Mekke'deki Vinç Kazası

Doktor Muhammet Abdullah Furkan, Kabe'de meydana gelen vinç kazasıyla ilgili, "Rüzgardan sonra vinç devrildi. Yıldırım düştü büyük ihtimalle. Safa ve Merve'den tavaf alanlarına doğru geldi. Tavaf alanında en alt kattaydım ben, tavaf alanı kıpkırmızı olmuştu, çok ciddi sıkıntılar vardı" dedi.

Furkan, doktor olduğunu, İstanbul'dan görevli olarak geldiğini belirterek, olay anında tavaf alanının alt katında olduğunu söyledi.

Bölgede şiddetli rüzgar çıktığını belirten Furkan, "Rüzgardan sonra vinç devrildi. Yıldırım düştü büyük ihtimalle. Safa ve Merve'den tavaf alanlarına doğru geldi. Tavaf alanında en alt kattaydım ben, tavaf alanı kıpkırmızı olmuştu, çok ciddi sıkıntılar vardı. Vincin düştüğünü gördüm. Büyük ihtimalle yıldırım düştü. Çünkü o kadar fazla vinci düşürecek kadar rüzgarlı değildi" diye konuştu.

Tavaf alnının en alt katında olduğu için dışarıdaki hasarı göremediğini anlatan Furkan, "İçeride hasar yaratacak bayağı bir parça vardı. Ben 15 kadar hastaya müdahale ettim. Benim müdahale ettiklerimde ölü yoktu. Bir iki tane durumu kritik hasta vardı ama orada koştururken Safa Merve ve 3. katta 500 sayısından bahsediliyordu" ifadelerini kullandı.

Gazetecilerin, "Türk hacılardan ölen var mı?" sorusu üzerine Furkan, "Ben 3 tane biliyorum" yanıtını verdi.

Bir başka görgü tanığı da 2 Türk'ün vefat ettiğini gördüğünü ifade etti.

"Deprem oluyor sandım"

Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Nazmiye Yılmaz da şunları söyledi:

"Ben deprem oluyor sandım. Yaklaşık 16.30 gibi kum fırtınası başladı, ardından yağmur bir buçuk dakika kadar. Sonra da Mescidi Haram'da çok güçlü bir patlama sesi duyuldu. Ondan sonrası büyük bir panik. Patlamayla birlikte insanlar sağa sola koşmaya başladı. Bizim bulunduğumuz yerle vincin çarptığı yer arası yaklaşık 50 metre kadardı. Önce panik içinde kaçanları, sonra yaralıları gördük. Vincin çarptığı yerde kan izleri, yaralılar, kopmuş beton parçaları vardı. İlk müdahale ağır yaralılara yapılmış ama hafif yaralılar hala kaza yerindeydi. Yakınları yanlarındaydı. Oradan gelenler, maalesef kafaları kopmuş ölülerin olduğunu söylüyorlardı."