Başbakan Erdoğan'dan Beşer Esad'a ve Suriye Halkına Mesaj

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, " Suriye'nin biran önce istikrara, huzur güvenliğe kavuşmasını temenni ediyoruz. Umuyorum ki Suriye halkı bunu başaracaktır. Kendi kaderini tayin hakkını elde edecek, kendi rotasını kendi çizecektir. Masum canlara kastedenler de er ya da geç mutlaka ama mutlaka cezalarını çekecektir" dedi.

Suriye'nin Dostları Grubu ikinci toplantısı Harbiye'deki İstanbul Kongre Merkezi'nde başladı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ev sahipliğinde yapılan toplantıya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda Suriye'nin içinde bulunduğu durum ve bundan sonra izlenecek yol ele alındı. 70'den fazla ülkenin katıldığı toplantıyı birçok yerli ve yabancı basın mensubu izledi. Toplantının açılış konuşmasını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Erdoğan'ın konuşmasından önce Dışişleri Bakanı Bakanı Ahmet Davutoğlu kısa bir konuşma yaptı. Davutoğlu, " Bugün bizleri İstanbul'da biraraya getiren Suriye için aydınlık bir gelecek inşaa etme kararlılığımızdır. Maalesef, Suriyeli kardeşlerimizin akan ve gözyaşları dinmedi.Suriye yönetimi Suriye halkının çağrılarını kulak ardı yapmış ve acımasız politikalarını sürdürmüştür " dedi.

" SURİYE KENDİ KADERİNE TERK EDİLMEYECEK "

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan açılış konuşmasını yaptı. Konuşmasına Suriye'de hayatını kaybedenler için rahmet dileyerek başlayan Erdoğan, " Suriye'de özgürlük mücadelesi veren kardeşlerimizin asla yalnız olmadıklarını asla kendi kaderlerine terk edilmeyeceklerini İstanbul'dan bir kez daha hatırlatmak istiyorum " dedi.

Başbakan Erdoğan, " Suriye Türkiye'nin en uzun sınırı paylaştığı ülkedir. 910 kilometre. Altını çizerek ifade etmeliyim ki Türkiye ile Suriye sadece bir sınır komşusu değildir. Bizler Suriye ile ortak bir tarihi ortak bir kültürü paylaşıyor sınırın iki yanında akraba topluluklar olarak yüzyıllardır barış içinde varlığımızı idame ettiriyoruz. Burada bir kez daha açık ve net ifade edeyim ki Türkiye olarak bölgemizdeki hiçbir ülkenin içişlerine müdahale gibi bir niyetimiz yoktur. Hiçbir ülke üzerinde çıkar hesabı yapmıyorız. Tam tersine biz bölgenin barış ve istikrarını en güçlü şekilde savunuyoruz. Bölgesel meselelerin çözümünde bütün ülkelerin refah ve huzuruna hizmet edeceğine inanıyoruz " diye konuştu.

" TÜRKİYE'YE SIĞINAN SURİYE VATANDAŞLARININ SAYISI 20 BİNE YAKLAŞTI "

Suriye ile son 9 yılda önemli ilişkiler geliştirdiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:

" Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki değişim süreciyle dost ve kardeş Suriye'ye gerekli reformları bir an önce yapması özgürlüklerin önündeki engelleri kararlılıkla kaldırması için, dostça kardeşçe telkinlerde bulunduk. Suriye'yi bekleyen kaosu aslında görüyorduk. Mısır ve Libya'nın yaşadığı hadiseleri yaşamaması için Esad'ın bir an önce adım atması gerektiğini ifade ettik. Bize verilen sözler tutulmadı. Suriye halkının meşru talebi de şiddet baskı zulüm ve sindirme yoluna giderek yok etmeye çalışıldı. Yakın tarihte baba Esad' ın çok ağır zulmünü yaşamış çok ağır bedeller ödemiş Suriye halkı bu kez de oğul Esad' ın zulmüne ve toplu infazına maruz kaldı. Bir yılı aşkın süredir devam eden olaylarda Birleşmiş Milletler rakamlarına göre 9 binin üzerinde, - ki ben ölenlerin bu rakamın çok çok üstünde olduğunu görüyorum - insan hayatını kaybetti. Bunların on binlercesi komşu ülkelere sığındı. Türkiye'ye sığınan Suriye vatandaşlarının sayısı 20 bine yaklaştı. Ülkesini terk etmek zorunda kalanlar daha avantajlılar. Şam Hama Humus İddip gibi ketlerde çok büyük acılar yaşandığını öğreniyoruz. Suriye yönetiminin insani yardım ve basın mensuplarına kapattığı ülkede yaşanan acıların boyutunu bilemiyoruz. Hedef gözetmeyen silahlar gazetecileri de vuruyor. Geçtiğimiz hafta olayları takip etmek üzere Suriye' ye giden iki Türk gazetecinin akıbeti hakkında bilgi almakta zorlanıyoruz."

BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN BM GÜVENLİK KONSEYİNE ' ACİZLİK ' ELEŞTİRİSİ

Suriye'de yaşananlar karşısında uluslararası toplumun harekete geçmesinin zorunlu bir hal aldığını kaydeden Erdoğan, "Suriye halkına düzenli bir insani yardım sağlanmalı, uluslararası toplum Suriye konusunda son derece kararlı bir tutum benimsemelidir. BM ve Arap ligi kararları krizin aşılması için izlenmesi gereken yol haritasını net bir biçimde ortaya koymuştur. Elbette BM ve Arap ligi'nin Suriye özel temsilcisi Kofi Annan'ın girişimlerinin sonuç vermesini canı gönülden arzu ediyoruz .Ancak gerek bize gerek uluslararası topluma sözler veren ama bu sözleri zaman kazanmak için kullanan Suriye yönetiminin Annan'ın girişiminin zaman kazanma aracı olarak kullanması muhtemeldir " dedi.

Başbakan Erdoğan konuşmasında BM Güvenlik Konseyi'ni de eleştirdi. Erdoğan, şunları söyledi:

" Zalim ile kurbanı aynı kefeye koyan her girişimi şiddete zaman kazandıracaktır. Suriye rejimi tarafından gerekli girişimlerde bulunulmadığı taktirde BM Güvenlik Konseyi'nin üzerine düşen görevi ve katliamlara dur demesi kaçınılmaz bir hal alacaktır. Güvenlik konseyi bundan bir kez daha kaçınırsa Suriye halkının meşru müdafaa hakkının desteklenmesinden başka hiçbir seçenek kalmayacaktır. İnsani değerleri çıkar kaygılarına feda eden bir anlayış Suriye halkının karşısına dikilmiştir. Acımasız şiddet kullanan bir rejime bugüne kadar yeter dur diyemeyen bir Güvenlik Konseyi'nin güvenliği korumaktan aciz olduğu açıktır. Biz Suriye'ye Suriye'de yaşanan hadiselere jeopolitik algıyla bakmayı reddediyoruz. Çünkü biz tankların topların sivil yerleşimleri hedef aldığı kadın çocuk yaşlı demeden her nesnenin vurulduğu bir ortamda insani bakış açısını herşeyin önüne koyuyoruz. Uluslararası toplumun ahlaki bir sorumluluğu olduğuna inanıyoruz. Kuzey Afrika'da olumlu bir sınav verilmemiştir. Başta Libya olmak üzere bu bölgede yaşananlar insanlığın vicdanını derinden yaralamış adalet duygusunu zedelemiştir. Bugün Suriye'de yaşanan olaylar karşısında aynı vurdumduymazlığın sergilenmesine müsaade edemeyiz etmemeliyiz."

" SURİYE'DE İKTİDAR BİZZAT SURİYE'LİLER TARAFINDAN DEMOKRATİK YOLLARLA İNŞAA EDİLECEKTİR "

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de yaşananlara vicdan gözlüğüyle baktıklarını da ifade ederek şöyle konuştu:

" Biz bugün burada canları kurtarmanın yolunu arıyoruz. Biz uluslararası vicdanın temsilcileri olarak söylem birlikteliğini sağlamamız önemlidir.Bugün burada Suriye yönetimine karşı vereceğimiz mesaj net ve kesin olmalıdır. Kendi halkına zulm eden Suriye rejiminin iktidarda kalmasını sağlayacak hiçbir planı desteklememiz sözkonusu olamaz olmamalıdır. Tek başına söylem birlikteliği de yeterli değildir. Esas sorumluluk eylem birlikteliğini de sağlamaktır. Bu çerçevede biz Suriye halkının ve ulusal konseyinin demokratik bir Suriye kurma, azim ve kabiliyetine yürekten inanıyoruz. Suriye halkının meşru temsilcisi durumundaki Suriye ulusal konseyi tarafından açıklanan Milli Misak belgesi bu noktada temel bir referanstır. Milli Misak belgesinde etnik köken din mezhep veya cinsiyet ayrımı reddedilmiştir. Bütün vatandaşları kucaklayan ve hepsine eşit davranan bir anlayış benimsenmiştir. Belge temel hak ve özgürlüklere saygılı hukukun üstünlüğüne güçler ayrılığını iyi yönetişim ile Suriye' nin geleceğini şekilendirecek ilkeler olarak açıklamıştır. Suriye'de iktidar bizzat Suriye'liler tarafından demokratik yollarla inşaa edilecektir. Bu noktada Suriye'nin dostları grubu üzerine düşen görev, bu misyonunu barışçıl bir şekilde hayata geçirilmesi için siyasi geçiş sürecinin önünün açılmasıdır. Sandık Suriye halkının önüne getirilmelidir. Uluslararası camianın güvencesi altında burada demokratik seçim gerçekleşmelidir."

" SURİYE HALKI KENDİ ROTASINI KENDİ ÇİZECEKTİR "

Erdoğan konuşmasının sonunda Suriye halkının yanında olduklarını bir kez daha hatırlatarak şunları söyledi:

" Bugün buradan Suriyeli kardeşlerimizin yalnız olmadıklarını bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Türkiye olarak dost ve kardeş Suriye halkının yanında yer almaya devam edeceğiz. Suriye'de akan kanın derhal durmasını istiyoruz. Sayın Annan'a verilen söz şu ana kadar yerine getirilmemiştir. Rejim ölüm kusmaya devam etmektedir. Bugüne kadar verilen sözleri zaten bu rejim tutmamıştır. Suriye'nin bir an önce istikrara huzur güvenliğe kavuşmasını temenni ediyoruz. Umuyorum ki Suriye halkı bunu başaracaktır. Kendi kaderini tayin hakkını elde edecek kendi rotasını kendi çizecektir. Masum canlara kastedenler de er ya da geç mutlaka ama mutlaka cezalarını çekecektir."

Başbakan Erdoğan açılış konuşmasının ardınadan Harbiye'deki İstanbul Kongre Merkezi'nden ayrıldı.

" ASILTERÖRİST ESAD REJİMİDİR "

Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Buhan Galyun ise, "Artık söylemden eyleme geçmenin zamanı gelmiştir. Burada kendi adıma değil, şehitlerimiz adına, tecavüze uğrayan kadınlarımız, hor görülen yaşlılarımız adına konuşuyorum. Esad rejimi katletmeye devam ediyor. Ululararası rejim üzerine düşeni biran önce yapmalıdır. Esad uluslararası rejimin görüşmeleri nedeniyle zaman kazanmaya ve insanları katletmeye devam edecektir. Esad, özgürlük isteyen halka terörist demektedir. Asıl terörist Esad rejimidir. Esad rejimi yıkılacaktır. Uluslararası hükümlerin yerine getirilmesi gerek. Artık söylemden eyleme geçmeliyiz. İnsanlarımızın korunması için hür Suriye ordusunun güçlenmesini istiyoruz. Suriye'deki zulüm bitecektir. Suriye halkı kendine destek vereni de vermeyeni de unutmayacaktır. Halk merkezli, demokrasi merkezli bir Suriye kurulacaktır. " dedi. Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.

PÇK-ÜÇ (MK) - İstanbul/ Şişli