Başbakan Davutoğlu, İstanbul'da - Son Dakika
Güncel

Başbakan Davutoğlu, İstanbul'da

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sınır güvenliğimiz ve hava sahası güvenliğimiz bağlamında hiçbir şekilde taviz vermeyiz.

07.10.2015 13:11

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sınır güvenliğimiz ve hava sahası güvenliğimiz bağlamında hiçbir şekilde taviz vermeyiz. Bu konuda herkesin, kendi sınırlarına saygı duyan her ülkenin Türkiye'nin sınırlarına saygı duymasını bekleriz, Türkiye'nin hava sahasına saygı duymasını da bekleriz" dedi.

Davutoğlu, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nda, il yönetim kurulu üyeleri, ilçe teşkilatları ve belediye başkanlarıyla bir araya geldi.

Toplantı sonunda gazetecilere açıklama yapan Davutoğlu, AK Parti'nin seçim beyannamesinin duyurulmasının ardından ülke genelinde seçim kampanyasına hız verdiklerini söyledi.

Davutoğlu, geçen cumartesi günü ABD dönüşü Almanya'da gurbetçilerle buluştuklarını ve seçim kampanyasının startını verdiklerini anımsatarak, "Seçim beyannamemizi pazar günü açıkladık ve çok geniş yankı uyandırdı. Bundan da büyük memnuniyet duyuyoruz" dedi.

Pazartesi günü Samsun'da, dün de Erzurum'da seçim mitinglerini yaptıklarını aktaran Davutoğlu, şunları anlattı:

"Dün gece geç vakitte Erzurum'dan intikal ettik. Sabahleyin de güzel ve hayırlı bir kampanya olması duası, niyazıyla Eyüp Sultan Camisi'ndeki sabah namazını müteakiben sabahın erken saatlerinde İstanbul'daki bütün ilçe teşkilatlarımız, belediye başkanlarımız, büyükşehir belediye başkanımız, il başkanımız, il yönetim kurullarıyla bir toplantı yaptık. İnşallah benzer bir toplantıyı milletvekili adaylarımızla da ayrıca yapacağız."

Davutoğlu, Türkiye'de seçim bölgeleri dışında ayrı bir siyasi realite bulunduğunu, bunun da iller ve Türkiye geneli olduğunu dile getirdi.

Bunun iki katman gibi gözüktüğünü ancak arada bir de İstanbul siyaseti katmanı bulunduğunu belirten Davutoğlu, "Yani illerin taban siyaseti, illerdeki yerel siyasetle Türkiye genelinin siyaseti arasındaki en önemli katman İstanbul siyasetidir. Çünkü İstanbul'da 81 vilayetimizin hemen hemen hepsinden vatandaşlarımız yaşar ve 81 vilayetin sanki ruhu, özü, kanaatleri İstanbul'a yansır. İstanbul'daki kanaatler de 81 vilayete yansır" diye konuştu.

Davutoğlu, İstanbul'u ihmal eden bir siyasi hareketin Türkiye'de başarısızlığa uğramasının kaçınılmaz olduğunu, bu nedenle AK Parti olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyükşehir belediye başkanlığından bu yana İstanbul'un, siyasetlerinin nirengi noktası olduğunu vurguladı.

Seçimlerde İstanbul'da gösterecekleri performansın, İstanbul siyasetinin seyrinin Türkiye'yi etkileyeceğini ifade eden Davutoğlu, "O bakımdan bu kampanya süresince de illerdeki toplantılar ve mitingler dışında, Ankara'daki devlet ve hükümet görevi dışındaki vakitleri mümkün olduğunca İstanbul'da geçirmeye gayret edeceğim" ifadelerini kullandı.

Başbakan Davutoğlu, Konya milletvekili adayı olmakla birlikte herkesin aynı zamanda İstanbullu olduğunu bildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bütün hayatımın her safahatı İstanbul'un sokaklarında, bugün de birazdan ziyaret edeceğim gibi ilkokul, Fatih Hacı Süleyman Bey İlkokulunda, Fatih sokaklarında büyüyerek okudum. Sonra Bahçelievler İlkokulunda, ilkokul son sınıfı okudum. Tekrar tarihi sur merkezine geçerek ortaokul ve liseyi de hemen Babıali'nin yanında İstanbul Lisesinde okuduk. Sonra Boğaziçi'ne hareket ederek Boğaziçi'nin o güzel atmosferinde, Boğaziçi'ne nazır, Rumeli Hisarı'na hakim bir tepede üniversite okuduk. Hayatımız İstanbul'da geçti. Bugün de İstanbul'un her köşesinden ilçe başkanlarımızla, gençlik kolları başkanları, kadın kolları başkanları ve belediye başkanlarımızla bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum."

Davutoğlu, kampanyalarının çok güzel, yoğun ve hareketli geçtiğini, İstanbul'daki heyecandan, azimden, kararlılıktan büyük memnuniyet duyduğunu aktardı.

"İnşallah 1 Kasım'da hem İstanbul'da hem Türkiye'de çok güçlü ve gür bir sesle tekrar tek başına iktidar olmanın heyecanını, mutluluğunu yaşayacağız" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ülkemizin her köşesi bizim için eşittir. Dediğim gibi Konya'da duyduğum heyecanı İstanbul'da, İstanbul'da duyduğum heyecanı Samsun'da, Erzurum'da, Diyarbakır'da, Hakkari'de, Edirne'de her yerde görüyoruz. İnşallah güzel bir kampanyayla barış içinde, huzur içinde, herkesin birbirine saygılı olduğu, kimsenin kimseyi kırmadığı, halkımızı rahatsız eden gürültü kirliliğinin, görüntü kirliliğinin oluşmadığı güzel bir kampanyayla 1 Kasım'da halkımızın huzuruna varırız ve güzel bir netice alırız diye ümit ediyorum. Tekrar bu seçim döneminin ülkemize ve İstanbulumuza hayırlı olmasını diliyorum."

- Rusya'nın Suriye'deki hava saldırıları

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Davutoğlu, bir gazetecinin, "Türkiye-Suriye sınırında Rusya ile bir gerilim yaşandı. Türkiye'nin bu konuda Rusya ile çalışma grubu oluşturacağına dair söylentiler var. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık, ortaya çıkan gelişmelerin doğurduğu durum sebebiyle pazartesi Samsun mitingi dönüşü gece geç saatlerden sabahın erken saatlerine kadar hem Suriye'deki durumu, sınır ihlallerini hem de terörle mücadelede gelinen aşamanın gözden geçirildiği, bütün güvenlik birimlerinin katıldığı bir toplantı yaptıklarını ve o toplantıda bazı kararlar aldıklarını anımsattı.

Silahlı Kuvvetlere ve sınır güvenliği bağlamında bütün birimlere ayrıca terörle mücadele bağlamında da İçişleri Bakanlığı'na ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gelişmelerle ilgili gerekli talimatların verildiğini ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her şeyden önce şunu ifade edeyim; Suriye krizi bir ülke krizi olarak başladı. Bir ülkenin kendi içinde halkına karşı zalimce davranan bir yönetimin ortaya çıkardığı bir kriz olarak sonra terör örgütlerinin de müdahil olduğu, terör örgütlerinin oluşturduğu tehditle birlikte bir bölgesel krize dönüştü. Bir ülke krizinin bölge krizine dönüşmesindeki en büyük pay açık söyleyeyim, bu zalim yönetim kadar o aşamada herhangi bir hususta anlaşamayan BM Güvenlik Konseyi'nin olmuştur. O zaman, BM'de çıkacak her karar, 'yabancı müdahaleye karşıyız' diyen Rusya ve Çin tarafından bloke edildi. Daha sonra da yine yabancı müdahaleye karşı olduğunu söyleyen bazı bölge ülkeleri de bu konuda alınacak kararları, mesela Suriye yönetiminin kullandığı kimyasal silahlar konusunda uluslararası girişimler başladığında yabancı müdahaleye karşı olduğunu söyleyen ülkeler şu anda Suriye krizine bizzat ve doğrudan müdahil oluyorlar. Bir yabancı müdahale söz konusu mu Suriye'de bunu görmemiz lazım. Bu yabancı müdahale eğer herkese tehdit olan DAEŞ'e karşı bir mücadele anlamında Suriye'de iseler tabii bunu hepimiz destekleriz. Hep beraber terör örgütlerine karşı mücadele etmeye hazırız. Rusya, Türkiye, Batı müttefik ülkeler arasında bu anlamda bir fark yok. Ancak bu mücadele, Suriye rejimine karşı haklı bir mücadele yürüten ve Suriyeli olan, yabancı savaşçı olmayan, Suriyeli ılımlı muhalefete karşı bir savaşa dönüşürse, Suriyeli ılımlı muhalefet şu anda Suriye'de kuzeyde DAEŞ'e karşı tek güç neredeyse. Yani Azez- Cerablus hattının bu tarafında DAEŞ'e karşı mücadele eden Suriye muhalefeti, rejimin orada gücü yok, rejim DAEŞ'e karşı mücadele etmiyor. Şimdi hangi güç olursa olsun eğer Suriye muhalefetini zayıflatırsa aslında DAEŞ'i güçlendirmiş olur. "

Ahmet Davutoğlu, Türkiye sınırlarına olan iki ihlal ve bazı taciz olaylarına bakıldığında, hiçbirinin DAEŞ'in bulunduğu yerler olmadığının altını çizerek, "Yani Yayladağı'nın orada DAEŞ yok. Reyhanlı'da da DAEŞ yok. O zaman tabii şu suali sormak bizim hakkımızdır; burada Suriye rejimine destek anlamında yürütülen bir şey ise burada ne yapılmak isteniyor? Bu soru tabii haklı olarak gündeme getirdiğimiz bir sorudur" diye konuştu.

Türkiye'nin Rusya ile dost ve komşu bir ülke olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Rusya ile herhangi bir çıkar çatışmamız yok. Karadeniz'de soğuk savaş sonrasında da hep ortak bir barış alanını Karadeniz'e getirmek için birlikte çalıştık. Kafkaslar ve Balkanlar'daki krizlerde ve ikili anlaşmalarda Rusya ile örnek olacak ve Türk-Rus ilişkileri bakımından tarihindeki en altın dönemi yaşayan dönemler yaşadık" değerlendirmesini yaptı.

"Sınır güvenliğimiz ve hava sahası güvenliğimiz bağlamında hiçbir şekilde taviz vermeyiz"

Rusya'nın kaygılarını hep göz önüne aldıklarını ifade eden Davutoğlu, "Rusya'nın da Türkiye'nin güneyindeki güvenlik kaygılarını göz önüne almasını bekleriz. Rusya'nın da Türkiye'nin komşusu olduğu Suriye'de çok ciddi çıkarlarının olduğunun fark edilmesini isteriz. 910 kilometre sınıra sahibiz. Hiçbir başka ülke Suriye'deki gelişmelerden Türkiye kadar etkilenecek konumda değil. Şunu açık bir şekilde bir kez daha ifade ediyorum; güvenlik zirvesinde de gerekli talimatlar verilmiştir. Sınır güvenliğimiz ve hava sahası güvenliğimiz bağlamında hiçbir şekilde taviz vermeyiz. Bu konuda herkesin, kendi sınırlarına saygı duyan her ülkenin, Türkiye'nin sınırlarına saygı duymasını bekleriz, Türkiye'nin hava sahasına saygı duyulmasını da bekleriz" şeklinde konuştu.

Ahmet Davutoğlu, Türkiye-Rusya ilişkilerinin önemine işaret ederek, bölgede bu ilişkileri korumanın herkesin önceliği olduğunun altını çizdi.

Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın Moskova'ya ziyaretinde ve benim New York'ta Sayın Putin ile yaptığımız görüşmede hep bu hususta mutabık kalındı. 'Türkiye'nin kaygıları her zaman göz önüne alınacak' dendi. Siyasi çözüm konusunda da Rusya'yla, İran'la, her ülkeyle çalışmaya hazırız, konuşmaya hazırız ama sınırlarımızın ve hava sahamızın güvenliği konusunda masum Suriye halkının talepleri konusunda ve mülteci akınlarını Türkiye'nin tekrar muhatap almaması konusunda ilkesel bir tutumumuz var. Bu hava akınları DAEŞ'e karşı yapılmıyor. 57 hava akını yapılmış Rus hava güçleri tarafından, bunun 55'i ılımlı muhalefete karşı ve sadece 2'si DAEŞ'e karşı, bize gelen askeri bilgilere göre. Eğer DAEŞ'e karşı mücadele edilecekse hep beraber edelim ama eğer Türkiye sınırlarına yakın bir yerde yeni mülteci akınlarına yol açacak bir şekilde sivil halka ve ılımlı muhalefete karşı bir harekat yapılıyorsa, işte o zaman hepimizin oturup konuşmamız gereken çok ciddi bir mesele var demektir. Mücadele kime karşı veriliyorsa bunun göz önüne alınması lazım. Hele hele sınır ihlalleri konusunda mutlaka Türkiye'nin hassasiyetlerine riayet edilmesini, göz önüne alınmasını bekleriz. Bu çerçevede Rusya'nın Büyükelçisi evet Dışişleri Bakanlığımıza çağrıldı. Bize verilen bilgiler ile alanda oluşan bilgiler arasındaki farklar da kendilerine aktarıldı. Yani ihlaller kaç dakika sürmüş, saniyeler mi sürmüş, hangi şartlarda oluşmuş, bunları Rusya tarafıyla samimi ve dostane bir şekilde, birbirine saygı duyan iki komşu ülke olarak müzakere ediyoruz. Askeri yetkililerimiz ve diplomatik yetkililerimiz bunları konuşuyoruz."

Rusya ile herhangi bir gerilim istemediklerini ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ama dediğim gibi Rusya'nın da Türkiye'nin hava sahasına, sınırlarına ve Türkiye'nin Suriye'deki çıkarlarına dikkat etmesini beklemek en tabii komşuluk hakkımızdır. Rusya'dan gelen 'bu konuları görüşelim' talepleri, 'memnuniyetle' ama bu görüşmeler tabii Ankara'da ve doğrudan bu konuların ele alındığı bir zeminde olabilir. Bunları da bundan sonra da ele almaya devam edeceğiz. Suriye'deki kriz bir Türk-Rus krizi değildir, olmamalıdır. Biz bu konuda gösterilmesi gereken özeni gösteriyoruz. Rusya'dan da aynı özeni bekliyoruz. Bunun Rusya-NATO krizi haline dönüşmesini de istemeyiz. Ancak bilinmesi lazım ki NATO'nun da açıklamalarında ortaya çıktığı gibi Türkiye hava sahası aynı zamanda doğal olarak NATO hava sahasıdır. Bu konuda NATO ülkelerinden gördüğümüz dayanışma da hem doğaldır hem de takdire şayandır."

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Davutoğlu, İstanbul'da - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement