Liseye de Sokacaklar

Yeni öğretim yılı nedeniyle konuşan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Nusret Aras, "Kız öğrenci liseden hemen sonra üniversiteye giriyor. Aynı ergenlik döneminde olduğu için lisedeki öğrenci de başını örtebilir talepleri gelebilir" dedi.

ANKARA Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, üniversitelerde türbanın serbest bırakılması halinde, bundan sonra "liselerdeki kız öğrencilerin başlarını örtmesi" talepleriyle karşılaşılacağını savundu. Üniversitenin yeni eğitim-öğretim yılı dün düzenlenen törenle başladı. Törene, Eski Anayasa Mahkemesi Başkanları Yekta Güngör Özden ve Mustafa Bumin, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdemir, Ufuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıdvan Ege ve çok sayıda öğretim üyesi katıldı. Prof. Dr. Aras, törende yaptığı konuşmada anayasa taslağıyla ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi:

SAKINCALI DURUM "Yapılmak istenenin ise hizmet alan ile hizmet verenin ayrılması olduğu, hizmet alan kız öğrencilerin kılık kıyafet serbestisiyle eğitimlerine devam edebilecekleri, eğitim veren kadın öğretim elemanlarıyla kadın idari personelin ise başları açık olarak çalışabilecekleri olduğu söylenmektedir. Bu son derece sakıncalı ve tartışmalar yaratacak bir durumu ortaya çıkarabilecektir. Öncelikle lise son sınıfta bulunan kız öğrenciler ile üniversitede bulunan kız öğrenciler arasında erginlik açısından önemli bir fark yoktur. 17-18 yaşında lisede bulunan kız öğrenci, mezuniyetinden birkaç ay sonra üniversitede olabilmektedir. Bu taktirde, kolayca sonraki aşamada ’liselerde bulunan kız öğrenciler de isterlerse başlarını örtebilir’ talepleri gelebilir. Eğitimin ana-babanın inançlarına uygun şekilde yapılması hakkı da ilk ve ortaöğretim kurumlarında türbanlı öğrencilerin bulunmasını da ortaya çıkarabilir. Üniversitelerde türbanlı eğitim alan öğrenciler, türbansızlara baskı yapabilecekleri gibi türbanlı olmayan, hizmet veren öğretim elemanları ve çalışanların da türbanlı olmalarını isteyebilir.

TARAFSIZLIK KAYBOLUR Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler- Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin önemli bir kısmının TBMM’ce seçilecek olması da bu kurumların yargılayabildiği parlamento üyelerine karşı tarafsızlıklarını kaybetmelerine ve dolayısıyla yargı bağımsızlığının yitirilmesine neden olabilir. Dileğim tüm bu konuların üniversiteler, geniş hukukçu katılım, sivil toplum örgütleri ve tüm anayasal kuruluşlar ile birlikte tartışılarak düzenlenmesidir."