Dubai Port Limanı TBMM'de Soru Önergesi Oldu

Kocaeli'nin Körfez İlçesi'nde Yarımca sahilinde, 'Dünyanın 3'üncü büyük limanı' olacağı belirtilerek, Dubai Şeyhi El Maktum'a ait 'Dp World Properties Liman İşletmeleri A.Ş.' tarafından yapımı devam eden Dubai Port Limanı ve Yarımca Konteyner Terminali inşaatı, TBMM'de soru önergesi oldu.

CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, liman inşaatının durdurulmasına yönelik Danıştay 14'üncü Dairesi'nin kararına rağmen çalışmaların devam ettiğini belirterek, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a "Danıştay'ın kararı gözardı mı edilmektedir?" diye sordu.

Başlangıcından bu yana sık sık sivil toplum kuruluşlarınca da protesto edilen, bir çok kez yargının yürütmeyi durdurma kararına rağmen devam eden Dubai- Port'un konteyner terminali konusunu, bu kez CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar TBMM'de soru önergesiyle gündeme getirdi. Körfez İlçesindeki Yarımca Konteyner Terminali Projesini Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a soran Haydar Akar, daha önce de soru önergesi verdiğini ve önceki soru önergesinin cevabında 'mahkeme kararına uyulacağı ve gerekli tedbirlerin alınacağının' belirtilmesine rağmen, şu an Danıştay 14'üncü Dairesinin durdurma kararına rağmen çalışmaların yürütüldüğünü belirterek, "'İdarenin kararı gözardı mı edilmektedir? Bakanlık olarak bir yaptırımınız olacak mı?" diye sordu.

CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın yazılı olarak yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi şöyle:

"Süreci ile adeta yılan hikayesine dönen, hukuk'un da Bakanlığınızca hiçe sayılarak işin özüne girmeden verdiğiniz kararlar ile bugüne kadar devam eden Kocaeli ili, Körfez İlçesi, Yarımca yerleşkesine yapımı planlanan 'Yarımca Konteynır Terminali Projesi' ile ilgili olarak Mülga Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 29.06.2007 tarihinde 'ÇED Olumlu Raporu' verilmiştir. Söz konusu proje için Kocaeli 1'inci İdare Mahkemesince 2007/2074 esas sayılı yürütmeyi durdurma kararı alınmıştır. Buna karşın ÇED raporu 25.06.2009 tarihinde bakanlığınıza sunulmuş ve Bakanlığınızca jet hızıyla 31.07.2009 yılında ÇED olumlu raporu tekrar verilmiştir. Sakarya Bölge İdare Mahkemesinin 21.02.2011 tarihli ve 2011/149 sayılı kararı ile davacı itirazının kabul edildiği ve Kocaeli 1'inci İdare Mahkemesinin 14.01.2011 tarih ve 2009/385 sayılı yürütmenin durdurulması isteminin reddine dair kararın kaldırılmasına ve yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne karar verildiği hususu 04.04.2011 tarihinde Bakanlığınıza bildirilmiştir. Bu gelişmelerin ardından, Bakanlığınız bu kararı aldıran isimlere karşı dava açmış. Dubai Port World Properties Liman İşletmeleri A.Ş., Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Ereğli Demir Çelik A.Ş. de idare yanında davaya katılmıştır. Daha sonra Kocaeli 1'inci İdare Mahkemesi 26.04.2012 gün ve E: 2009/385,K: 2012/381 sayılı kararında bakanlık ve şirketin lehine karar vermiş, buna karşın sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımızca Danıştay 14'üncü İdare Mahkemesine temyiz davası açılmış Danıştay 14'üncü Dairesi E: 2012/6826 ve 2013/1512 sayılı kararında "……revize edilen ÇED raporunda, yargı kararıyla ortaya konuşan eksikliklerin giderilip giderilmediği, raporun yeterli bilimsel veriler ışığında hazırlanıp hazırlanmadığı hususları özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle, üniversitelerin ilgili bölümlerinden oluşturulacak alanında uzman bilirkişi heyeti ile yaptırılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşturulduktan sonra karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir" gibi nedenlerle temyiz başvurusunu haklı görmüş ve Kocaeli 1. İdari Mahkemesi'nin söz konusu kararının bozulmasına karar vermiştir.

Bu bağlamda;

1) Danıştay 14'üncü Dairenin belirtmiş olduğu hususlar konusunda neler yapılmıştır? İdare mahkemesinin belirtmiş olduğu hususlar bugüne kadar neden göz ardı edilmiştir? Bu karara rağmen Dubai-Port İşletmesinin çalışmalara devam etmesini nasıl açıklıyorsunuz? Bu konuda bir yaptırım uygulamayı düşünüyor musunuz?

2) Anayasanın 138'inci maddesinde belirtilen 'Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.' Hükmünü yerel yönetimler uygulamakta mıdır? Uygulamakta iseler karardan sonra ne gibi önlemler almışlardır? Yoksa sessiz kalarak hukuk kurallarının çiğnenmesine göz mü yumulmaktadır?"