CHP Genel Başkan Yardımcısı Budak Açıklaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, "Darbe girişimi ile FETÖ yapılanmasıyla etkin mücadele mutlaka yapılmalıdır. Bu yapılırken bütün sistemin, köklü kurumların, geleneklerin altüst edilmesi de doğru değildir." değerlendirmesinde bulundu.

Budak, yaptığı yazılı açıklamada, 15 Temmuz'a giden yolda demokrasiden, hukuktan, liyakattan uzaklaşılmasının önemli etkileri olduğunu savundu.

Yargı, emniyet, Türk Silahlı Kuvvetleri, bürokrasi gibi tüm sistemin "devleti ele geçirme" anlayışıyla çökertildiğini belirten Budak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin 15 Temmuz darbe girişiminden çıkarması gereken dersler olduğunu ancak atılan adımların ders alındığı izlenimi vermediğini öne sürdü.

Budak, " Türkiye'nin darbe girişiminden çıkarması gereken ders hukuk ve tam demokrasidir. Ancak bizim açımızdan 15 Temmuz öncesinde de Türkiye'nin en önemli sorunu demokrasi ve hukuktu, bugün de demokrasi ve hukuk." ifadesini kullandı.

Olağanüstü hal kapsamında çıkarılan kararname ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığının İçişleri Bakanlığına bağlandığına, MİT ve Genelkurmayın da Cumhurbaşkanlığına bağlanmasının gündeme getirildiğine dikkati çeken Budak, şunları kaydetti:

"Darbe girişimi, tüm milletimizin ortak iradesi ile durduruldu. Bütün partiler darbeye 'hayır' dedi. Ancak AKP, eski alışkanlığıyla hareket etmeyi sürdürüyor. Darbe girişimi ile FETÖ yapılanmasıyla etkin mücadele mutlaka yapılmalıdır. Bu yapılırken, bütün sistemin, köklü kurumların, geleneklerin altüst edilmesi de doğru değildir. MİT ve Genelkurmayı Cumhurbaşkanlığına bağlama girişimin maksadı nedir? Sorun sistemde mi yoksa bu kurumlara yapılan liyakat dışı atamalarda mı? Genelkurmayın bir yere, kuvvet komutanlarının başka yere bağlanması Türkiye'ye bir şey kazandırmaz. Darbe girişimine, olağanüstü hal sürecine fırsatçı bir anlayışla yaklaşılmamalıdır. 15 Temmuz süreci, başkanlık hayaline giden yolda bir maymuncuk gibi kullanılmaya kalkılırsa, sıkıntılar daha da büyüyecektir."

Budak, sürecin iyi yönetilmesi durumunda Türkiye'nin önünde büyük bir reform fırsatı olduğunu, bunun da çarçur edilmemesi gerektiğini bildirdi.