Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bu iki alanda (eğitim ve yargı) gerekenleri bugün yapmaya başlamazsak, 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olmamız hayal" dedi.
MÜSİAD'ın Ankara Rixos Otel'de gerçekleştirilen Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı'na katılan Babacan, burada yaptığı konuşmada, 2011-2030 dönemine bakıldığında OECD'nin Türkiye'yi, pek çok ülke arasında en hızlı büyüyecek ülkelerden biri olarak gördüğünü söyledi.
OECD'nin, dünya ortalamasının yüzde 3,7 iken, Türkiye'nin büyümesinin yüzde 4'ün de üzerinde olacağına işaret ettiğini dile getiren Babacan, "Tabii burada OECD'nin bazı varsayımları var. Eğer biz yapısal reformlarda çok hızlı adımlar atabilirsek, o zaman bunun da üzerinde ortalama büyüme oranlarını rahatlıkla görebiliriz. Kişi başına düşen gelir olarak da 2015'te inşallah 13 bin dolara yakın bir rakama ulaşacağız. 2015'teki bu rakam, aşağı yukarı Dünya Bankası'nın yüksek gelirli ülke grubuna girmemiz demek" diye konuştu.
Türkiye'nin 2002'de Dünya Bankası'na göre, alt orta gelir kategorisinde, şu anda ise üst orta gelir kategorisinde olduğunu belirten Babacan, inşallah 2015'te yüksek gelirli ülke kategorisine girileceğini ifade etti.
-"Yapısal sorunları çözmeden cari açığı sıfırlamak mümkün olmayacak"-
İşsizlik oranının tedrici düşüşüne devam etmesini öngördüklerini anlatan Babacan, enflasyonda ise 2012'nin, beklenenden de iyi bir yıl olduğunu bildirdi.
Cari açığın da 2012 yılında hızlı bir şekilde düştüğünü ancak bundan sonraki düşüş hızının artık bu kadar olmayacağını aktaran Babacan, iç tüketimle beraber cari açığın artık fazla hızlı düşmeyeceğini ifade etti. Babacan, "2015'te dahi yüzde 6,5'luk bir cari açık maalesef öngörüyoruz. Yapısal sorunları çözmeden cari açığımızı çözmek, tamamen sıfırlamak mümkün olmayacak" dedi.
Türkiye'nin borç stokunu da düşürmeye devam edeceklerini dile getiren Babacan, "Türkiye'de kamu borcu artık bir problem alanı değildir" mesajını dünya piyasalarına güçlü bir şekilde vermek istediklerini bildirdi.
-"Önümüzde daha bir çok önemli konu var"-
Türkiye'nin önünde daha bir çok önemli konu olduğunu belirten Babacan, bunların; rekabet gücünü destekleyecek ve kayıtdışılığı azaltacak vergi politikaları, vergi tabanını genişletilmesi, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, ihracat artışını sağlayacak ve ithalata bağımlılığın azaltılmasına katkıda bulunacak yatırım teşvikleri, yatırım ortamının iyileştirilmesi, finansman kalitesinin iyileştirilmesi gibi konular olduğunu söyledi.
-"BES'teki fon, hızlı bir şekilde artacak"-
Türkiye'deki Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) getirilen son değişikliğe de değinen Babacan, yüzde 25 devlet katkısının önemini vurguladı. Bu konuda dünya örneklerinin hepsini incelediklerini anlatan Babacan, "Sektör, şu anda
'dünyadaki en iyi sistemlerden birisi diyor" dedi. Ekonominin en önemli ihtiyacının uzun vadeli kaynaklar olduğuna dikkati çeken Babacan, BES'ten gelen kaynakların hem uzun vadeli hem de iç kaynak olması nedeniyle daha da önemli olduğunu ifade etti.
Ali Babacan, yeni sistemle birlikte BES'teki fonun hızlı bir şekilde artacağını öngördüklerini söyledi.
-Eğitim ve yargı alanları çok önemli"-
Eğitim ve yargının önemini vurgulayan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben hep söylüyorum, bu iki alanda gerekenleri bugün yapmaya başlamazsak, 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olmamız hayal. OECD'ye göre, Türkiye bir numara. Neyde bir numara- Ortaöğretimi tamamlayamayan nüfusun toplam nüfusa oranında bir numara. Bu, çok ciddi bir problem alanı. Ortalama eğitimi Orta 2'den terk olan bir çalışma nüfusuyla üretebileceğinin sınırları vardır maalesef. İşte bunu aşmadan o noktaya ulaşmamız mümkün değil. Yine yargı alanında gerçek anlamda hukukun üstünlüğü Türkiye'de egemen olmadıktan sonra ne bir ileri demokrasi olabiliriz ne de gelişmiş bir ekonomi olabiliriz. Yargımızın hızlı çalışması, tutarlı karar vermesi, güvenilir yargı kararları çıkması... Bunlar son derece önemli. Hukukun üstünlüğü, hukuk devleti olabilmek, bunları sağlayamazsak yine o 2023 hedeflerine ulaşmamız mümkün olmayacak.
Eğitimle ilgili biliyorsunuz, 4+4+4 çok önemli oldu. Biz fiilen mecburi eğitim süresini 8'den 12'ye çıkardık. Kim ne derse desin, en önemli sonuçlarından biri bu. Esneklikler getirdik, özgürlükler getirdik. Tornadan çıkmış bir nesil yerine daha özgürlükçü, daha kendi istediği alanlarda yoğunlaşmış bir nesil. İşte bunlar çok çok önemli olacak önümüzdeki dönemlerde."
-"44 yıldan sonraki en düşük ÜFE, 29 yıldan sonraki en düşük TÜFE"-
Bugün açıklanan enflasyon rakamlarına da değinen Babacan, "TÜFE, 1983'ten bu yana en düşük rakammış, ÜFE de 1968'den sonraki en düşük rakammış. Yani 44 yıldan sonraki en düşük üretici fiyat endeksi. Öbüründe de 29 yıldan sonraki en düşük TÜFE'yi görmüş olduk. Tüm bunlar, 2013 ve sonrası için sağlam temeller demek. İnşallah 2013 yılını biz, her açıdan 2012'ye göre daha iyi bir yıl olacak diye bekliyoruz. Zaten sadece biz beklemiyormuşuz, MÜSİAD üyelerimiz de ağırlıklı bir şekilde ileriye güvenle bakıyor" şeklinde konuştu.
Son Dakika › Ekonomi › Babacan En İyi Olmak İçin Şart Koştu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?