Monaco Prensi II. Albert'in himayesinde yapılan ve Prens II. Albert'le birlikte Monaco Başbakanı Michel Roger'ın da konuşma yaptığı konferansta, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı da ana konuşmacı olarak yer aldı. "Enerji Kavşağındaki Türkiye'nin Rolü" başlıklı konuşmasında Güler Sabancı, global ve bölgesel enerji politikaları, dünyanın artan enerji ihtiyacı ve Sabancı Holding'in enerji alanındaki yatırımları konularına değindi.
"Gelecek Yüzyılda, Enerjinin Üretim ve Kullanım Şekli, Dünya Ekonomisi ve Güvenliği Açısından Büyük Önem Taşıyacak"
Güler Sabancı konuşmasında: "Önümüzdeki yüzyıl içinde, enerjiyi nasıl elde ettiğimiz, nasıl dağıttığımız ve nasıl kullandığımız, dünyanın ekonomisi, güvenliği ve geleceği için büyük önem taşıyacak. Dünyadaki enerji kaynaklarını zorlamaya çoktan başladık bile. Arz-talepte olası bir dengesizlik riski tüm Batı ekonomilerini tehdit ediyor. ABD Enerji Enformasyon İdaresinin Temmuz ayında açıkladığı rakamlara göre, dünyadaki pazarlanan enerji tüketimi, 2007 ile 2035 yılları arasında tam olarak %50 oranında bir artış gösterecektir. Bu tahminlere göre, OECD ülkelerindeki talep yüzde 14, OECD dışı ülkelerde ise yüzde 84 artacaktır.
Küresel krizin dünya enerji talebine olan menfi etkisi aşikardır. Fakat, bu etki kısa dönemli olacaktır. Ülkelerin ekonomileri gerilemenin etkilerinden kurtuldukça, tüketim de çok yakın zamanda kriz öncesi seviyesini aşacaktır. Bugünkü durum çevre açısından da, arz güvenliği açısından da sürdürülebilir değildir. Buna rağmen, önümüzdeki on sene içerisinde, küresel enerji kaynaklarına olan talep de nüfus, ekonomiler ve tüketim oranları büyüdükçe hızlı bir sıçrayış gösterecektir" dedi.
"Dünya, Alternatif Enerji Kaynakları Geliştirmek"
Sabancı konuşmasında gelecek yüzyılda enerji konusunda sektörde yaşanabilecek mücadeleye de değindi. "Önümüzdeki yüzyılın en büyük mücadelesi sürdürülebilir, rekabetçi ve çevreye sorumlu bir enerji politikasının yaratılması olacaktır. Artan talebe istinaden, enerji altyapı harcamalarının arttırılması ve enerji pazarlarının da ülkesel sınırları aşarak bölgeselleştirilmesi olacaktır. Bu da şimdiye dek görülmemiş seviyede bir uluslararası işbirliği ve yatırım gerektirecektir. Tam anlamıyla yeni ve uluslararası bir vizyon, politika ve strateji oluşturulması şarttır ve bu politikanın kaynağı G-20 ülkeleri olmalıdır. Dünya, global finansal krizden ders almalıdır. Benzer bir global enerji krizi yaşamamak için, G20 üzerinden, ortak bir vizyon ve ortak denetim ve yönetim mekanizmaları geliştirmemiz gerekmektedir.
"Senaryolar"
Enerji kaynakları ve özellikle doğal gaza olan talepteki artışlar üç olası senaryoyla sonuçlanabilir. Bu senaryoların ilki -ki bu pozitif bir senaryodur- inovatif teknolojilerin, petrol kayası gazı (shale gas) gibi yeni enerji kaynaklarının daha ulaşılabilir olmasına bağlıdır. Bu çeşitlendirme batının hızla artmakta olan ithal enerji bağımlılığına da son verecektir.
İkinci bir senaryo daha zor olacaktır. Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan devlerin ihtiyacı büyük olan pazarlarından gelecek talebe istinaden enerji fiyatları alarm verecek şekilde tavan yapar. Özellikle batıda alternatif enerjiye olan yatırımlar, hem ekonomik hem de çevrecilerin baskısı sonucu durur. Bu da doğal gaz ve ham petrolün fiyatında büyük bir zıplamaya yol açacaktır. Fakat böyle bir senaryoda bile olumlu bir gelişme olur çünkü bu durumda yenilenebilir enerji AR-GE yatırımları hız kazanır. Artan AR-GE yatırımları da üniversiteler, iş çevreleri ve ülkeler arasındaki dayanışmanın da gelişmesini sağlayacaktır.
Daha büyük bir olasılıkla yakın gelecekte bizi bu iki senaryonun karışımı üçüncü bir senaryo beklemektedir. Dünya, arz krizleriyle baş edebilmek için alternatif enerji kaynakları geliştirmek, uluslararası enerji ağlarını oluşturmak ve iç pazarların yönetimini iyileştirmek zorundadır."
"Türkiye; Doğunun Kaynak Zengini Ülkeleriyle, Avrupa'nın Gelişmiş Pazarlarını Birleştiren Bir Enerji Köprüsüdür"
Güler Sabancı konuşmasında, sektörde Türkiye'nin artan önemine de işaret ederek "Türkiye'nin Avrupa enerji arzındaki merkezi rolü doğaldır. Çünkü Türkiye'nin bir yanında dünyanın petrol ve gaz rezervlerinin yüzde yetmişi, öbür yanında da dünyanın en büyük ikinci enerji pazarı bulunmaktadır. Türkiye, doğunun doğal kaynak zengini ülkeleriyle Avrupa'nın gelişmiş pazarlarını birleştiren bir enerji köprüsüdür. En basit şekilde söylemek gerekirse, Türkiye, Avrupa'nın enerji güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır" dedi.
Sabancı şöyle devam etti: "Hem halen faaliyet gösteren hem de planlanmış boru hattı projeleri, Türkiye'nin bu transit ülke vazifesini daha da önemli kılmaktadır. Hali hazırda Bakü-Ceyhan boru hattı Azeri ve Kazak ham petrolünü Akdeniz'e taşımaktadır. İşte bu, 21. Yüzyılın İpek Yolu dediğimiz Doğu-Batı Enerji koridorunun en önemli halkasıdır. Bu yeni İpek Yolunun ikinci kolunu da Avrupa'ya gaz transferi oluşturmaktadır. Yani boru hatları, Avrupa'nın doğal gaz güvenliği için çok büyük bir önem üstlenmektedir.
Avrupa'nın, doğal gaz konusunda Rusya'ya olan bağımlılığını azaltmak istemesi herkesin bildiği bir durumdur. Bu amaç için de Avrupa'nın cevabı, Türkiye'den geçerek Hazar, Orta Doğu ve Mısır bölgelerini, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya ve Orta ve Batı Avrupa'yla birleştirecek olan Nabucco projesidir. Avrupa, Nabucco'nun çalışabilecek bir boru hattı olmasını istiyorsa, planlarını çok dikkatli yapması gerekmektedir. Avrupa, daha özenli çalışıp tüm tedarikçileri gözden geçirmelidir. Buna, tabii ki potansiyel tedarikçiler de dahildir.
"Sabancı olarak 2015'e Kadar Enerji Üretim Portfolyomuzun %45'ini Yenilenebilir Enerjiden Sağlayacağız"
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, konuşmasında Sabancı Holding'in enerji yatırımlarına ve gelecekteki planlarına da değindi. Türkiye enerji piyasasında yapılan özelleştirme çalışmaları ve serbest piyasa uyarlamaları sektörün geleceği için büyük önem taşıyor. Sabancı Holding olarak Türkiye enerji sektörünün bu heyecan veren yeni safhasında en önde rol almaktayız. İnanıyoruz ki bölgemizdeki ve özellikle Türkiye'deki pazarlar, yeni yatırım çekilmesine ön ayak olacak gerekli reformlardan sonra daha da gelişecektir. Biz, bunun deneyimini elektrik enerjisi konusunda ilk elden yaşadık. Avusturya'lı Verbund şirketiyle olan EnerjiSA ortaklığımız, Türkiye'nin kalbindeki devasa Ankara bölgesinin elektrik dağıtımını üstlenmektedir.
Yakın zamanda enerji ticareti sadece ülkeler arasında değil, ayrıca şirketler ve şirketlerin kuracağı konsorsiyumlar arasında yapılacaktır. Mesela biz 2015 yılında tüm projelerimizi bitirdiğimizde, yılda 3bcm yani Türkiye'nin gaz ihtiyacının yüzde sekizini karşılıyor olacağız. Bulgaristan'ın yıllık ihtiyacının 2.5bcm ve İsviçre ve Yunanistan'ınkilerin de 3bcm olduğunu hatırlarsak, bu rakamın büyüklüğü ortaya çıkacaktır. Bu sebepten dolayı da, bu projemizi kesinleştirmek için takımım çalışmalarına hızla devam etmektedir. Tabii alternatif enerji ve alternatif yakıtlar konusunda da çalışma ve uygulamalarımızı devam ettiriyoruz."
"Dünyanın Çıkarı İçin İşbirliği Şarttır"
"Ayrı ayrı çalışmanın yanısıra, iş birliği yapan şirketler ve ülkeler olarak da hep beraber çalışmamız gerekecek. Bu sayede çözümlerimize daha hızlı ulaşacağız. Harcayacak vaktimiz yok. Tüm dünyanın iyiliği için, işbirliği yapmalıyız. Buna ulaşmanın en iyi yollarından biri, akademik ve araştırma alanlarında işbirliğidir. Üniversiteler, şirketler ve ülkeler arası daha ileri seviyede işbirliği, herkesin yararınadır.
Son Dakika › Güncel › Güler Sabancı, 'Mıt Energy Futures' Konferansı’nın Ana Konuşmacısı Oldu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?