
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, çevrenin kendilerine emanet olduğunu ve bunu gelecek nesillere devredeceklerini belirterek, bu konuda ciddi çalışmalar yürüttüklerini ve Maden Yasası'nda bazı yeni düzenlemeler getireceklerini söyledi.
Bakan Güler, Türkiye'nin dünya altın sektöründeki konumu ve gelecekte üstleneceği rolünün değerlendirilmesi amacıyla, Kuyumcukent'te düzenlenen, 'Türkiye'nin Dünya Altın Merkezi Olması' konulu toplantıda konuştu.
Kuyumcukent'te yer alan İstanbul Altın Rafinerisinde yapılan basın toplantısına, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in yanı sıra AMD Başkanı Ümit Akdur, İstanbul Altın Rafinerisi Başkanı Ömer Halaç, İstanbul Değerli Maden ve Metaller İhracatçıları Birliği Başkan Vekili İnan Altınbaş, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Keleş, İstanbul Altın Borsası Başkanı Osman Saraç, İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu, Yurt Madenlerini Geliştirme Vakfı'ndan Prof. Dr. Güven Önal, TOBB Madencilik Komitesi Başkanı İsmet Kasapoğlu, Kuyumcukent Başkanı Ercan Özgür ve Darphane Genel Müdürü Ahmet Büyükkaymaz katıldı.
Bakan Hilmi Güler, sektörün tüm bileşenleri ile bir araya gelmesinin önemine dikkat çekti. " Güney Afrika'da yaptığımız görüşmelerde, İstanbul'un dünya altın merkezi olması yolunda önemli çalışmalar yaptık" diye konuşan Güler, Güney Afrika'daki altının Türkiye'deki sanat becerisi ile birleştirileceğini söyledi. Mayıs ve Haziran aylarında görüşmelerin devam edeceğini açıklayan Güler, sektörün 250 bin çalışanı, rafinerisi, borsası ve darphanesi ile bu misyonu başarıyla yerine getireceğini ifade etti.
"Türkiye bir altın ülkesi ve bizim de bunun hakkını vermemiz gerekiyor" diye konuşan Güler, madencilik sektörüne canlılık kazandırmak için yaptıkları çalışmaların sonuç vermeye başladığını belirtti.
Güler, maden çalışmaları esnasında çevreye zarar vermemek için de ciddi çalışmalar yapıldığını söyledi. "Çevre, bize verilen ve çocuklarımıza bırakacağımız önemli bir emanet" diye konuşan Güler, Türkiye'deki çevre bilincinin bu kadar yüksek olmasının kendilerini sevindirdiğini belirtti. Güler, çevre konusunda gerekli kanunların da özenle hazırlandığını vurgulayarak "Her önüne gelenin madenci olamayacağı, bilimsel ve prestiji yüksek bir sektörü amaçlıyoruz" diye konuştu. Güler, elmas ve kıymetli madenler konusunda da bakanlık olarak İstanbul'un cazibe merkezi olması için çalışmalar başlattıklarını açıkladı. Güler, "Resmin bütününe dikkat edilmeli, çevreye saygımızı kaybetmeden sektörün katma değerini ülkemize kazandıracağız" dedi.
"YABANCI RİSK SERMAYESİ TÜRKİYE EKONOMİSİNE KATILMALI" AMD Başkanı Ümit Akdur ise konuşmasında, dünyada altın aramalarına yatırılan risk sermayesinin yaklaşık 4.2 milyar dolar civarında olduğunu, Türkiye'de ise sadece 30 milyon dolar gibi küçük bir rakamın ayrıldığını hatırlattı. "Türkiye'deki mevcut potansiyel olan 6500 ton altının çıkartılması için 300 milyon dolar risk sermayesi harcanmalı" diye konuşan Akdur, ABD ve Kanadalı yatırımcıların Türkiye'ye çekilerek, harcadıkları risk sermayesinin ekonomiye dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.
Akdur, öncelikli hedef olarak, mevcut potansiyelin katma değeri ile birlikte yaklaşık 800 milyar dolar olan değerini, Türkiye ekonomisine katmayı belirlediklerini belirtti. "Türkiye en çok altın ithal eden değil, en çok altın üreten ülke olmalı" diye konuşan Akdur, sektörün yan sektörler ile birlikte yaklaşık 250 bin kişiyi istihdam ettiğini vurguladı.
"DANIŞTAY'IN MADEN FAALİYETİNE SON VERDİĞİ DOĞRU DEĞİL" Akdur, geçtiğimiz günlerde Danıştay tarafından verilen ve basına yansıyan kararın yanlış anlaşıldığını da konuşmasında ifade etti. "Danıştay, maden faaliyetlerini durdurmadı, yerel mahkemeye 'madenler Kazdağları sınırları içinde mi ve zeytinliklere zarar veriyor mu?' diye sordu, bu yanlış anlaşılma düzeltilmeli" diye konuşan Akdur, kimi çevrelerin özellikle kamuoyunu yanılttığını sözlerine ekledi.
İstanbul Altın Rafinerisi Başkanı Ömer Halaç da konuşmasında 200 milyarı yastık altında, 200 milyarı da toprak altında olan altın potansiyelinin önemine dikkat çekerken İMİB Başkanı Ahmet Keleş ise "Doğal kaynakları zengin olan ülkeler ekonomik anlamda güce ulaşırken, bizim ülkemizde madencilerin 'cevre düşmanı' olarak görülmesini anlayamıyorum dedi.
Toplantının ardından, katılımcılara, Türkiye'de çıkartılan altınların rafinasyon işlemi de uygulamalı olarak gösterildi. İstanbul Altın Rafinerisinde külçe yapımı çalışmalarını izleyen ve kuyumcu atölyesini ziyaret eden Hilmi Güler'e, Altın Rafinerisi Başkanı Ömer Halaç tarafından Fenerbahçe'nin dünkü maçta Chelsea'yı yenmesini vesilesi ile bir Fenerbahçe rozeti verildi.
(ERÖ-ERÖ-ÖK-E)
Son Dakika › Ekonomi › Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler: - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?