
TÜSİAD üyeleri, DYP ve Anavatan genel başkanları Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu’yu ağırladı.
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, 5 yıldır süren istikrarlı büyümenin vazgeçilmez olduğunu belirterek, "2007-2014 döneminde kesintisiz yüzde 6-7 büyüme hedefini de taviz verilemez görüyoruz. DP olarak mevcut makro ekonomi politikalarda değişiklik düşünüyor musunuz" diye sordu.
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) 22 Temmuz seçimlerinden önce siyasi parti liderleriyle buluşmaya devam ediyor. İlk buluşmayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la gerçekleştiren TÜSİAD yönetimi ve üyeleri, dün de DP çatısı altında birleşen DYP ve ANAVATAN’ın Genel Başkanları Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu’yu ağırladı. İki liderin ayrı ayrı konuşma yaptığı ve sonra da soruları yine ayrı ayrı yanıtladığı toplantıda TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın özellikle ekonomi politikaları konusunda istikrar vurgusu dikkat çekti. Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin son 5 yılda ekonomi politikalarında bir devamlılık yaşadığını, IMF ve AB’ye uyum programının da desteği ile ekonomiye göreceli olarak bir istikrar geldiğini belirterek, bunun da makro göstergelerde önemli iyileşmeler sağladığını söyledi.
POLİTİKALAR DEĞİŞİR Mİ: Arzuhan Doğan Yalçındağ, liderlere şu soruyu yöneltti: "2007-2014 döneminde bu ekonomik iyileşmenin derinleşerek ve tabana yayılarak devam etmesini ve kesintisiz yüzde 6-7 civarında büyümenin sağlanmasını iddialı ancak taviz verilemez bir hedef olarak görüyoruz. Demokrat Parti olarak mevcut makro ekonomi politikalarında değişlik yapmayı düşünüyormusunuz?"
BÜYÜMEDE YÜZDE 8’LERİ ZORLARIZ: DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, TÜSİAD Başkanı’nın sorusuna verdiği yanıtta; yatırım ortamının iyileştirilmesi, rekabet gücünün artırılması ve Türkiye’nin sürekli büyüyerek yoluna devam edebilmesinin önemli olduğunu ve bunun için yüzde 5 civarı enflasyon, yüzde 6 işsizlik oranı, yüzde 8’leri zorlayan bir yıllık büyüme ile yola devam edeceğini söyledi. Ağar, "Türkiye her zaman kendi gücünün ötesindeki hedefleri yakalayabilir" dedi.
EKONOMİ SAĞLIKLI YÜRÜMÜYOR: Ağar, Türkiye’nin ekonomisinin de söylendiği gibi iyi durumda olmadığını savundu ve "Ben Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin, TOBB’un genel kurullarına da katıldım. Türkiye ekonomisinin öyle sağlıklı yürüdüğüne dair bir kanaat göremedim. Artık ekonomi için bazı temel farklılıkların yaratılması gerekiyor. Bu hükümet, seçim meydanında farklı söyleyip iktidara gelince acil eylemden vazgeçip, mevcut ekonomi politikasıyla yoluna devam etti. Güçlü Ekonomi Programı’nın revizyona ihtiyacı vardı bu da zamanında yapılamadı. Bu revizyon reel sektör lehinde revizyondur" diye konuştu. Ağar, hükümetin yapısal reformları da yapmadığını ileri sürdü ve üretim maliyetlerini aşağı çekecek mikro adımlar atılması gerektiğini anlattı.
SEÇİME KARŞI ÇIKTINIZ: DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, şöyle konuştu: "İstikrar kavramı çok önemli. Hükümetin başkanının sürekli olarak bunu tekrar etmesi ve bunu da kendileriyle özdeş görmesi kesinlikle anlaşılır değil. Biz son dönemde yaşananları önceden gördük ve sürekli erken seçim talebinde bulduk. İstikrarı bozar diye TÜSİAD olarak siz de buna karşı çıktınız. Demokratik bir ülkede seçim istikrarı bozmaz, tam tersine güçlendirir. Bugün seçimin yapılmamasının istikrar açısından ne gibi problem çıkardığını gördük. Her zaman milletin iradesi dışındaki gücün bütün istikrasızlıkların temelinde olacağını görmek lazım. Türkiye demokrasi dışında hiçbir çareyle yoluna devam edemez. Bizi biz yapan bize heyecan kazandıran temel unsur demokrasidir ve onun vazgeçilmez belirleyicisi millet iradesidir."
Bir doğru herkes için doğru olamaz
DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, inşa etmeye çalıştıkları ’merkez sağın’ temel vasfının diyalog ve uzlaşma olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "DP’nin kurulduğu 1946’dan beri diyalog ve siyasetin gerçekler üzerinden sürdürülmesi en önemli bir yoldur. Bu yol günümüzde Türkiye’nin temel gerçeklerini karşılayacak bir özelliktir. Bugünlerde siyasetin önemli ölçüde güçsüzleştirildiğini görüyoruz. Siyaset Türkiye’nin önemli meselelerini tartışma alanına alamaz oldu. Siyasette farklı bakış açıları vardır ve siyaset bunların temsilciliğini yapan mekanizmadır. 1946’da da benzer bir yapı vardı. Elit kesim meseleleri iyi bildiğini, toplum adına en doğruları yapacağını sanan bir anlayıştaydı. DP o yapıyı tersyüz etti ve toplumun birçok kesiminin sözcülüğünü elde ederek, Türkiye’nin önünü açtı ve çözüm için demokratik yöntemleri kullandı. Bir doğru herkes için doğrudur diye düşünürseniz bu dayatmacı bir rejim olur. Ne yazık ki siyaset bugün de dar bir grubun ülke çıkarları için en iyi kararları vereceğini sandığı bir süreç olmuştur. 22 Temmuz akşamı bunların son bulduğu akşam olacak."
TÜSİAD’ın övdüğü hükümetin mali disiplini yüz kızartıcı
ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, TÜSİAD’a ekonomi konusunda eleştirilerde bulundu. Mumcu, AB normlarında demokrasi gereğine ve devletin ekonomiden tamamen çıkmasının şart olduğuna dair vurgusunun ardından şöyle konuştu: "Ne yazık ki sizin de desteğinizle Türkiye ’çevre ekonomisi rolü’ üstlendi. Bu geri kalmışlığın kurumsallaşmasıdır. Türkiye merkez ülke olmalı ve buna uygun bir ekonomi politikası benimsemeli. Sizler tarafından da övülen bu hükümetin ekonomi politikalarıyla Türkiye bir yere varamaz. Son 5 yıl içinde sürekli alkışlanan programda en çok alkışlanan şey mali disiplindir. Onun ne kadar iyi olduğunu anlamak için yakından bakmak lazım. Mali disiplin tablosunun kalitesi yüz kızartıcıdır. Yegane kalite unsuru ise faiz dışı fazlayı tutturma başarısıdır ki bu da sadece halk üzerindeki sömürünün bir sonucudur. Çünkü vergilerin yüzde 75’i dolaylı vergilerden elde ediliyor. Artık bu ekonomi aşırı değerli YTL politikasıyla sürdürülemez. Ne diyorlar ’finanse edildikçe bir şey olmaz’ bu yanlıştır. Bu tutarlı bir mantık mı. Biriken cari açık ve onun yarattığı risk ortadadır."
İmam hatipliler de bu milletin evladı
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel’in "İmam hatip liselerinin meslek lisesi statüsünden çıkartılıp özel bir statüye alınması önerisine ve bu konudaki görüşlerinin ne olduğuna dair sorusuna "TÜSİAD’ın umduğu yanıtı vermedi. Ağar, "İmam hatip mezunları da bu ülkenin öz evlatlarıdır. Onları bir başka yere çekmek yanlıştır. Bu hükümet onlarla ilgili taahhütlerde bulundu ama altında kaldı. İmam hatipliler bu durumun farkındadır. Tabii ki Türkiye’nin en önemli meselesi eğitimdir. Robert’te okuyan da imam hatipte okuyan da endüstri meslek lisesinde okuyan da bizimdir" diye yanıt verdi. ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu ise Türkiye’de eğitimin özgürleştirilmesi gerektiğini belirtti.
20 milyar dolar yabancı sermaye lafı yalan
ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın TÜSİAD ziyaretinde ülkeye 1 yılda 20 milyar dolar yabancı sermaye geldiğini söylediğini hatırlatarak şöyle devam etti: "Bu cari açık bir kriz getirmiyorsa bu tamamen küresel ekonominin konjonkturel durumundan ve satılabilecek her şeyin satılmış olmasındandır. Gelmiş sanayicilere ’bir yılda 20 milyar dolar yabancı sermaye çektik’ diyor. İnşallah Başbakana ’kazın ayağının öyle olmadığını’ söylemişsinizdir. 20 milyar dolarlık giriş sadece devletin en temel varlıklarının satışından sağlanmıştır. Bunu yabancı sermaye girişi diye övmek kabul edilemez."
Son Dakika › Ekonomi › Tüsiad, Ağar ve Mumcu'dan İstikrarlı Büyüme Sözü İstedi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?