
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğu, Bayburt'un Madenli köyünde, davul zurna eşliğinde halayla karşılandı. Kılıçdaroğlu, partilileri selamladıktan sonra Bayburt Saat Kulesi meydanında yaptığı konuşmada iktidara eleştirilerini sürdürdü ve "Bayburt Bayburt olalı 8 yıldır görmediği zulmü gördü. Bunlar fakir fukara, garip gureba dediler. Alah Peygamber dediler, bir bir köşeyi döndüler. Hepsi mal mülk sahibi oldu. Temiz duygularınızı inançlarınızı sömürdüler "dedi.
"Kabahat sizde değil bizde"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay ile stanbul İl Başkanı Berhan Şimşek'in de katıldığı miting sırasında çevrede geniş güvenlik önlemleri alındı, saat kulesi ile civar binalara keskin nişancıların yerleştirilmesi dikkat çekti. Miting alanında, "Düş gördüm, düşümü hayra yordum. Recep'i düşerken, Kemal'i uçarken gördüm" , "Güneş doğunca ampul söner" şeklinde pankartlar açıldı. CHP liderlerinin yıllardır uğramadığı Bayburt'ta yoğun bir kalabalığa, yaklaşık 5 bin kişiye konuyan Kılıçdaroğlu konuşmasına, "Halka yalan söylemeyeceğiz dedik. Yapacağımızı diyeceğiz dedik. Yurttaş-siyaset arasındaki güven bağını kuracağız. Doğrusunu söyleyeceğiz ki millet bize güvensin. Siyasetçiye halk güvenmez. Bugün böyle söyler, yarın bakalım ne yapacak diye bekler. Buraya gelmedik, sizi dinlemedik. Ayağınıza gelmedik, bize oy vermediniz. Oyumuz düşük. Kabahat sizde değil bizde. Suçumuzu itiraf edelim. Size söz. Siyasette sizi düşüneceğiz, sizin için çalışacağız. Size söz. Cebimizi düşünmeyeceğiz, halkı düşüneceğiz" diyerek başladı.
"Bayburt Bayburt olalı, 8 yıldır görmediği zulmü gördü"
Siyasette yeni olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Uzun bir siyasi hayatım yok. Siyasete atıldıktan ve Genel Başkan olduktan sonra araştırıyorlar. 7 sülalemi değil 77 sülalemi araştırmasanız namertsiniz. Boğazımızdan aşağıya haram lokma geçmedi" dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bayburt Bayburt olalı 8 yıldır görmediği zulmü gördü. Bunlar fakir fukara, garip gureba dediler. Allah Peygamber dediler, bir bir köşeyi döndüler. Hepsi mal mülk sahibi oldu. Temiz duygularınızı, inançlarınızı sömürdüler. İnanç sömürüsüne son vereceğiz. İnsan inançları ve kimliği ile Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve başımızın üstünde yeri vardır. Halkın iktidarında, CHP iktidarında bir Allah'ın kulu çıkıp ta ben özgürce ibadetimi yerine getiremiyorum derse gelsin kardeşiniz Kemal'i bulsun. Önüne düşeceğim, sonuna kadar mücadele edeceğiz. İnançlara saygılıyız. İnançlar siyasetin konusu olmaz. Siyaset başka inanç başka şeydir. Allah'la kulun arasına kimse giremez. Dinimizde de böyle bir şey yoktur. Ama din tüccarları bunu yapıyorlar. Kimlik de siyaset konusu değildir. İnsanlar anne babalarını seçme hakkına sahip değildir. Anne babası ile şeref duyar. Siyaset, işsizlik ve yoksulluğu gidermektir. Siyaset halk için çalışıp, onurlu Türkiye'yi ayağa kaldırmaktır. Siyaset, meclise geldikten sonra cebini değil halka hizmet etmeyi düşünen milletvekili anlayışıdır. Siyaset budur."
"Dokunulmazlıkları kaldıracağız"
Kılıçdaroğlu, "Siz TBMM'de hayali ihracatçı, ihaleye fesat karıştıran, halkı değil de cebini düşünen iş takipçiliği yapan milletvekili ister misiniz? Size halk adına söz. CHP iktidarında önce dokunulmazlıkları kaldıracağız. Herkes hesabını verecek. Bu Anaysa değişikliğinde dokunulmazlıkları kaldıran bir madde var mı? Niye yok? Neden korkuyorsun? Boğazından aşağıya haram lokma inmediyse, kul hakkı yemediysen dokunulmazlıkları neden kaldırmıyorsun? Yiğit adam, sözünde duran adam, kararlı adam, halk için çalışan adam önce dokunulmazlıkları kaldırır. Ben de halk ve vatandaş gibi olacağım der. Bende vatandaş gibi yaşayacağım der. Boğazımdan aşağıya haram lokma inmedi. Bende vatandaş gibiyim der. Dokunulmazlıkları kaldıracağız diye söz verdiler. Şimdi niye kaldırmıyorlar? Sözünü tutmayan adama ne denir? Bir siyasetçinin ülke için, halk için çalışmasının bir kuralı vardır. Verdiği sözün arkasında duracak. Verdiği sözün arkasında duran adama yiğit denir. Erkek adam denir. Söz verdi, sözünün arkasında duruyor derler. Kabadayılıkla bu işler olmaz. Onun için söz verdim dokunulmazlıkları kaldıracağım" dedi.
BOP Eş Başkanı kimdir?
Konuşmasını, "Bir komşumuz var Irak. Irak işgal altında demokrasi dediler, binlerce insan öldü. Binlerce Müslüman kadına tecavüz edildi. 23 cami yerlebir edildi. Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) eş başkanı kimdir? Recep bey desin ki, ben değildim. Eğer bu projenin eş başkanıysan, binlerce Müslüman öldü, binlerce kadına tecavüz edildi. Recep bey ne dedi biliyor musunuz? 'Kahraman ABD askerlerine başarılar diliyorum.' Size şikayet ediyorum Recep beyi. Eğer, 'ben bu lafı etmedim' diyorsa, dışarıda yayınlanan dergiden hem İngilizce hem Türkçesini Bayburtlunun önüne koymaya şeref sözü veriyorum" diyerek sürdüren CHP lideri, şöyle devam etti: "Siz hiç bir ülkede bir Başbakanın şehitlere kelle dediğini duydunuz mu? Bir başbakan şehitlere kelle dedi. Bir şehit yakını dava açtı, 3 kuruşa mahkum etti. Başbakan o hakime derhal müfettiş gönderdi, soruşturma açtılar. Şehitlere kelle diyen bir Başbakan'a Bayburtlu gidip, sen çok güzel yaptın diyecek mi? Senin Anayasa'na da evet diyecek mi? Elinizi vicdanınızı koyup sandığa öyle gidin."
Havuzlu villalarınızı emeklilere açın !
"Siyasete zenginleşmeyeceğiz, havuzlu villalarda da oturmayacağız. Halk gibi yaşayacağız" diyerek konuşmasını sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yırtık ayakkabı ile siyasete gireceksin. Fakir fukara edebiyatı yapacaksın. Sonra köşeyi döneceksin. Üsküdar'da etrafına çift duvar örülü villa yapacaksın. İçindeki malzemeleri İtalya'dan getireceksin. Yanında helikopter bekleyecek. Sonra diyeceksin ben halktan birisiyim. Ben garip gurebayı düşünürüm. 3 aydır söylüyorum. Bir tek laf bile çıkmadı. Oysa bir şey söyleyince kıyameti koparıyorlar. Bu havuzlu villaları emeklilere açın. Emekliler gitsin baksın orada ne oluyor. Başbakan 2004'de 'Emekli aylığı ile geçinemiyorum, şirket kurdum' dedi. Emekli aylığı ne kadar Başbakan'ın; 10 bin lira. Normaldir. Bir Başbakan o kadar emekli aylığı alır. 10 bin lira alıyorsun, 'geçinemiyorum' diyorsun. Taksi parası vermez, çocuklar masraf etmez. Ey sayın Başbakan. Sen 10 bin lira ile geçinemiyorsun da bir emekli, 500-600 lira ile nasıl geçinecek? O lafı söylerken hiç mi vicdanın sızlamadı?" dedi.
Kılıçdaroğlu konuşmasını, "Bizim siyasi inancımızda, normal inancımızda da sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Yoksulun da onuru var diyoruz. Biz aile sigortası getireceğiz. Yoksul ailede kadının hesabına asgari ücret kadar parasını yatıracağız. Onun yoksulluğunu koruyacağız. Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu bireyi yapacağız. Ben bunu söyleyince Başbakan diyor ki 'reçeten nedir? Ver bakalım.' Sen 8 yıldır oturuyorsun, yoksulluğu sömürüyorsun. Bu saatten sonra reçete arıyorsan ayrıl o koltuktan, reçetesi olan gelsin" diyerek noktaladı.
Miting sonrası Bayburt CHP İl Başkanı Hasan Türker'in hediye ettiği bakır tabağı alan Kılıçdaroğlu, Akşar Beldesi'ne geçti ve burada da ikram edilen sütlacı yedi. 3 yaşındaki Arda Ergül adındaki çocuğu kucağına alıp seven Kılıçdaroğlu, sütlaç yedirmek istediği küçük çocuğu ikna edemedi. Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler Gümüşhane'ye hareket etti.
Son Dakika › Güncel › Bayburt - Detay 'Bayburt Bayburt Olalı 8 Yıldır Görmediği Zulmü Gördü' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?