Dha İstanbul Bülteni - 4 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 4

1- KILIÇDAROĞLU: NASIL BİR BAŞKANLIK SİSTEMİ BELLİ DEĞİL (1)CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,"Türkiye'nin normalleşmesi beklentisi içindeyken, bir başkanlık tartışması başladı""Bunun rejim değişikliği olduğunu söyledim.

25.11.2016 16:36
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1- KILIÇDAROĞLU: NASIL BİR BAŞKANLIK SİSTEMİ BELLİ DEĞİL (1)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,

" Türkiye'nin normalleşmesi beklentisi içindeyken, bir başkanlık tartışması başladı"

"Bunun rejim değişikliği olduğunu söyledim. Sayın Başbakan 'hayır' dedi"

"Sayın Binali bey belki daha rahat kavrar diye TDK'dan rejim nedir, onu söyleyeceğim. 'Bir ülkenin yönetim biçimine rejim denir'. Bu kadar basit. Bizdeki parlamenter demokratik sistem. Neyi getirecekler? Başkanlık. Değişiyor rejim"

"Parlamenter sistemi, bir gece değiştireceğiz deniyor. Niçin, nasıl bir başkanlık sitemi bu soruların yanıtı henüz belli değil

"Bizi anayasa değişikliklerini davet ettiklerinde 'darbe hukukunu değiştirecekseniz' o toplantıya katılırız dedik. Ama 'gelin başkanlığı halledelim derseniz yokuz' dedik"

Haber-Kamera: Hakime TORUN - Güven USTA - İstanbul DHA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kulübünün ev sahipliğinde "15 Temmuz ve Parlamenter Sistem" başlıklı konferansta konuştu.

15 Temmuz darbe girişiminde yaşadıklarına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "O akşam oteller kapalı olduğu ve bizi otele almadıkları için Bakırköy Belediye Başkanımızın evine gittik. Sayın başbakanı aradım ulaşma şansımız olmadı. Hemen bir not hazırladık. Notu saat 12.04'te medyaya geçtik. Bu ülke darbelerden çok çekmiştir. Aynı sıkıntıların yeniden yaşamamasını istemiyorum. Cumhuriyetimize ve demokrasimize sahip çıkıyoruz . O akşam Ankara'ya dönmek istedim uçakların kalkmadığını söylediler. İstanbul'da kaldık. O gece ben, çok sayıda milletvekili arkadaşım ile görüştüm 'parlamentoya gidin demokrasi mücadelemizi verin' diye talimat verdim. Ertesi gün yine uçakların kalkmasında sorun vardı. Pendik'ten araca binip Ankara'ya geldim. Darbe, demokratik parlamenter sisteme karşı yapılmıştır. Demokratik parlamenter sistemimiz darbeyi engellemiştir" ifadelerini kullandı.

"PARLAMENTOYU DEVRE DIŞI TUTMANIN BİR GEREKÇESİ YOK" DEDİK "HAYIR" DEDİLER

OHAL'e ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakan darbenin ikinci veya üçüncü günü telefon ile aradı. OHAL uygulamasını getireceğiz bize destek verir misiniz? Şunu söyledim; bu parlamentoda demokrasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç var o da en çok CHP'ye yakışır. Biz OHAL'e evet oyu vermeyeceğiz. Sayın Başbakan bunu büyük bir olgunluk ile karşıladı. 'Biz getireceğiz' dedi. Düzenleme meşru, anayasaya uygun. OHAL durumu var. 'Neden siz evet demediniz' sorusu gelebilir akıllarınıza. Nedeni şu; bir darbe girişimi yapıldı doğru. 4 siyasi parti arasında bir uzlaşma var. Tamamı darbeye karşı. Bu kadar büyük uzlaşma varken, bir düzenleme getiriyorsanız parlamentoya getirin ortak uzlaşma içinde yasalaştıralım ne eksiğimiz var. Parlamentoyu devre dışı tutmanın bir gerekçesi yok. 'Hayır' dediler 'bu uygulamayı yapacağız' dediler" diye konuştu.

"ÜNİVERSİTELERDE REKTÖR ATAMASINI KALDIRDILAR. BUNUN DARBE İLE NE İLGİSİ VAR"

Kılıçdaroğlu, üniversitelerde rektör atamalarına ilişkin düzenlemeyle ilgili ise "Üniversitelerde rektör atamasını kaldırdılar. Ne ilgisi var bunun darbe ile? Bir üniversitede rektör seçilemiyorsa, o üniversitede demokrasiden söz edebilir misiniz? OHAL ile ne ilgisi var. İyi ki biz OHAL uygulamalarına evet dememişiz. Demokrasinin yanında durmuşuz" dedi.

"BM DİLEKÇE VERİYORSANIZ TÜRKİYE'NİN İMAJINI ZEDELERSENİZ"

Kılıçdaroğlu, "BM Siyasi ve Medeni Antlar Sözleşmesi var. Bu sözleşemeye Türkiye de taraf. Bu sözleşmenin 13 maddesine çekince kondu OHAL uygulamaları nedeniyle. 2 madde şu; Türkiye Cumhuriyeti hükümet, adil yargılamaya çekince koydu. Yani OHAL döneminde adil yargılama yapmayacağım dedi. Siz adil yargılama yapmayacağım diye BM dilekçe veriyorsanız Türkiye'nin imajını zedelerseniz. Mahkum veya gözaltına alınanlara insanca davranma kuralı var. Hükümet ona da çekince koydu. Ne demek işkence yapacağım demek. Böyle bir şeyi kabul etmek asla mümkün değil. Bir anlamda, kendisini BM'ye ihbar ediyor" dedi.

"BAŞKANLIK SİSTEMİNİN REJİM DEĞİŞİKLİĞİ OLDUĞUNU SÖYLEDİM. SAYIN BAŞBAKAN 'HAYIR' DEDİ"

Başkanlık sistemine ilişkin ise Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: "Türkiye'nin normalleşmesi beklentisi içindeyken, bir başkanlık tartışması başladı. Bunun rejim değişikliği olduğunu söyledim. Sayın Başbakan hayır dedi. Sayın Binali bey belki daha rahat kavrar diye TDK'dan rejim nedir, onu söyleyeceğim. 'Bir ülkenin yönetim biçimine rejim denir'. Bu kadar basit. Bizdeki parlamenter demokratik sistem. Neyi getirecekler? Başkanlık... Değişiyor rejim. 'Efendim Cumhuriyet değişmiyor'. Cumhuriyet her ülkede, İran'da da var biz de var. Başka ülkelerde de var. Parlamenter demokratik sistem, bizim 140 yıllık bir birikimimiz"

HEP, 'OSMANLI, OSMANLI, OSMANLI' DİYORLAR. GÜZEL BİZ DE OSMANLI'YA SAYGI DUYUYORUZ.

Kılıçdaroğlu, "Hep, ' Osmanlı, Osmanlı, Osmanlı' diyorlar. Güzel biz de Osmanlı'ya saygı duyuyoruz. Sonuçta bizim kültürümüz, tarihimiz, zaman zaman üzüldüğümüz, gurur duyduğumuz, haksızlıkların, beceriksizlerin olduğunu da biliyoruz" dedi.

'PARLAMENTER SİSTEMİ, BİR GECE DEĞİŞTİRECEĞİZ' DENİYOR. NİÇİN, NASIL BİR BAŞKANLIK SİTEMİ BELLİ DEĞİL

"Başkanlık için ABD örnek gösteriliyor" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Eyaletler var, başkan en zayıf halkadır, her eyaletin parlamentosu var yasa çıkarır ve uygular. Türkiye'de eyaletler sistemi yok. Bunu amaçlıyorsa kamuoyuna deklare etmeleri lazım. İngiltere'de kraliçe var ama parlamento da var. Parlamenter sistemi, bir gece değiştireceğiz deniyor. Niçin, nasıl bir başkanlık sitemi bu soruların yanıtı henüz belli değil" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Milli iradeyi kullanan 3 erk var. Buna 4. güç olarak eklenen medya. Medyaya hep beraber Fatiha'yı okuduk. Medyanın durumunu siz de ben de biliyorum. Demokrasimizi güçlendirmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.

"GELİN BAŞKANLIĞI HALLEDELİM DERSENİZ YOKUZ DEDİK"

"Bizim parlamenter sistemimiz mükemmel çalışıyor mu, hayır. Neden çalışmıyor?" diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Çünkü darbe sonrası çıkarılan yasalar 1980 sonrası çıkan yasa ve anayasalar güçlü bir demokratik parlamenter sistemin oluşmasını engelledi. Yapmamız gereken Türkiye'yi darbe hukukundan arındırmak. Anayasa dahil demokrasinin önündeki yasaların değişmesi demektir. 1982 Anayasası basın hürdür, sansür edilemez. Nasıl oluyor da basın hür değil. Sayın Binali Yıldırım'a şunu söyledim, 142 gazetecinin tutuklu olduğu ülkede demokrasiden söz edemezsiniz. Eksiklerimizi gazeteci özgürce yazacak. Darbe hukukundan bunu kastediyorum. Darbe dönemlerinden miras kalan yasaların değişmesi lazım. Bizi anayasa değişikliklerini davet ettiklerinde darbe hukukunu değiştirecekseniz o toplantıya katılırız dedik. Ama gelin başkanlığı halledelim derseniz yokuz dedik" ifadesini kullandı.

Görüntü Dökümü:

----------

-Kılıçdaroğlu'nun konuşması

-Detaylar

================================

2- KILIÇDAROĞLU: 4 MAYIS DARBESİNİ HİÇ AKLIMIZA GETİRMİYORUZ (2)

"15 Temmuz darbesinden söz ediyoruz. Ama 4 Mayıs darbesini hiç aklımıza getirmiyoruz. 4 Mayıs darbesinde yüzde 49,5 oy alan bir Başbakanı, kapının önüne koydular"

Haber-Kamera: Hakime TORUN - Güven USTA - İstanbul DHA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kulübünün ev sahipliğinde "15 Temmuz ve Parlamenter Sistem" başlıklı konferansta konuştu.

Kılıçdaroğlu başkanlık sistemine ilişkin "Yani güçler ayrılığı değil, Güçlerin birliği savunuluyor. Yani bir demokraside olmazsa olmaz olan denge ve denetleme yok ediliyor" dedi.

"HİTLER, BUNUN EN TİPİK ÖRNEĞİ"

Kılıçdaroğlu, "Bir kişiye bir ülkenin kaderini teslim etmek kadar tehlikeli bir şey yoktur. Hitler bunun en tipik örneğidir. Bütün yetkiler verildi. Hitler önce Almanya'yı sonra bütün dünyayı kana buladı. Başkan dediğiniz kişi, her zaman aklı başında bir kişi olmayabilir. Osmanlı tarihinde de olmuştur bu. Padişah balıkları altınlar, paralar atmıştır mesela. Deli İbrahim dediğimiz pek çok kişi gelip geçmiştir. Ama biz, 21. yüzyıldayız. Bizim sorumluluklarımız var. Birisinin hatasını, bir başkasının denetlemesi gerekiyor" diye konuştu.

"ANAYASALAR, OHAL DÖNEMLERİNDE, BİR PARTİNİN MUTFAĞINDA HAZIRLANMAZ"

Yeni anayasa çalışmalarında toplumsal uzlaşının önemine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Anayasalar, OHAL dönemlerinde, bir partinin mutfağında hazırlanmaz. Toplumsal uzlaşma olmalı anayasa yaparken. Herkes bu benim anayasam demeli. Demokratik, özgür bir ortamda tartışılarak anayasa yapılmalı" dedi.

"4 MAYIS DARBESİNDE YÜZDE 49 BUÇUK OY ALAN BİR BAŞBAKANI, KAPININ ÖNÜNE KOYDULAR"

Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz darbesinden söz ediyoruz. Ama 4 Mayıs darbesini hiç aklımıza getirmiyoruz. Ne darbesi mi? Seçimle gelen bir Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu saraya davet edildi. Elinden istifa dilekçesi alındı kapının önüne kondu. Başka bir başbakan tayin edildi. Demokrasi ile ne ilgisi var. 15 Temmuz darbesini, ordunun içindeki bir gurup yaptı. Öbür darbeyi başka birisi yaptı. O da saray darbesi. Yüzde 49 buçuk oy alan bir Başbakanı kapının önüne koydular. Bunun 28 Şubat sürecinden ne farkı var. Darbe. Seçimle geldi. Neden kapının önüne kondu? Neden üzerinde durulmuyor. Neden özel olarak ele alınıp işlenmiyor çünkü medya özgür değil. ya tutuklanır göz altına alınırsam deniyor. Ahmet Davutoğlu'nun hakkını savunmak bize nasip oldu. Hakkını ben savundum. Bugün de savunuyorum. Yüzde 49 buçuk oy alan bir başbakan kapının önüne konulamaz. Konuluyorsa demokrasi tartışılır. Benim siyasi rakibim. O da çok iyi biliyor. Kendisine de söyledim. 'Senin hakkını benim dışımda savunan olmadı' diye. Çünkü demokrasiyi savunuyorum" diye konuştu.

Görüntü dökümü

----------------

-Kılıçdaroğlu'nun konuşması

-Detaylar

=================================

3- BAKAN ALBAYRAK: DÜNYA ÇOK BÜYÜK KRİZLERİN İÇİNDE VE DAHA BÜYÜKLERE GEBE BİR SÜREÇTEN GEÇİYOR

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak,

"Dünya çok büyük krizlerin içinde ve daha büyüklere gebe bir süreçten geçiyor. Meseleye, 'Kriz eşittir fırsat' felsefesinden baktığımızda, her kriz kendi içinde birçok fırsatı doğurur"

"Girişimcilik ruhu ve uygulaması eğer fırsatları değerlendirmek, oluşan alanları doğru şekilde kullanmak ve netice almaksa, aslında bugün çok doğru bir dönemden geçiyoruz"

Bakan Albayrak, yanına gelirken düşen kadına yardım etti.

Haber-Kamera: Enver ALAS,İSTANBUL/ DHA

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, dünyanın çok kritik bir dönemden geçtiğini belirterek, "Dünya çok büyük krizlerin içinde ve daha büyüklere gebe bir süreçten geçiyor. Meseleye, 'Kriz eşittir fırsat' felsefesinden baktığımızda, her kriz kendi içinde birçok fırsatı doğurur. Girişimcilik ruhu ve uygulaması eğer fırsatları değerlendirmek, oluşan alanları doğru şekilde kullanmak ve netice almaksa, aslında bugün çok doğru bir dönemden geçiyoruz" dedi.

Albayrak, bu yıl 6'ncısı gerçekleşen 'Geleceğin Gücü Girişimciler G3 Forumu' kapsamında düzenlenen 'Genç Girişimciler Paneli'ne konuşmacı olarak katıldı. Beşiktaş'taki Suada'da gerçekleşen panelde genç girişimcilerle bir araya gelen Berat Albayrak, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın moderatörlüğünde soruları yanıtladı.

Türkiye'de girişimcilik yapmak için uygun ortam olup olmadığı yönündeki soru üzerine Albayrak, bugün için bakıldığında dünyanın çok kritik bir dönemden geçtiğini, çok büyük krizlerin içinde olduğunu ve daha büyüklere gebe bir süreçten geçtiğini ifade etti.

Bakan Albayrak, " 'Kriz eşittir fırsat' felsefesinden baktığımızda meseleye, her kriz kendi içinde birçok fırsatı doğurur. Girişimcilik ruhu ve uygulaması eğer fırsatları değerlendirmek, oluşan alanları doğru şekilde kullanmak ve netice almaksa, aslında bugün çok doğru bir dönemden geçiyoruz" diye konuştu.

Son 15 yılda çok önemli gelişmeler yaşandığını dile getiren Albayrak, "Dünya ekosisteminde çok önemli kırılmalar ve kaymalar yaşandı. Bunu bir cümleyle özetlemek gerekirse, dünyadaki güç ve sermayenin, zenginliğin her geçen gün Doğu'ya kaydığı bir süreçten geçiyoruz. Gelecek 10 yıl boyunca bu coğrafya üzerinde gelişmekte olan yeni pazarlar çerçevesi içerisinde çok ciddi fırsatlar var. 10 yıl içinde sadece Çin ve Hindistan'ın toplam Gayri Safi Milli Hasılası'nın (GSMH) büyük ihtimalle G7 ülkelerinin tamamını geçecek" diye konuştu.

"SON 100 YILIN EN KRİTİK NESLİ"

Dünyadaki ticaretin, pazarın, ekosistemin ve düşünce yapısının değiştiğini, belirten Bakan Albayrak, "Her geçen gün daha büyük açılımlar ortaya çıkacak. Şu anki girişimci nesil, son 100 yılın en kritik nesli. 100 yıllık yeni bir kırılmanın tam eşiğinde müthiş fırsatlara gebe bir ekosistemle karşı karşıyasınız. Bu fırsatlar iyi değerlendirilmelidir. Bu süreci güçlü, dinamik, birlik ve beraberlik içinde dirençli bir şekilde yönetip atlatanlar da en kazançlı çıkan ülkeler olacak" ifadelerini kullandı.

Enerji alanında girişimcilerin neler yapabileceğiyle ilgili bir soru üzerine Berat Albayrak, Türkiye'nin petrol ve gazda yüzde 95'in üzerinde dışarıya bağımlı olduğunu, bu çerçevede kaynak zenginliği veya alternatif enerji kaynaklarının önünü açıcı projelerin desteklenmesi gibi bir çok stratejiyi uygulaması gerektiğini belirtti.

"ARAMACILIĞI GELİŞTİRMEYE BAŞLADIK"

Bu konuda bakanlık olarak hızlı ve dinamik bir süreç başlattıklarını kaydeden Albayrak, "Bizim enerji maliyetlerini düşürme ve alternatif enerji noktasında yeni bir stratejimiz var. Yerli ve yenilenebilir dedik. Dünyayı en az kirleten, emisyon açısından sıkıntı oluşturan ülkelerden biri olarak ithalata enerji açısından bu kadar bağlıyken yerli kaynaklarımızı da kullanacağız. Bunun içinde güneş ve rüzgar varsa kömür ve alternatif enerji kaynakları olmak zorunda. Buna bağlı olarak aramacılığı geliştirmeye başladık. Aramacılık, keşif ve sondaj noktasında ne kadar çok keşif ve aramacılık yaparsanız o kadar çok kaynak bulursunuz" diye konuştu.

GENÇ GİRİŞİMCİLERE TAVSİYELER

Berat Albayrak, konuşmasının sonunda genç girişimcilere tavsiyelerde bulundu. Yeni nesil girişimcilerden özgün ve özgüvenli olmasını isteyen Albayrak, "Cesur olacağız ama maceraperest olmayacağız. Disiplinli olacağız ancak 'kontrol freek' olmayacağız. Günün koşullarına ayak uydururken insanı unutmayacağız. Hele de iş hayatındaki ahlaki melekeleri kesinlikle unutmayacağız. Azimli olacağız ancak hırslı olmayacağız. Hiçbir düşünceye statükocu yaklaşmamak lazım. Bunun için duyarlı, teyakkuz halinde kendini geliştiren doğru bilgiye ulaşmak için yoğun bir şekilde okuyan araştıran girişimci neslimizin olması lazım" şeklinde konuştu.

HİSARCIKLIOĞLU: "HAYAL ETMEKTEN KESİNLİKLE KORKMAYIN"

Panelde Bakan Albayrak'ın yanı sıra bir diğer konuşmacı TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'ydu. Hisarcıklıoğlu da konuşmasında yaptığı tavsiyelerle genç girişimcilerden öncelikle hayal kurmalarını istedi. Hisarcıklıoğlu, "Hayal etmekten kesinlikle korkmamak lazım. En özgür olduğumuz şey hayallerimiz. Hayallerin içinden birkaç tanesini hedef haline getirmeniz lazım. Hedefi oluşturamazsak sonuca varamıyoruz. Ayrıca çok çalışmak lazım. Yatarak bir başarının gelme şansı yoktur. Ayrıca girişimcilikte cesur olmakta gerekir. Önemli bir başka konu ise pes etmemektir" dedi.

BAKAN ALBAYRAK VE HİSARCIKLIOĞLU'NDAN YARDIM

Konuşmaların ardından Bakan Berat Albayrak ile TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, genç girişimcilerle sahnede günün anısına hatıra fotoğrafı çektirdi. Bu sırada sahneye çıkan genç bir kadın, ayağı takılınca yere düştü. Bakan Albayrak ve Hisarcıklıoğlu, genç kadını kolundan tutarak yerden kalkmasına yardımcı oldu. Daha sonra Bakan Albayrak kısa bir süre genç girişimci ile sohbet etti.

Görüntü Dökümü

-----------------

-Salondan görüntüler

-Genç girişimciler

-Bakanın salona gelişi

-Panelde Bakanın konuşması

-Hisarcıklıoğlu'nun konuşması

-Sahnede resim çekilmesi

-Genç kadının düşmesi

-Bakanın yardımcı olması

-Genel ve detaylar

25.11.2016 - 15.31 Haber Kodu : 161125148_

25.11.2016 - 15.29 Haber Kodu : 161125147

===============================

4- CUMHURİYET GAZETESİ AVUKATLARINDAN "KISITLAMA" İTİRAZI

Avukat Bahri Bayram Belen,

" 'Cumhuriyet Gazetesi'nden tutuklu bulunan yönetici ve avukat arkadaşlar Silivri Cezaevi'nde bulundukları yere ilişkin avukatlarıyla ve yakınlarıyla görüşme konusunda konulan sınırlama hukuka ve yasal düzenlemelere aykırıdır' diye itiraz eden veya başvuran bir dilekçe verdik"

Haber- Kamera: Serpil KIRKESER/ İstanbul DHA

Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri ve yazarlarına yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan aralarında gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Avukat Akın Atalay'ın da aralarında bulunduğu 10 kişinin avukatları, Silivri Cezaevi'nde avukat-müvekkil görüşmelerinde uygulanan kısıtlamaların kaldırılmasına için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına itiraz dilekçesi sundu. Murat Sabuncu ve Akın Atalay'ın da bulunduğu 10 şüphelinin avukatları ile CHP'li milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Selina Doğan ve Mevlüt Dudu, Bakırköy Adalet Sarayı'na geldi. Avukatlar, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Selami Hatipoğlu'na dilekçelerini vermek istedi. Başsavcı Hatipoğlu yerinde olmadığı için avukatlar ve milletvekilleri Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Zülkarneyn Kısık'a dilekçelerini sundu.

"BAŞSAVCILIĞA 4 SAYFALIK DİLEKÇE SUNULDU"

Dilekçede, "Halen Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulundurulan müvekkillerimizin avukatlarıyla görüşmeleri savunma hakkını ortadan kaldırır kısıtlamalara maruz bırakılmaktadır. Görüşmeler; teknik cihazla sesli ve görüntülü kayıt yapılarak izlenmektedir. Görüşmelerde personel bulundurulmaktadır. Görüşmelerde mesleki olarak paylaşılmak istenen tüm belgelere el konulmaktadır. Görüşmelere haftada bir gün ve bir saat ile ayrıca en fazla 3 avukatla sınırlandırılmıştır. Cezaevindeki bu uygulamaların dayanağının ne olduğu, hangi karara, işleme ve emre dayandığı tarafımıza hiçbir şekilde bildirilmemiştir" ifadelerini kullandı.

SAVUNMA HAKKI, KİŞİ GÜVENLİĞİ VE ANAYASAYA AYKIRIDIR"

"Müdafiler çeşitli tarihlerde görüşmelerinde talep etmelerine rağmen cezaevindeki uygulamaların dayanağını oluşturabilecek hiçbir belge kendilerine gösterilmemiştir, verilmemiştir" denilen dilekçede, " Müvekkillerin, avukatları ile görüşmelerinin tabi tutulduğu kısıtlamalara dayanak somut gerekçeler ise gösterilmemiştir. Avukat - Müvekkil görüşmeleri yönünden maruz bırakılan uygulamalar başta savunma hakkı, kişi güvenliğine, özgürlük ve güven hakkında Anayasa aykırı müdahale niteliğindedir" denildi.

"KISITLAMALARIN KALDIRILMASI TALEP EDİLDİ"

4 sayfalık dilekçenin sonunda cezaevindeki avukat-müvekkil görüşmelerinde uygulanan kısıtlamalara itirazın kabulü, anılan uygulamaların kaldırılması ve uygulamalara son verilmesi talep edildi.

ADLİYE ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI

Avukatlar dilekçe sunduktan sonra adliyenin kapısında açıklama yaptı. Avukat Bahri Bayram Belen, "Bugün burada 'Cumhuriyet Gazetesi'nden tutuklu bulunan yönetici ve avukat arkadaşlar Silivri Cezaevi'nde bulundukları yere ilişkin avukatlarıyla ve yakınlarıyla görüşme konusunda konulan sınırlama hukuka ve yasal düzenlemelere aykırıdır' diye itiraz eden veya başvuran bir dilekçe verdik. Çünkü aslında bu sınırlamalar avukatların şüphelileriyle, sanıklarıyla görüşme sırasındaki görüntü ve sesle kayıt ilkeleri, dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir siyasi koşullarda olmaması gereken kısıtlamalardır. Çünkü şöyle derler; papazlar ve karşısında günah çıkaran kişi ile doktor ve hasta arasındaki ilişkide, avukat ile müvekkili arasındaki ilişkide hiç kimsenin bunu dinleme ve önleme hakkına sahip değildi. Bunlar özellikle bizim açımızdan savunma, adil yargılanma hakkı açısından ciddi tehlikelerdir" dedi.

"BİZİM KOŞULLARIMIZA UYMUYOR"

Avukat Belen, "Bir de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın özellikle Silivri yerleşkesindeki tutuklu ve hükümlülerle ilgili sadece FETÖ/PDY örgütüyle ilgili ve bunlarında dışarıya haber sızdıracakları, talimat verecekleri, bu konuda somut belirtilerin olması halinde sınırlama yapılabileceğine ilişkin basın açıklaması ve buna dayandırılacak Kanun Hükmünde Kararnamelere dayandırılması, bizim koşullarımıza uymuyor. Çünkü Cumhuriyet gazetesinden tutuklu bulunan arkadaşlar soruşturmanın başında ve tutuklama gerekçesinde olduğu gibi PDY/FETÖ örgütü üyesi olmamakla beraber PKK/KCK örgütü üyesi olmamakla beraber yaptıkları yayınlarda bunlara propaganda oluşturdukları gerekçesiyle tutuklandılar" şeklinde konuştu.

"OLUMLU BİR ÇÖZÜM GETİRMESİNİ BEKLİYORUZ"

Başvurunun adalet ve hukuk için yapıldığını söyleyen Belen, "Avukatların bu hukuksuzluklara karşı, avukatların bu yasal düzenlemelerin yanlış uygulanmalara karşı, hatta yasal düzenlemelerin evrensel hukuk kurallarına aykırılıklarına ilişkin yaptıkları başvurular, aslında bugün belki de toplumumuzda yaşanmış özgürlükleri, hakları sınırlayan bir anlamda siyasi baskı rejimi haline gelmiş tıkanıkların önünü açabilecektir. Yani sivil toplumun, sivil yaşamın önünü açabilecektir. Bu dilekçemizin bu açıdan önemli bir adım olmasını ve olumlu bir çözüm getirmesini bekliyoruz. Savcılık bunları aldı, dikkatli dinledi. Bunlarla ilgili inceleme yapacaklarını belirtti. Umut ediyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

---------------------

Avukat Bahri Bayram Belen açıklaması

Adliyeden görüntü

Genel ve detaylar

============================================

5 - EBRU GÜNDEŞ: TADİLATLAR EŞİM TARAFINDAN YAPILMIŞTIR

Ebru Gündeş, eşi Rıza Sarraf'la birlikte yargılandığı ve 3 yıl hapis cezası istendiği davada, yasalara aykırı olarak yapıldığı belirtilen yalı tadilatıyla ilgili ilk kez ifade verdi.

Arzu KAYA, İstanbulDHA

Beykoz Kanlıca'daki yalılarında, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na aykırı tadilat yaptırdığı iddiasıyla Rıza Sarraf, eşi Ebru Gündeş Sarraf ve bu işleri yaptığı belirlenen Hakkı Süha Gökdemir'in 3'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

GÜNDEŞ CELSE ARASI İFADE VERDİ

Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 4. duruşmasına 3 tutuksuz sanık da katılmazken Gündeş'i avukatları temsil etti. Duruşmaya şikayetçiler CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Hüseyin Sağ ve CHP İstanbul İl Sekreteri Hakkı Sağlam katıldı. Mahkeme hakimi, hakkında zorla getirme kararı bulunan sanık Ebru Gündeş'in 14 Kasım'da yeni bir celse açılarak savunma yaptığını belirtti. Duruşmada söz alan müşteki Hakkı Sağlam sanık Gündeş'in savunmasını kabul etmediklerini ve cezalandırılmasını istediklerini belirterek, "Suça konu yapının sahibi kendisi olup, mülkiyet de kendisine aittir. Yapılan değişikliklerde rızası ve bilgisi vardır" dedi.

"KREDİYİ KENDİSİ ÇEKMİŞ"

Ebru Gündeş'in avukatlarından Begüm Gürel ise dosyanın Gündeş açısından ayrılmasını istediklerini söyleyerek, "Dosyanın tefrik edilmesini istiyoruz. Çünkü dosyanın diğer sanığı olan Rıza Sarraf halen ABD'de tutuklu olup beyanının ne zaman alınacağı belli değildir. Müvekkilimle ilgili adil yargılanma hakkının ihlal edileceğini ve davanın çok uzun süreceğini düşünüyoruz. Müvekkil o dönemde eşi adına çıkacak kredinin yetersiz olması sebebiyle krediyi kendisi çekmiş. Bu nedenle tapu da kendisi adına çıkmıştır. Borcun bitmesine müteakip yalı eşine devredilmiştir" dedi.

"ONURUNU ZEDELEMEKTEDİR"

Gündeş'in bir diğer avukatı Leyla Çırak duruşmaların gizli yapılmasını talep ederek, "Müvekkilinin tanınmış ünlü bir sanatçıdır. Bu haberlerle anılması bulunduğu yere dişiyle tırnağıyla gelmiş olan müvekkilimizin onurunu fazlasıyla zedelemektedir. Bu nedenle duruşmaların gizli yapılmasını istiyoruz. Çıkan haberler yargılamanın seyrini de bize göre olumsuz etkilemektedir" diye konuştu. Söz alan müşteki Hüseyin Sağ ise "Ebru hanım da her Türkiye vatandaşı gibi adalet önünde eşit şekilde yargılanacaktır. Duruşmanın gizli yapılması talebinin reddini isteriz" dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme hakimi sanık avukatlarının davaya ilişkin delillerini ve tanıklarını bildirdikten sonra, duruşmaların gizli yapılması ve davanın tefrik edilmesi talebinin celse arasında değerlendirilmesine karar verdi. Mahkeme, Rıza Sarraf'ın ABD'de tutuklu bulunduğu cezaevinin celse arasında yetkili makamlardan sorulduğunu belirterek, müzekkere cevabının geldiğinde duruşma günü beklenmeksizin uluslararası istinabe yapılması amacıyla ilgili evrakların tercüman bilirkişiye gönderilmesine karar verdi. Duruşma ertelendi.

SANATÇI, AYLIK GELİRİ 50 BİN LİRA

Öte yandan sanık Ebru Gündeş hakkında bulunan zorla getirilme kararı kapsamında adliyeye gelerek 14 Kasım'da ifade verdi. Savunmasının tespit edilmesi için açılan ara celsede kimlik tespiti yapılan Gündeş, evli, bir çocuklu ve sanatçı olduğunu, aylık gelirinin de 50 bin lira olduğunu kaydetti.

"TADİLATLAR EŞİM TARAFINDAN YAPILMIŞTIR"

Avukatıyla birlikte savunma yapan Gündeş daha önceki ifadelerini tekrar ettiğini belirterek, "Suça konu edilen Kanlıca Mahallesi'nde 4 ve 5 parseller üzerinde bulunan 2 adet yalıyı eşim Rıza Sarraf yaklaşık 6 yıl önce satın almıştı. Bu yalılardan 5 parsel üzerinde bulunan benim adıma tapuda kayıtlıydı. Bu yalılar üzerinde gerçekleştirilen tadilatlar, eşim tarafından yaptırılmıştır. Benim bir ilgim bulunmamaktadır. Ben sonradan yalıyı eşime geri devrettim. Şu an benim üzerime değildir. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatımı talep ederim" dedi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Rıza Sarraf, Kanlıca sahilinde üç yalıdan oluşan Mehmet Arif Bey Yalılarından ikisini 2011'de satın alarak, 4 parselini kendi, 5 parselini ise eşi Ebru Gündeş Sarraf üzerine kaydettirdi. Sarraf, tarihi eser olarak tescili yapılan yalılarda tadilat çalışması başlattı. Tadilatın 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu'na aykırı gerçekleştiği iddiaları üzerine suç duyurusunda bulunuldu. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Rıza Sarraf ile eşi Ebru Gündeş'in Beykoz Kanlıca Mahallesi 23 pafta 116 ada 4-5 parselde bulunan yalılarda, yapıya geçiş için bina boyunca asansör yapıldığı, bina cephesinde doluluk ve boşluk oranlarının değiştirildiğinin tespit edildiği anlatıldı. İddianamede, şüpheliler Rıza Sarraf, eşi Ebru Gündeş Sarraf ve tadilat işlemlerini yaptığı belirlenen Hakkı Süha Gökdemir'in "2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na aykırılık" suçundan 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

=============================

6- CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ'NDEN 'KADINA ŞİDDETE HAYIR' EYLEMİ

Haber-Kamera: Erhan TEKTEN İstanbul DHA

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Avrupa Yakası Şubeleri üyesi bir grup kadın, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü" nedeniyle basın açıklaması yaptı.

Kadına karşı şiddetle mücadelede sonuna kadar gideceklerini belirten CKD üyeleri saat 13.00'da Şişli'deki Atatürk Evi önünde buluştu. "Kadına Şiddete Hayır", "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" sloganı atan kadınlar, üzerinde "Kadına Şiddete Hayır" yazan pankart açtı. CKD Beşiktaş Şube Başkanı Sevinç Dalyan grup adına basın açıklamasını okudu. Basın açıklamasında Dalyan "Kadına yönelik şiddet ister kamusal, ister özel hayatta olsun her tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya özgürlüklükten keyfi olarak yoksun bırakma dahil olmak üzere kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik zarar veya acı verme sonucu doğuran veya bu sonucu doğurması muhtemel olan cinsiyete dayalı her türlü şiddet eylemi anlamına gelir. Uygulanış biçimiyle fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik ve sözlü olmak üzere beş grupta toplanır. Güzel yurdumuzda kadınlarımıza bu beş farklı şiddet her gün her an hunharca uygulanmaktadır. Böylesi keder ve gözyaşı dolu manzarayı ortaya çıkaran zihniyetle mücadele ederek dahası bu zihniyeti ortadan kaldırana dek savaşımıza devam edeceğiz" dedi. Grup basın açıklamasının ardından dağıldı.

Görüntü Dökümü:

---------------

-Grubun görüntüsü

-Sloganlar

-Pankarttan görüntü

-Basın açıklaması

-Genel ve detaylar

25.11.2016 - 15.02 Haber Kodu : 161125137_

==================================

7- DÜNYANIN VE TÜRKİYE'NİN İLK ASTROLOJİ FESTİVALİ 'ASTROFUN FEST' 3 GÜN BOYUNCA MASLAK'TA

Haber-Kamera: EzgiÇAPA/İSTANBUL,

Dünyanın ve Türkiye'nin ilk Astroloji Festivali 'Astrofun Fest' 3 gün boyunca Maslak'ta bulunan Uniq İstanbul'da meraklıları ile buluşacak.

Türkiye'den ve dünyadan 35 astrologun bir araya geldiği festivalde seminerler, workshoplar, söyleşiler yer alıyor. Öte yandan konuyla ilgilenenler kitap standlarının yanı sıra, Astro Müze ve Astro Kütüphane de hayatlarına yön verecek ipuçları bulabilirler.

FESTİVALE GİRİŞ ÜCRETSİZ

Asude Argun, Aleksandar Imsiragic, Binnur Zaimler, Devrim Dölen, Devrim Yılmazer, Dinçer Güner, Filiz Özkol, Hakan Kırkoğlu, Hande Kazanova, Lea Imsiragic, Nadiya Shah, Öner Döşer, Yasemin Boran gibi isimlerin yer aldığı festivale giriş ücretsiz. 25-26-27 Kasım tarihleri arasında dzüenlenecek festivaldeki seminerler, workshop ve astroloji seansları için biletler Tixbox www.tixbox.com.tr ve Uniq'teki Tixbox gişelerinden temin edilebilir. Söyleşilerin 30 TL, seminerlerin 50 ila 100 TL arasında değiştiği festivalde yüz yüze Danışma Seansları 100 TL, workshoplar ise 200 ila 500 TL arasında değişiklik gösteriyor.

"2017 EKONOMİK OLARAK ÇALKANTILI BİR YIL OLACAK, BORÇ ALTINA GİRMEYİN"

Festivale katılan isimlerden Astroloji uzmanı yazar Hande Kazanova, 'Astrofun Fest'in dünyada ve Türkiye'de ilk kez düzenlenen bir festival olduğuna dikkat çekerek, "Astrolojiye ilgi son yıllarda ciddi anlamda artış gösterdi. Çünkü insanlar hem kendilerini hem de etraflarındaki olayları anlamlandırmak istiyorlar. Çok güzel bir içerik hazırladık" şeklinde konuştu. Çocuk astrolojisi üzerinde çalıştığını ve Cumartesi günü anne ve çocuklara yönelik bir çalışma yapacağını söyleyen Kazanova, 2017 yılında atılacak ekonomik adımlara ilişkin uyardı. Kazanova "Bu sene ekonomik anlamda çalkantılara açık bir dönemde olacağız. Mümkün olduğu kadar açılmamaya, özellikle 2017'nin Şubat ve Mart ayı dönemlerinde çok ciddi borç altına girmemeye özen göstersinler. Aralık ayında da inişlerimiz çıkışlarımız olabilir" diye konuştu.

"KAPİTALİZM YAVAŞ YAVAŞ ÇÖKMEYE BAŞLIYOR"

2017 yılının önemli bir sene olduğuna işaret eden Astrolog Dinçer Güner festivale katılan vatandaşların hayatlarındaki birçok soruya ilişkin tüyo alabileceklerini söyledi. Güner, 2017 yılına dair şunları söyledi: "Kapitalizmin yavaş yavaş çökmeye başladığının ayak seslerini duymaya başlayacağız. Amerika güç kaybetmeye başlıyor, Japonya, Çin güç kazanmaya başlıyor. 2017'de gerçekleşecek olan kova, aslan burcundaki güneş ve ay tutulmaları, yöneticilerin, dünyadaki ve Türkiye'deki liderlerin daha baskıcı bir yönetim şekline gideceğini gösteriyor. Ama diğer taraftan Kova burcundaki tutulmalarla birlikte halkın özgürlük için daha fazla çığlık atacağını, meydanlara döküleceğini, insanların özgürlüklerine sahip çıkmak için daha fazla harekete geçeceğini gösteriyor".

"DOĞUM HARİTASINA GÖRE ÇOCUĞUN KARİYERİNİ TAYİN EDEBİLİYORUZ"

Astrolog Sare Palaska ise çocukların doğum haritaları üzerinden kabiliyetleri hakkında fikir sahibi olabildiklerini belirterek, "Gökyüzünün doğduğumuz andaki fotoğrafını, koordinatlarını okuyoruz. O koordinatları doğru okuyabilirsek, neye yeteneğimiz var, hangi konulardan kazanç sağlayabiliriz, kariyerimiz nasıl olmalı, hangi okullarda okumalı potansiyel olarak görüyoruz" dedi. Bugğn doğan çocukların geleceğine ilişkin Palaska, "Bugün doğan yay burcu çocuk, uluslararası ilişkiler, yabancı dillere yönelik konular, televizyon, yayın, yüksek mahkeme ve İngilizce eğitmenliği gibi konulara daha yatkın olacaklardır" örneğini verdi.

Görüntü Dökümü :

----------

-Festivalden, standlardan ve çadırlardan görüntü

-Astroloji uzmanı Hande Kazanova ile röp.

-Astrolog Dinçer Güner ile röp.

-Astrolog Sare Palaska ile röp.

-Genel ve detay görüntüler

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement