Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, büyük bir ihtimalle bu yılki büyüme hızını bir miktar aşağıya doğru güncellemek söz konusu olabileceğini belirterek, bütün dünya da özelikle gelişmekte olan ülkelerde büyüme hızının aşağıya doğru revize edildiğini, Türkiye'deki revizyonun daha az olduğunu ifade ettiMerkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, büyük bir ihtimalle bu yılki büyüme hızını bir miktar aşağıya doğru güncellemek söz konusu olabileceğini belirterek, bütün dünya da özelikle gelişmekte olan ülkelerde büyüme hızının aşağıya doğru revize edildiğini, Türkiye'deki revizyonun daha az olduğunu ifade etti. Faiz koridorundaki genişlemenin yeterli olduğunu söyleyerek, ilave adım atılıp atılmayacağı konusunda bir sonraki toplantıyı beklemek gerektiğini vurguladı.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, düzenlediği basın toplantısıyla Enflasyon Raporu'nu açıkladı. Raporun ardından Başçı, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine Başçı, Temmuz toplantısı öncesinde politika sinyali vermenin gerekli olduğunu düşündüklerini belirterek, "Kurul üyelerimizle önceden görüştük. Çünkü çok sayıda yorum vardı. Merkez Bankası tek araçla ilerleyecek. Sadece döviz satarak devam edecek. Elbette bunun sürdürülebilir olmadığı aşikar. Dolayısıyla Türkiye ile ilgili çok sayıda yorum, daha bizim Kurul toplantımıza 10 gün varken çıkmaya başladı. Buradaki argüman, temelsiz bir argüman değildi. Cari açık veren ülkeler olarak yorum yapılıyordu. Türkiye'de bu grupta. Biz de ne yapalım, kurul toplantımızın tarihi belli. Bu yorumların engellenmesi için iki alternatif var: ya ara toplantı yapıp, karar alabileceğinizi göstereceksiniz ya da karar alabileceğinize dair sinyal vereceksiniz. Bu tür bir sinyal için en pratik yöntemin başkanlık açıklaması olduğunu Kurul üyelerimizle istişare ettik. Bu şekilde politika sinyali verdik. O noktadan itibaren, politika sinyali verdiğimiz andan itibaren çok olumlu bir seyir gerçekleşti. O sinyalden sonra özellikle para piyasasına ciddi miktarda yabancı girişi gözlediklerini dile getirdi. Politika kararı aldıktan sonra da halen TL'nin döviz kuru oynaklığında oldukça düşük seviyeleri gözlemeye devam ediyoruz. Kredi derecelerine nasıl etki yaptığını incelememiz gerekecek. Bankacılık sistemi, krediler daha geç uyum sağlıyor. Önümüzdeki günlerde bankacılık sektörünün nasıl uyum sağladığını izleyeceğiz" diye konuştu.
-"IMF'YE GÖRE TÜRKİYE'DE REZERV YETERLİLİĞİ "YETERLİ" DÜZEYDE"-
Rezerv yeterliliği ile ilgili bir soru üzerine Başçı, "Rezerv biriktirme anlamında ve alınacak ilave tedbirler konusunda, burada biraz daha rezerv artırıcı önlem alabiliriz. Sermaye akımları iyileştiğinde, sermaye akımlarında güçlenme olduğu zaman bu yönde adım atarız. Burada IMF'nin rezerv yeterlilik göstergesi konusunda yeni bir çalışması var. Rafine bir çalışma yapıyorlar. Onların göstergesine göre Türkiye'deki rezerv yeterliliği yeterli düzeyde" şeklinde konuştu.
-"BANKALARIMIZIN YURTDIŞI BORÇLANMALARI VE MALİYETLERİ KONUSUNDA BİR SIKINTILARI YOK"-
Yılsonunda kredi büyüme hızının bugünküne göre biraz daha aşağıda gerçekleşebileceğinin görüldüğünü dile getiren Başçı, şunları söyledi:
"Fakat yine de yüzde 15'in oldukça üzerinden tamamlayabiliriz. Bu bir risk mi diye sordunuz. Şuan itibariyle özellikle Avrupalı bankalardan bankalarımız çok rahat bir şekilde borçlanmaya devam ediyor. Yani bankalarımızın yurtdışından borçlanmada herhangi bir sıkıntıları yok. Kendileri de bunu ifade ediyorlar. Maliyetler üzerinde de çok fazla bir baskı hissetmediklerini söylüyorlar. Yani nispeten düşük maliyetlerle gerek kısa vadeli gerek uzun vadeli yurtdışından finansman bulma imkanları devam ediyor. Bütün dünya da finansal varlıklar kısa bir süre içerisinde yeniden fiyatlandı. Türkiye'de de yeniden fiyatlama gerçekleşti. Bu farklı bir olay. Dolayısıyla bankalarımızın yurtdışı borçlanmaları devam ettiği sürece bankalarımız rahatlıkla kredi vermeye devam edebilecek. Bir miktar yavaşlatıcı hareketler hem arz tarafından hem talep tarafından gelecek. Bu konuda biraz belirsizlik var. Biraz da maliyetlerin yeniden fiyatlanmaları mutlaka krediler üzerinde de etkisi bir miktar olacaktır."
-"BÜYÜME HIZINDA BİR MİKTAR AŞAĞI YÖNLÜ GÜNCELLEME OLABİLECEK"-
Yaşanılan para politikası belirsizlik şokunun büyüme üzerinde yaratacağı etkilere değinen Başçı, şunları kaydetti:
"Büyük ihtimalle bu yılki büyüme hızını bir miktar aşağıya doğru güncellemek söz konusu olabilecektir. Bütün dünya da özelikle gelişmekte olan ülkelerde büyüme hızı aşağıya doğru revize edildi. Türkiye'deki revizyon daha az. Fakat orta vadeli program çalışmaları yakında başlayacak. O sırada bunları değerlendirip tekrar hükümet dokümanı olacak. Bu arada nasıl bir büyüme tahmini ortaya çıkacak, hep birlikte izleyelim. 2014 yılı büyümesiyle ilgili yansımaları konuşmak için henüz erken. Bunun için biraz daha beklememiz lazım. Bu enflasyon görünümünde herhangi bir tütün alkollü içecekler gibi kalemlerde vergi artışını öngörmediğimizi varsaymadığımızı söylemiştik. Tabi bu varsayım aslında öngörü değil. Fakat bütçe performansına baktığımızda şu ana kadar oldukça güçlü olduğu görülüyor. Bu sene bütçe hedeflerinin çok rahat bir şekilde ulaşılabilir hedefler olduğunu belirten Başçı, "O yüzden bu amaçla herhangi bir vergi artışına ihtiyaç olmayacağını biz tahminde edebiliriz. Yalnızca varsayım değil aynı zamanda böyle bir tahminde de bulunabiliriz. Onun takdiri tabi ki hükümete ait. Onun dışında otomatik fiyatlama mekanizmaları elbette çalışacak. Onunla ilgili en tipik örnek biliyorsunuz akaryakıt fiyatları akaryakıt fiyatlarında Türkiye'de oldukça yüksek bir vergi var. ve burada çok kısık aralıklarla uluslararası petrol fiyatlarının ve beraberinde döviz kurundaki gelişmelerinin fiyatlarının otomatik olarak yansıtılması söz konusu. Benzer mekanizmalar diğer enerjiyle bağlantılı ürünlerde de gerekir mi gerekmez mi onu da yine gerekli otoriteler takdir ederler. Orada da biz otomatik fiyatlama mekanizmalarının çalışacağını varsaydık. Herhangi bire değişiklik olmayacak demedik. Döviz kurlarına ve petrol fiyatlarına bağlı olarak oradaki ayarlamalar normaldir."
-"YENİ PARA POLİTİKAMIZ CİDDİ ŞEKİLDE ÖNEM GÖRDÜ"-
Para politikasıyla ilgili olarak soruya ilişkin yaptığı açıklamada Başçı, yeni para politikasının ciddi şekilde önem gördüğünü, bunun sevindirici bir gelişme olduğunu belirtti. Dikkatli bir şekilde Merkez Bankası'nın uygulamalarına yönelik tüm yorumları okuduklarını dile getiren Başçı, "Gerek uluslararası analistlerin, ekonomistlerin yaptığı yorumları, gerek yurtiçinde düşünenlerin bu konudaki yorumlarını okuyoruz. Sevindirici gelişme şu: Bizim yeni para politikası çerçevesi ciddi şekilde kabul gördü. Malumunuz faiz koridorunu biz daha önce defalarca küresel çaplara karşı kullanmıştık. Zaman zaman aşağı yönlü genişleterek, Zaman zaman yukarı genişleterek kullandık. ve son derece etkili bir araç olduğunu herkes gördü. O yüzden analistlerin ve yorumcuların eleştirilerini bu dilden bu yeni çerçeve üzerinde yapmaları aslında sevindirici. Bu aradaki yaklaşım farkı şu: biz bu ortamda mevcut küresel ortamdaki şoku ölçülü bir koridor genişletmesiyle başlanabileceğini ve bunun etkilerini daha sonra izlenerek ilerlenebileceğini bunun daha doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyoruz. Halbuki 2011 yılının ortalarında Avrupa ülkesi borç krizi problemi çok daha ciddi bir problemdir. Yani Türkiye açısında Avrupa ekonomisi borç krizi büyük bir şoktu. Büyük bir finansal şoktu" diye konuştu.
-"4 AYDA REZERVLERİMİZDE ARTIŞ OLACAK"-
Döviz rezervleri bir nevi yedek depo gibi düşünülmesi gerektiğini söyleyen Başçı, sermaye akımlarında zaman zaman ani ve sert çıkışlar olabildiğine dikkat çekti. Başçı, şunları kaydetti:
"Yerel ekonomi üzerindeki etkilerinin daha yumuşak gerçekleşmesini sağlamaya yarayan araçlardan bir tanesi. Burada sizin bahsettiğiniz döviz alım satımları net rezervleri etkileyen bir konu. Orada girişlerin kuvvetli olduğu dönemlerde döviz satın alabiliyoruz. Çıkışların yaşandığı ya da zayıflamanın yaşandığı dönemlerde de eğer gerekirse döviz satımı da yapabiliyoruz. Genellikle alımlarımız satışlarımızdan daha fazla oluyor. Alımları şu anda Türk Eximbank'a verdiğimiz ihracat reeskont kredileri alanından yapıyoruz. Burada Türk lirası veriyoruz borcu. 4 ay vadeli kredi. Geri alımları döviz cinsinden yapıyoruz. Dolayısıyla bu işlem bir döviz satın alma işlemidir. Bugün itibariyle 4.7 milyar dolarlık alacak bakiyemiz var. Dolayısıyla önümüzdeki 4 ay içerisinde rezervlerimizde buradan 4.7 milyar dolarlık bir artış söz konusu olacak. Burada limit 5 milyar dolar. ve biliyorsunuz bir açıklama yaptık. Burada banka meclisi üyelerimizin de onayıyla bu limitin iki katına arttırılabileceğini kararlaştırdık. ve kamuoyuna bunu duyurduk. Dolayısıyla burada döviz rezerv biriktirme aslında arka planda devam ediyor. Bu kanaldan Ocak 2012'den itibaren sayacak olursak bu türbülansa kadar olan dönemde 14 milyar dolarlık bir döviz satın almıştık. Net döviz kalemlerini arttıran kalem bu döviz alımları oluyor. İhracatçılarımızdan yaptığımız döviz alımları. Net rezervlerimizi arttıran kalem ise döviz satışları. Dolayısıyla vergiyi Türk lirası olarak hazine müsteşarlığımız toplar. Satar, biz dövizi veririz. Dış borcunu yabancı para cinsinden olan borcunu hazine öder. Dolayısıyla bunun öyle de bir önemli fonksiyonu var. Bunların her ikisi de net rezervlerle bağlantılı konular. Orada tabi yeterince dikkatliyiz. Orada bunu gerektiği kadar gerektiği ölçüde yapıyoruz."
-"MERKEZ BANKASI PARA TABANI DEĞİŞMİYOR"-
Başçı bir soru üzerine şu açıklamalarda bulundu:
"Bankaya döviz satıp da Türk lirası aldığınız da Türkiye'deki bankaya kalıcı bir şekilde Türk lirası likidini çekmiş oluyorsunuz. Bu çektiğiniz aynı miktardaki likitleri kısa vadede bankalara borç olarak veriyorsunuz açık piyasa işlemleri çerçevesinde. Bunu gecelik vadede de yapabiliyorsunuz. Haftalık vadede de yapabiliyoruz politika faizinde de. ve şu anda piyasa faizinde aylık vadede yapabiliyoruz Böylece kompozisyon değişmiş oluyor. Merkez bankası para tabanı değişmiyor. Onun aktif tarafındaki kompozisyonu değişmiş oluyor. Bu bilinçli bir karardır ve para politikası kurulunun da öngördüğü bir karardır. Bu sayede merkez bankasının kontrol gücünü arttırmış olduk. Sistemin merkez bankasındaki fonlama ihtiyacını arttırmış olduk. Özellikle çok büyük belirsizliğin olduğu ve döviz piyasasında artık satıcıların iyice azaldığı herkesin alıcı konumuna geçtiği bir konuma geçtik."
-"MERKEZ BANKASI SİSTEMDE OLUŞACAK FONLAMA AÇIĞINI HAFTALIK VE AYLIK VADEDE KARŞILAYACAK"-
Başçı bir soru üzerine Merkez Bankası'nın sistemde oluşacak 40-45 milyar dolar açığ gecelik vadede fonlamaya devam edeeğini bildirdi. Başçı, "Burada merak etmeyin merkez bankası bu konuyu yakından izliyor. ve döviz piyasasındaki değerin kaybolmasına doğal olarak aşırı oynaklık ve aşırı fiyat hareketliliğinin oluşmasına izin vermiyor şeklinde bir sinyal aslında belirmiş oldu. Aynı zamanda Türk lirası likidite de fonlama ihtiyacı yaklaşık 4.5 milyar Türk lirası arttırmış oldu sadece bir günde dolayısıyla o büyük ölçüde amacına ulaştı diye düşünüyoruz. Şu anda sistemin fonlama açığı oldukça yüksek seviyelerde. Zannedersem önümüzdeki günlerde belki biraz çıkışları da olacak. Çünkü vergiler bir ay süreyle toplanmadı. Şimdi hepsi birlikte çekildiği zaman 40- 45 milyar Türk lirası civarında sistemin fonlama açığı olacak. Merkez bankası bunu aylık vadede haftalık vadede karşılamaya devam edecek. Dolayısıyla döviz rezervleri amacına uygun bir şekilde kullanıldı. Burada kısmen tabi cari açıkta portföy kanalından tahmin yoluyla sağlanan finanslar ortadan kalktığı için cari açığa bir miktar finansman sağlanmış oldu. Bizim Türkiye'den yerleşiklerden bazı kurumsallar da döviz satın alarak açık pozisyonları da bir miktar kapattılar. Bir de öyle bir fonksiyon olmuş oldu. Yurtdışı yatırımcılardan da zaman zaman kuvvetli çıkışlar olabiliyor. Tekrar inişlerde olabiliyor. ve nette çıkış biraz daha fazla dolayısıyla burada kısmen cevap vermiş oldu. Bunun faydası da döviz kurlarında aşırı bir değer kaybı ve aşırı oynaklık engellenmiş oldu" şeklinde konuştu.
-"ROM İLE KUR OYNAKLIĞI YAPISAL OLARAK AZALDI"-
ROM'un etkinliğiyle ilgili bir soru üzerine Başçı, şunları kaydetti:
"Bununla ilgili yeni enflasyon raporunda iki tane kutu var. Orada çok net bir şekilde Rezerv Opsiyon Mekanizması sayesinde yapısal olarak döviz kuru oynaklığının azaldığını görüyoruz. Türk Lirasının herhangi bir döviz kuruna karşı oynaklığı bu araç sayesinde yapısal olarak azaldı. Bir de bunun faiz koridorunda da bir etkileşimi var. İki aracı birlikte aynı anda kullandığınız zaman döviz kuru oynaklığı üzerinde oldukça etkili sonuçlar alabiliyorsunuz. Dolayısıyla bundan memnunuz. Bunun parametreleri ile ilgili ufak tefek ayarlamalar şuan itibariyle gündemde yok. Ama gündeme gelirse çok ufak ayarlamalar belki yapılabilir. Şuan böyle bir ihtiyaç görmüyoruz. ve inşaat süreci neredeyse tamamlandı diye düşünüyorduk biz ve şimdi mekanizma çalışmaya başladı. Orada o imkanı çekmek ya da eklemek kendi inisiyatifinde. Sermaye akımının seyrine göre zaman zaman ekliyorlar zaman zaman azaltıyorlar. Dolayısıyla bu otomatik dengeleyici olarak çalışmaya devam ediyor" diye konuştu.
-"İLAVE ADIM İÇİN BİR SONRAKİ TOPLANTI BEKLENMELİ"-
Faiz koridorundaki genişlemenin yeterli olduğunu söyleyen Başçı, ilave adım atılmayacağı konusunda bir sonraki toplantıyı beklemek gerektiğini dile getirdi. Rezerv opsiyonu mekanizmasının (ROM) aşırı geniş bir faiz koridoruna duyulan ihtiyacı azalttığını belirten Başçı, şunları söyledi:
"Bu görüşümüzü koruyoruz. Aslında ölçülü bir genişleme yapmamızın arkasındaki sebeplerden biri de bu. ROM ve faiz koridoru birbirini destekleyen, oynaklık azaltıcı iki araç. Likidite politikası biraz daha inisiyatif gerektiriyor. Gerçekten gün gün, küresel şartlara göre likidite politikasını ayarlamak gerekiyor. Fakat rezerv opsiyonları bu işi bankacılık sektörüne bırakıyor. Dolayısıyla burada bir karar almamıza gerek kalmıyor."
-"SON 2 GÜNDÜR, AĞRLIKLI ORTALAMA FONLAMA MALİYETLERİ KADEMELİ OLARAK YÜKSELDİ"-
Fonlama ile ilgili olarak son 2 gündür, ağırlıklı ortalama fonlama maliyetlerinin kademeli olarak yükseldiğini dile getiren Başçı, "Orada ağırlıklı ortalama fonlama maliyetlerinin varabileceği ilk sınır 6.75 biliyorsunuz. Daha sonra ihtiyaç olursa, küresel şartlar gerektirirse, bu oran 7.25'e kadar çıkabilir. İnebileceği alt sınır ise o da politika faizi olan 4.5'tir. Dolayısıyla 4.5 ile 7.25 arasında küresel sermaye akımlarının yönüne ve şiddetine bağlı olarak burada böyle bir esnekliğimiz var. Şu anda biz sıkılaştırma eğilimini tercih ediyoruz. Bununla ilgili mesajda vermeye çalıştık. Genellikle ağırlıklı ortalama fonlama faizinin politika faizinin üzerinde oluşmasını öngörüyoruz önümüzdeki haftalarda. Ama ne kadar üzerinde olacağını küresel şartlar belirleyecek. Bunun şöyle bir avantajı var. Sadece politika faiziyle ölçülü artırım ve indirim yapan Merkez Bankası'na bakarsanız baz oluşturuyor. Getiri eğrisi onun üzerine vade primini de koyarak onun üzerinde oluşuyor. Halbuki bizde çok kısa süre içinde, günler mertebesinde getiri eğrisini yatay hale getirebiliyoruz. Getiri vergisinin yatay hale gelmesi çok sıkı bir duruşa işaret ediyor" diye konuştu.
-"MERKEZ BANKASI'NIN BAĞIMSIZLIĞI ÜLKE İÇİN GEREKLİ"-
Faiz kararının eleştirilebileceğini dile getiren Başçı, eleştirilerin hepsine saygı duyduklarını ancak Merkez Bankası'nın kararını kendi verebileceğini dile getirdi. Kurumsallaşmanın önemine işaret eden Başçı, ülkenin sağlam bir şekilde ileriye doğru ilerlemesi için Merkez Bankası bağımsızlığının son derece önemli olduğunu, toplum olarak hep birlikte bunun korunması gerektiğini söyledi. Merkez Bankası'nın hükümete müşavirlik görevi olduğunu belirten Başçı, şunları kaydetti:
"Merkez Bankası Kanunu'nun 4. maddesinde bankanın hükümete müşavirlik görevinin olduğunun açıkça yazıyor. Dolayısıyla Merkez Bankası, hükümete danışmanlık ve müşavirlik görevi yapıyor. Bunu rutin uygulama olarak yılda 2 kez Bakanlar Kurulu'na sunum yaparak gerçekleştiriyoruz. O da Kanun'da yer alan bir uygulama. Onun dışında da ne zaman hükümet bizim görüşlerimizi dinlemek istese, brifing istese biz bunu yaparız. Bu bizim görevimiz. Bu konuda hiç kimsenin endişe etmesine yer yok. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ülke için çok önemli. Buradaki bağımsızlık araç bağımsızlığı, biliyorsunuz, önümüzdeki 3 yıllık dönem için yüzde 5'lik bir enflasyon hedefi açıklanmıştı. Onuncu Kalkınma Planı çalışmaları sırasında 2014-2018 döneminde enflasyon hedefi soruldu. Yüzde 5'ten düşük bir hedef yazalım dedik. 2018 yılına yüzde 4.5 enflasyon hedefi öngörüldü. Projeksiyon olarak mutabıkız. Vakit geldiğinde açıklanacak. Burada hükümet ile birlikte hedef belirledik. Bağımsızlık nerede devreye giriyor. Bu hedefe ulaşmada, Merkez Bankası tek yetkili ve sorumlu. Bunun önemi şu: İster iktidarda olsun, ister muhalefette olsun, siyasetçilerin hayatını kolaylaştırıyor. Eğer iktidardaki parti, döviz kurlarıyla ilgili bir görüş veya politika belirleyecek olursa, dövizin yükselmesini isteyen vatandaşlar olabilir, dövizin düşmesini isteyen vatandaşlar olabilir. İhracatçılar yükselmesini, ithalatçılar düşmesini ister. Döviz borcu olanlar düşmesi, döviz alacağı olanlar yükselmesini bekler. Faiz oranları keza aynı şekildi. Bankada mevduatı olan, emeklidir geliri vardır bu nedenle vatandaşların birçoğu faizlerin yükselmesi, bir kısmı borçludur faizlerin düşmesini ister. Siyasetçi bu konuda görüş bildirirse, toplumun belli kesimini karşısına alır. Burada teknik bir kuruma enflasyon hedefini söylersiniz, zor işi kuruma bırakırsınız. Döviz kurlarıyla ilgili, faiz oranlarıyla ilgili ayarlama yapacaksa Kurum yapar. Dolayısıyla siyasetçi rahat eder. Kurumsallaşma çok önemli, Merkez Bankası bağımsızlığı çok önemli. Bütün toplum olarak bunu korumalıyız. Bağımsızlık konusunda ben hiçbir sorun görmüyorum. Bunu hemen birinci ağızdan ifade edebilirim. Kamuoyunda zaman zaman bazı bakanlardan açıklama gelebilir. Bu da bağımsızlığın olduğunu gösterir. Bu şekilde okunması lazım. Burada Merkez Bankası Başkanı olarak sinyal vermeden önce iznini ve onayını almam gereken tek merci vardır. O da para politikası üyeleridir. Eximbank kredileri limit artırımıyla ilgili açıklama yapmadan önce izin ve onay almam gereken merci, Merkez Bankası Meclis üyeleridir. Bunların hepsi yapılmıştır."
-"ORTA VADELİ PROGRAM'DAN DAHA AZ BİR CARİ AÇIKLA YIL TAMAMLANABİLİR"-
Bir soru üzerine cari açıkla ilgili olarak nokta tahmin vermeyen Başçı, Orta Vadeli Program çalışmaları sırasında bu konuda çalışılacağını dile getirdi. Kretatif olarak eski ve mevcut Orta Vadeli Program'dan daha az bir cari açıkla yılın tamamlanabileceğini ifade eden Başçı, "Yakın zamanda, içinde bulunulan ay ve takip edilen aylarda, portföy kanalından ciddi bir şekilde finansman vardı. Onun çok hızlı bir şekilde, ciddi bir şekilde azalacağını görüyoruz. Dolayısıyla portföy kanalından, özellikle tahvil alımları yoluyla yabancıların sağladığı finansman, net bir şekilde sıfıra hatta çok hafif bir şekilde eksiye döndü. Borçlanmalarda. Bankaların seküritasyon kredilerinde, sendikasyon kredilerinde yüzde 100'ün dahi üzerinde borç döndürme oranları görebiliriz. Doğrudan yatırımlar ise kendi seyrinde devam ediyor" şeklinde konuştu.
-"ENFLASYON YÜZDE 6.2 OLMAZ DA YÜZDE 6 OLURSA DAHA ÇOK SEVİNECEĞİZ"-
"Enflasyon ne kadar düşük olursa bizim içinde o kadar iyi olacağını özellikle vurgulamak istiyorum" diyen Başçı, "Enflasyon yüzde 6.2 olmaz da yüzde 6 olursa daha çok sevineceğiz. İhtimal var mı diye sorarsanız elimizden gelen gayreti göstereceğiz" dedi.
-"EKONOMİK BÜYÜME VE KREDİ BÜYÜMESİ BİRBİRİYLE UYUMLU"-
Kredi büyümesiyle ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyle ilgili soru üzerine Başçı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Aslında biz orada o kadar da büyük bir zayıflama görmüyoruz. Çünkü çeyrekten çeyreğe ekonomik büyümeye baktığınızda ilk çeyrek fena değildi. İkinci çeyrek de fena olmayacak. Dolayısıyla kredi büyümesi de ekonomik büyümede güçlü öyle bir resim var. Fakat bu dönem dönem kopabilir. Dolayısıyla öyle bir durum görürsek ilave tedbir belki almak gerekebilir. Şu anda ekonomik büyüme ve kredi büyümesi birbiriyle gayet uyumlu."
-"POLİTİKA FAİZİNİ MEVCUT DÜZEYDE KORUMAMIZ DAHA DOĞRU OLABİLİR"-
Politika faiziyle ilgili soru üzerine Başçı, şunları söyledi:
"Dünyada büyük merkez bankaları kısa vadeli faizlerini uzun süre boyunca düşük düzeyde tutacaklarını beyan ediyorlar. Bunu bir politika aracı olarak kullanıyorlar. Yönlendirme politikası diyorlar. Bizde de uzunca bir süre politika faizini mevcut düzeyde korumamız daha doğru olabilir. Yeter ki yukarı yönde esnekliğimiz olsun. Bu da faiz koridoru sayesinde olabilir."
Bir soru üzerine Başçı şu açıklamalarda bulundu:
"Kurumsal kredi kartlarıyla ilgili faiz oranları biliyorsunuz ki aylık bazda yüzde 5, 6, 7'ler seviyesindeydi. Ama Kredi Kartları Kanunu'nda bir muafiyet vardı. Bu Kanun'da diyordu ki tüketiciler için olan kredi kartlarında, Merkez Bankası bir üst sınır belirler. Fakat bu üst sınır ticari ve kurumsal kredi kartları için geçerli değil diye bir muafiyet vardı. Kanun o muafiyeti kaldırıyor. Kurumsal kredi kartı faizleri de otomatik olarak ortadan kalkıyor. Bizde aynı gün tebliğimizde bu değişikliği yapacağız. Diğer kredi kartlarındaki limit neyse aynı seviyeye gelecek." - Ankara
Son Dakika › Ekonomi › Başçı: Büyüme Hızını Bir Miktar Aşağı Doğru Güncellemek Söz Konucu Olabilecek - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?