"Hanefi Avcı Korunmalı"

DSP Genel Başkanı Masum Türker, " Haliç'te Yaşayan Simonlar" adlı kitabıyla Türkiye gündemine oturan Hanefi Avcı'nın koruma altına alınması gerektiğini söyledi.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenleyen DSP Genel Başkanı Masum Türker, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın "Haliç'te Yaşayan Simonlar" isimli kitabını değerlendiren Türker, ''Bence sistemi ciddi bir şekilde sarsacak, bir kitap" dedi. "Kitabın yayınlanma zamanı önemli" diyen Türker, "Referandumla ilgili bir dikta rejimine gireceğiz söylemine bir başka açıdan tüm vatandaşların dikkatini çeken bir kitap. Kitabın zamanlaması, kitabın yazarının şu ana kadar mevcut statüsüne göre tavır koyması ve bu konuda ciddi bir cesaretin sergilenmesi Türkiye'de son 8- 10 yıldır yepyeni neo- derin devletin oluştuğunu ortaya koyuyor. Yani bu kavramı ilk defa söylüyorum. Neo- derin devletin varlığını ortaya koyuyor" diye konuştu. İki kitap almak istediğini ancak bir kitap bulabildiğini belirten DSP Genel Başkanı Türker, şunları söyledi:

"Bu da gösteriyor ki vatandaş, bu olup bitenlerin perde arkasındaki yapılanmaları görmek istiyor. Bu konuda da bence Hanefi Avcı da koruma altına alınmalıdır. Hanefi Avcı'nın ileride bu kitapta yazdıklarını daha derinleştirmesini engellemek isteyen unsurlar ortaya çıkabilir. Her ne kadar kendisi bir polis şefi olmasıyla beraber, hatta kitabında bazılarının bu yapılanmanın içinde olduğunu söylemesine rağmen ucu hükümete kadar dayanan bir yapıdır. O açıdan bu kitabı herkesin okuyup aslında neo- derin devletin AKP ile nasıl yapılandırıldığını çok iyi gösteren bir kitap olarak değerlendiriyorum.'

12 Eylül'de 'hayır' diyeceklerini belirten Masum Türker, Anayasa değişikliğinde DSP olarak hayır gerekçelerinin Anayasa Mahkemesi üye seçimi ve HSYK'daki değişikliklerle ilgili olduğunu söyledi.

HİTLER BENZETMESİ

Masum Türker, bugün yaşanan olaylarını benzerinin 1. Dünya Savaşı sonrasında Hitler'le yaşandığını da belirterek, bu konuda da şunları söyledi:

"Hitler kendine rakip tüm siyasi partileri kapatmıştı. Hıristiyanların kilisedeki ibadetleri subayların kontrolüne girmişti. Nazilerin politikasını benimsemeyen, biat etmeyen iş dünyası, aydınlar ve gazeteciler toplama kamplarına götürülmüş, öldürülmüş, yok edilmişlerdir. Bu anlayışı bugün TÜSİAD ve diğer iş dünyası örgütlerine 'bitaraf olmazsanız bertaraf olursunuz' diyen Recep Tayip Erdoğan'da görmekteyiz. 'Ben size gösteririm' demek istiyor.'

BAŞBAKAN'A İKİ SORU

Kürt açılımı ile birlikte başlatılan süreçte devletin bazı yetkililerin PKK ile dolaylı ve direkt görüştüklerini bildiklerini belirten Masum Türker, bu görüşmelerde MİT ve CIA'in de kullanıldığını iddia etti. Türker, Başbakan Erdoğan'ın, ''MİT bu görüşmeleri yürütmüş müdür, hala devam etmekte midir?" ve "Bugün görüşmelerin PKK'nın ateşkes ilan etmesinde Karayılan'ın belirttiği gibi etkisi var mıdır?' şeklindeki iki sorusunu cevaplamasını istedi.