TBMM Genel Kurulu
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, "DEAŞ'le göğüs göğüse mücadele eden, bu örgüte sahada en ağır darbeyi indiren ve hezimete uğratan tek NATO müttefiki Türkiye olarak biziz. Bu örgüt üzerinden ne yapılmak istendiğini, bölgemizde nasıl bir oyun oynandığını çok ama çok iyi biliyoruz.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, "DEAŞ'le göğüs göğüse mücadele eden, bu örgüte sahada en ağır darbeyi indiren ve hezimete uğratan tek NATO müttefiki Türkiye olarak biziz. Bu örgüt üzerinden ne yapılmak istendiğini, bölgemizde nasıl bir oyun oynandığını çok ama çok iyi biliyoruz. Biz bu hokkabazlıklara kanmayız, prim vermeyiz. Söz konusu ülkemizin toprak bütünlüğü ve milletimizin güvenliği olunca kimseyi dinlemeyiz, hiçbir tehdide boyun eğmeyiz." dedi.
TBMM Genel Kurulunda siyasi partilerin grup başkanvekilleri yerlerinden söz aldı.
Akbaşoğlu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin geniş çaplı askeri tatbikatı Efes-2024 Tatbikatı'nın seçkin gözlemci gününün Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle icra edildiğini belirtti.
Efes-2024 Tatbikatı'na 45 ülkeden yaklaşık 11 bin personelin katıldığını bildiren Akbaşoğlu, "Efes-2024 Tatbikatı'nda yerli ve milli silahlarımız ile hava, kara ve deniz araçlarımız hedefleri tam isabetle vuruyor, tüm gözleri kendi üstlerine çekiyor. İzmir'de kopan fırtına Türk ordusudur." dedi.
Akbaşoğlu, Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde bölücü örgütün bir teröristan kurmasına asla izin verilmeyeceğini vurgulayarak, "Oldu bittiler karşısında daha evvel ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, aynı durumla karşılaşmamız halinde harekete geçmekten yine çekinmeyeceğimizi herkesin bilmesini isteriz. DEAŞ'le mücadele argümanının artık bizim nazarımızda hiçbir hükmünün kalmadığının herkes tarafından bilinmesi gerekir. DEAŞ'le göğüs göğüse mücadele eden, bu örgüte sahada en ağır darbeyi indiren ve hezimete uğradan tek NATO müttefiki Türkiye olarak biziz. Dolayısıyla bu örgüt üzerinden ne yapılmak istendiğini, bölgemizde nasıl bir oyun oynandığını çok ama çok iyi biliyoruz. Biz bu hokkabazlıklara kanmayız, prim vermeyiz. Söz konusu ülkemizin toprak bütünlüğü ve milletimizin güvenliği olunca kimseyi dinlemeyiz, hiçbir tehdide boyun eğmeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin, savunma sanayisinde gerçekleştirdiği atılım sayesinde bölgesinin vazgeçilmez oyuncularından biri haline geldiğinin altını çizen Akbaşoğlu, "2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken bugün bu sayı binleri geçti. 2002 yılında yaklaşık 5,5 milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken şimdiki projelerin hacmi 100 milyar dolara yaklaştı. Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşasını ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasındayız. İHA ve SİHA üretimindeyse dünyanın ilk 3-4 ülkesi içerisindeyiz." bilgisini paylaştı.
"Sokaklar güvenli hale getirilmeli ama biz buna insani bir yöntem bulmak zorundayız"
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Hakimler ve Savcılar Kurulunca (HSK), İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Oktay Tabur hakkında kamuoyuna yansıyan görüntüler ve iddialarla ilgili inceleme ve soruşturma başlatılmasının önemli bir gelişme olduğunu belirterek, "Burada sorunları sonradan çözmekten ziyade, sorunlara sebep olan yolları konuşmamız gerekiyor." dedi.
Türkiye'de yeniden güvenli bir iklimin tesis edebilmesi gerektiğini ifade eden Şahin, "Adalet Bakanlığının önünde 'iş bulmak, AŞ bulmak, ekmek bulmak gecikebilir ama adalet gecikmez, tez verilmelidir.' sözü yazar. İşte, bunun için, biz adaleti gerçekten devletin temeli yapacağımız bir sistemi inşa etmek, adalete olan güven sorununu yeniden tesis etmek zorundayız." ifadesini kullandı.
Şahin, Burdur'da diyaliz sonrası fenalaşan hastaların durumuna da değinerek, hayatını kaybeden hastalara Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diledi. Şahin, olayın titizlikle ve en ince ayrıntısına kadar araştırılmasını, Meclis'te bu konuda ortak bir komisyon kurulmasını talep etti.
Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle özellikle emeklilerin zor durumda olduğuna işaret eden Şahin, "En azından bu Kurban Bayramı'nda bayram ikramiyesini bir asgari ücret seviyesinde yapalım, emeklilerimizin de bu anlamda yanında olalım. Bunu da iktidar partisine bir teklif olarak sunuyorum." açıklamasını yaptı.
İsa Mesih Şahin, sahipsiz hayvanlarla ilgili yasa teklifi konusundaki tartışmalara ilişkin de "Bu konuyu hep beraber masaya yatıralım, birlikte bir çözüm yolunu bulalım. Biz uyutma gibi yani hayvanlarımızın katliamı gibi insani olmayan bir yöntemi asla doğru bulmadığımızın altını çiziyorum. Evet, sokaklar güvenli hale getirilmelidir, vatandaşımız rahatlatılmalıdır ama biz buna insani bir yöntem bulmak zorundayız." dedi.
"Türk çiftçisini zorda bırakmaya kimsenin hakkı yok"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, Türkiye'nin geçen yıl özellikle Rusya'dan ve Ukrayna'dan ithal ettiği buğdayların Toprak Mahsulleri Ofisinin silolarında biriktirildiğini belirterek, "Bu niye yapıldı? Özellikle yoğun ithalatın arkasında un fabrikalarına ucuz buğday vermek ve seçim zamanında da bu ucuz buğday marifetiyle ucuz ekmek temin etmek vardı; temel düşünce buydu, siyaseten doğruydu ama tarım için ve Türkiye için doğru bir karar değildi." şeklinde konuştu.
Türk çiftçisinin aylarca kendi buğdayını Toprak Mahsullerinin Ofisine veremediğini dile getiren Çömez, ürünlerini TMO'nun silolarında muhafaza edemeyen çiftçinin büyük bir zarara uğradığını söyledi.
Turhan Çömez, "Şu anda Toprak Mahsulleri Ofisinin silolarında tam 6 milyon ton buğday var, yani birikmiş durumda 6 milyon ton buğday var ancak hala ithalat devam ediyor. Ukrayna'dan ithalat devam ediyor, Rusya'dan ithalat devam ediyor ve Türk hasadı da başladı. Türk çiftçisini bu kadar zorda bırakmaya, bu kadar eziyet etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Eğer Türk çiftçisinin bu yılki mahsulü alınmazsa, bu depolar boşaltılıp Türk çiftçisinin ürünleri bu depolara yerleştirilmezse üç dört ay sonra bu ülkede çiftçilik yapacak insan bulamayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
"BM Güvenlik Konseyi acilen toplanmalı"
MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç da İsrail'in Refah saldırılarına tepki göstererek, şöyle konuştu:
"Refah'ta Filistinlilere yapılan vahşi soykırımı bir kez daha telin ediyor, kınıyor, başta günahsız bebekler, çocuklar ve kadınlar olmak üzere vahşice katledilenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Filistin konusundaki çağrılarımıza ve İsrail'e karşı sert ve net tutumumuza devam edeceğimizi belirtmek istiyorum. Bütün dünyayı Filistin ve Filistinliler konusunda çok daha duyarlı olmaya ve iki devletli bir yönetimin bir an önce tesis edilmesi hususunda gayret etmeye davet ediyoruz."
İsrail'in saldırılarının açıkça bir soykırım olduğunun altını çizen Kılıç, "143 ülke, daimi 5 ülkeden büyüktür. Eğer Filistin'in üyeliği Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda daimi üye ülkelerden birinin veya birkaçının oyuyla kabul edilmeyecek olursa ne Birleşmiş Milletlere ne de uluslararası hukuk ve normlara gerek vardır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini acilen toplanmaya ve İsrail'in saldırılarına son vermesi hususunda karar almaya bir kez daha davet ediyoruz." dedi.
"Sağlık hizmeti kamusal bir hizmettir"
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Gezi Parkı eylemlerinin üzerinden 11 yıl geçtiğini anımsatarak, "Gezi büyük bir buluşmaydı, büyük bir demokrasi şöleniydi. Hepimiz oradaydık, hepimiz bu barışçıl eylemdeydik, yan yana geldik. Tüm bu barışçıl eyleme kadar neredeyse biber gazı stoklarını tüketecek kadar bir saldırganlığa rağmen gezi direndi, direnmeye devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Burdur'da diyaliz sonrası bazı hastaların durumunun kötüleşmesine ilişkin Temelli, "Maalesef bugün 3 yurttaşımızı kaybettik. İnanılmaz bir ihmal var ama bu ihmalin arkasında neyin yattığını çok iyi biliyoruz. Biz, sağlık hizmeti istiyoruz. Kamusal, erişilebilir, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti istiyoruz. Biz, beton binaların içinde sağlığını yitirmiş insanların oradan oraya koşmasını istemiyoruz. Sağlık hizmeti aslında bir kamusal hizmettir. Burdur'da yaşanan vaka kamusal hizmetten ne kadar uzaklaşıldığının aslında bir fotoğrafıdır. " yorumunu yaptı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da Türkiye'nin yönetimiyle ilgili sürekli bir skandalın ortaya çıktığını öne sürerek, "Tüm ikazlarımıza rağmen "Bir koyup beş alacağız" diyerek Suriye'ye girdiniz, emperyalizmin maşası oldunuz, Türkiye'de 10 milyon mülteci kaldı. O insanlardan bir kısmı Türkiye'de tutunmaya çalışıyor." dedi.
Suriye'deki "kirli savaşa" katılan ve "yabancı terörist savaşçı" denilen kişilerin Türkiye'de bulunduğunu iddia eden Günaydın, "Bu adamlardan kaçı Türkiye'de herhangi bir yaptırıma tabi tutulmadan, elini kolunu sallayarak aramızda dolaşmaya devam ediyor? Bunların silahtan arındırılması, psikolojik testlerinin yaptırılması, uluslararası mahkemelerde yargılanması, Türk Ceza Kanunu karşısında çeşitli soruşturma, kovuşturma aşamasından geçirilmesine yönelik ne yaptınız?" sorusunu yöneltti.