona da ayrı usta olmalı. O kişinin de, tamiratın inceliklerini görmesi gerekir. Sıfırdan üretmekle, ürünü yenilemek farklı işçilikler istiyor? diye konuştu.

'KADIN AYAKKABILARINDA SUNİ DERİ KULLANIMI DAHA FAZLA'

Hakiki kösele ayakkabının vücuttaki elektriği toprağa verdiğini belirten Karagöz, altı naylon, lastik, suni taban olursa elektriğin vücutta kaldığını savundu. Vücuttaki elektriğin atılması için bu nedenle kumsalda, tarlada yalınayak yürünmesinin tavsiye edildiğini belirten Karagöz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle yaz döneminde kösele ayakkabı giyilirse vücuttaki elektriği alır ve toprağa verir. Türkiye'de yapılan kadın ayakkabılarının yüzde 80'i suni deri. Yüzü de, altıda suni deri. Sadece yüzde 20'si hakiki deri. Suni deri olduğu zaman tabii ki maliyet düşük oluyor. Erkek ayakkabısında da suni deri yaygınlaştı. Erkek ayakkabılarında da tahminim suni deri kullanımı yüzde 20-30'larda. Sağlıklı ayakkabının kalitesi, fiyatı farklı oluyor. Reklamlarda görüyoruz, 3 ayakkabı 90 TL, 100 TL gibi fiyatlar var. 30 TL'ye ayakkabı olur mu? Sağlıklı, kaliteli ayakkabıların sadece içinin astarı 50 TL. Astarı 50 TL olduğunda, ayakkabının 200-300 TL olması gayet normal. Yüzü hakiki deri, altı kösele veya sağlıklı malzeme, içinin astarı sağlıklı ve ortopedik olunca haliyle fiyatı da yüksek oluyor. Benim tavsiyem ucuz ayakkabılara rağbet gösterilmesin. Ucuz ayakkabının giymesi de rahat değil. Ayrıca belli bir süre sonra ayakkabı açılınca tamiri de mümkün değil, çünkü altı da üstü de suni malzeme. Herkes suni ve gerçek deriyi ayıramayabilir. Ayakkabı alacak arkadaşlara, sağlıklı ve ortopedik ürünler kullanmasını tavsiye ederim."

GÖRÜNTÜLÜ HABER

-Ahmet Karagöz'ün çalışmalarından genel ve detay görüntüler

-Ahmet Karagöz röp

Haber-Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN- Necip KARATUNA/SINDIRGI (Balıkesir), (DHA)

BALIKESİR 62 YILLIK KUNDURACI FABRİKASYONA NASIL YENİLDİKLERİNİ ANLATTI
Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel BALIKESİR 62 YILLIK KUNDURACI FABRİKASYONA NASIL YENİLDİKLERİNİ ANLATTI - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement