ÜMİT ÇEVİK - Yatırım Finansman Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Emre Birkan, "Piyasaların normale dönmesiyle birlikte Türkiye'nin, değerlemeler açısından, özellikle emeklilik ve sigorta şirketleri gibi çok uzun vadeli yatırım stratejisi ile hareket eden fonlar açısından cazip hale geleceğini düşünüyoruz" dedi.
Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) son dönemde yaptığı açıklamaların gelişmekte olan ülkelere etkileri ve yıl sonuna ilişkin beklentilerini AA muhabirine değerlendiren Birkan, Fed'in mayıs ayı sonu ve haziran ayı FOMC toplantılarında ilettiği mesajın temelde bilanço büyütme konusunda sınıra yaklaştığı fikrine piyasaları alıştırmayı amaçladığını söyledi.
Her ne kadar temmuz ayında Fed Başkanı Bernanke'den gelen mesajlar daha "güvercin" olarak algılansa da etkilerinin geçici olduğunu aktaran Birkan, ABD ekonomisinin mevcut temposu korunduğu durumda varlık alımlarının sene sonuna kadar azaltılıp 2014 sonrasında durdurulmasının temel senaryo olduğunu kaydetti.
Birkan, faizlerin artacağı ilk dönemle ilgili hedef değer olan yüzde 6,5 işsizliğin aşağı çekilmesi ihtimalinin ise bunun sıkılaştırıcı etkisini dengeleyici bir hamle olarak görülmesi gerektiğini ifade etti.
Son 5 yılın küresel likidite koşullarında temel bir değişiklik anlamına gelen bu durumdan gelişmekte olan ülkelerin, özellikle bol ve ucuz dış finansmana ihtiyaç duyanların, olumsuz etkilenmesinin beklenebileceğini dile getiren Birkan, bu beklentinin yarattığı gelişmekte olan ülke finansal pazarlarından çıkışa karşı ise Merkez Bankası'nın özellikle kur oynaklığına karşı pozisyon almış olmasının son dönemde yöntemler değişmiş olsa da şaşırtıcı olmayan bir gelişme olduğunu savundu.
Fed'in açıklamalarının ardından dünyada bol likidite döneminin bitmesi ve yatırımcıların bundan sonra hangi alanlarda yatırım yapması ile ilgili görüşlerini aktaran Birkan, yatırımcıların yüksek düzeyde seyreden faiz ve kur oynaklığına karşı portföylerinde esneklik sağlayabilmeleri için defansif yönü ağır basan hisseleri tercih edebileceklerini düşündüklerini söyledi.
Birkan, bu çerçevede faiz duyarlılığı yüksek olan hisselerin yerine, portföylerde net borcu ve döviz açık pozisyonu olmayan şirketlerin ağırlığı artırılabileceğini ve değişken faizli özel sektör ve devlet tahvillerine yer verilebileceğini ifade etti.
"BIST-100 endeksi için 12 aylık hedef değerimizi 83,000 olarak belirledik"
BIST 100'e ilişkin beklentilerini de paylaşan Birkan, gelecek dönemde kur ve faiz oynaklığında yaşanacak artışların, yurt içinde üçlü seçim maratonuna girilecek olmasının ve Fed'in çıkış stratejileriyle birlikte BIST 100 için zorlu koşullar oluşturduğunu anlattı.
BIST-100 endeksi için 12 aylık hedef değerlerini 83.000 olarak belirlediklerini aktaran Birkan, ancak bu tahminlerinin, faiz oranlarındaki dalgalı seyre karşı son derece hassas olması nedeniyle, özellikle sonbahar aylarında Fed'in varlık alımlarını azaltma olasılığı ile birlikte, aşağı yönlü riskinin bulunduğunu düşündüklerini ifade etti.
Mevcut fiyat seviyelerinde, BIST100 endeksinin ileriye dönük fiyat/kazanç (F/K) oranının, emsallerine göre yüzde 10-15 arasında iskontolu göründüğüne dikkati çeken Birkan, "Ancak, önümüzdeki dönemde, makro değişkenlere bağlı yapılacak aşağı yönlü kar revizyonları ile birlikte, BIST100'ün F/K oranının, emsallerine giderek yakınsayacağını düşünüyoruz" dedi.
Faizlerin yüzde 9'ların üzerine çıkmasının endeks üzerinde etkisini paylaşan Birkan, Türkiye ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde 50 baz puanlık bir artışın, 12 aylık BIST 100 hedef değerlerini ortalama yüzde 4 oranında aşağı çektiğini söyledi.
Halihazırda TL ve dolar bazlı modellerinde kullandıkları risksiz faiz oranının ise sırasıyla yüzde 8 ve yüzde 5,5 seviyelerinde olduklarını belirten Birkan, gelecek dönemde, eğer faiz oranları kendi modellerinde baz aldıkları seviyelerin üzerine kalıcı olarak yerleşirse endeks hedef değerlerinin de aşağı yönde o ölçüde yeniden güncelleneceğini ifade etti.
"Yıl sonu dolar/TL tahminimiz 1,9650"
Faizlerde yakın vadede bir miktar daha artış görülüp görülmeyeceğinin belirleyicisinin gelişmiş ülkelerin faiz hadlerindeki artışın devam edip etmeyeceği olacağını aktaran Birkan, oynaklığın başında sadece ABD tahvil faizlerinde yaşanan artışın geçen haftalarda Almanya gibi diğer kilit gelişmiş ülke tahvil faiz hadlerine de yayıldığına şahit olunduğunu kaydetti.
Birkan, "Eğer Fed beklentimiz dahilinde eylül ayında varlık azalışına başlar ise bu artışın bir adım daha öteye gitmesi olası. Ancak beklentimiz, piyasaların sene sonuna kadar bu duruma kendilerini uyarlaması ve yakın vadede görülecek bir zirvenin ardından sene sonuna doğru yüzde 8 seviyesine geri çekilmesi" dedi.
Piyasaların normale dönmesiyle birlikte Türkiye'nin, değerlemeler açısından, özellikle emeklilik ve sigorta şirketleri gibi çok uzun vadeli yatırım stratejisi ile hareket eden fonlar açısından cazip hale geleceğini düşündüklerini kaydeden Birkan, söz konusu fonların yatırım stratejilerini seyrek değiştirdiklerini ve portföy ayarlamaları için de 3-4 aylık bir zamana ihtiyaç duydukları göz önüne alındığında, Türkiye'nin yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilen kredi notunun etkilerinin bu çerçevede görülmeye başlayacağını tahmin ettiklerini söyledi.
Yıl sonu dolar/TL tahminlerinin 1,9650, sepet kur tahminlerinin ise 2,2430 olduğunu kaydeden Birkan, büyüme tahminlerine kur ve faizde eş anlı oynaklık başlaması ile birlikte revizyona gittiklerini ve yüzde 4,3 olan öngörülerini yüzde 3,4 düzeyine çektiklerini kaydetti.
Bu yıl büyümenin iç talebin katkısı ile gerçekleşecek olmasının son dönem gelişmelerinden bağımsız olarak sene başından beri beklenen bir gelişme olduğunu vurgulayan Birkan, burada yatırımcıların odağında olacak unsurun son dönemde kur ve faiz gelişmeleri sonrasında iç talebin ne kadar güçlü kalacağı olacağını söyledi.
Yabancı yatırımcıların TL cinsi finansal varlıklara bundan sonra da yatırım yapıyor olmasının bekleneceğini dile getiren Birkan, şunları kaydetti:
"Ancak yatırımın düzeyi genel olarak gelişmekte olan ülkeler varlık sınıfına olan ilgi ile yakından ilişkili olacaktır. ABD 10 yıllık tahvillerin 1 yıl vadede yüzde 3, 4 sene içinde de yüzde 5 düzeyine kadar çıkmasını öngörüyoruz. Seviyeden çok artış-azalış eğiliminin gelişmekte olan ülkeler dolayısı ile Türkiye finansal varlıkları için ilgiyi belirleyecek bir unsur olmasını beklemekteyiz." - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Türkiye'nin Fed Sınavı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?