CHP'nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, "Açıklanan Orta Vadeli Program (OVP), gerçekçi değerlendirmelerden yola çıkılarak ortaya konan ciddi bir program değil, istenilen sonucu ortaya çıkaracak bir dizi varsayıma dayanan bir temenniler listesidir" ifadesini kullandı.
Böke, 2016-2018 dönemine ait OVP'ye ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin Türkiye ekonomisine dair somut plan yerine dilek ve temenniler listesi hazırlama alışkanlığını sürdürdüğünü öne sürdü.
Programın ciddiye alınıp üzerinde değerlendirme yapılacak ve Türkiye'nin yol haritasını çizebilecek nitelik taşımadığını ileri süren Böke, şöyle devam etti:
"Açıklanan OVP, gerçekçi değerlendirmelerden yola çıkılarak ortaya konan ciddi bir program değil, istenilen sonucu ortaya çıkaracak bir dizi varsayıma dayanan bir temenniler listesidir. Hükümet Türkiye ve dünya gerçeklerini okuyarak, buradan hareketle ekonomiye yön verecek ciddi bir program açıklama sorumluluğunu yerine getirmemektedir. Hükümetin OVP'yi hazırlarken kabul ettiği, belirsizlik ortamının ve jeopolitik risklerin azalacağı, küresel ekonominin toparlanacağı, finansal piyasalardaki dalgalanmaların boyutunun düşeceği, emtia fiyatlarının düşmeye devam edeceği gibi varsayımlar küresel beklentilerle uyuşmamaktadır. Küresel gelişmeleri değerlendiren ciddi kuruluşların beklentileri, hükümetin OVP dayandırıldığı varsayımların tam tersidir. Dolayısıyla küresel gerçeklerden bu kadar kopuk bir programı ciddiye almak da mümkün değildir. Nitekim 2006'dan bu yana AKP hükümeti tarafından açıklanan OVP'lerin ortaya koyduğu hedefler büyük sapma göstermiştir."
"İstikrar, eksikleri örtecek sihirli bir sözcük gibi tekrarlanmakta"
Ortaya konan büyüme, işsizlik ve enflasyon hedeflerinin krizden çıkış yılları dışında hayal olduğunu belirten Böke, büyüme rakamlarının OVP hedeflerine kıyasla krizden çıkış yılları dışında yıllık ortalama 2,6 puan daha düşük gerçekleştiğini vurguladı.
Hükümetin açıkladığı OVP'lerinin rakamlarına kadar birbirine benzeyen, değişen koşullara göre kendini yenilemeyen ve Türkiye'nin ihtiyaçlarını göz ardı eden belgeler özelliğinde olduğu iddiasında bulunan Böke, şu değerlendirmede bulundu:
"Açıklanan OVP'lerin hedeflerinde büyük sapmalar olmasına rağmen, hedeflerin neden tutmadığına dair geriye dönük bir değerlendirme yapılmamış, aksine aynı anlayışla, kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle program açıklama alışkanlığı sürdürülmüştür. Bugün açıklanan OVP de bu anlayışın bir tezahürüdür. Anlaşılan AKP OVP'leri pembe dizisinin 12. bölümünde de yeni bir şey yoktur. AKP'nin 14 yıldır ağzına sakız ettiği 'istikrar' yine açıklanan programın eksiklerini örtecek sihirli bir sözcük gibi tekrarlanmakta. Oysa ortaya koyduğu hedeflerde sürekli olarak yanılan bir ekonomi yönetiminin, öngörülebilirliğinden, öngörülebilir olmayan bir ekonomimin de istikrarından bahsetmek mümkün değildir. Ekonomik istikrarın en temel göstergesi olan refah düzeyinde Türkiye AKP iktidarlarında 6 yıldır yerinde saymakta hatta istikrarsızlaşarak kişi başına geliri 8 bin dolarlara doğru düşmektedir. Üstüne üstlük, bu gerçeği gizlemek isteyen hükümet artık OVP'lerde kişi başına geliri satın alma gücü paritesi olarak raporlamayı istikrarın kendisi zannetmektedir. Yine istikrarın en temel göstergelerinden olan kapsayıcı büyüme de bu programın iyi niyet kelimelerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Oysa OECD verilerine göre Türkiye OECD ülkeleri arasında gelir eşitsizliğinde üçüncü, Avrupa ülkeleri arasında birincidir."
"TL yüzde 30 değer kaybetti"
Böke, istikrarın kısa vade göstergelerinden olan fiyat istikrarının ve kur istikrarının da olmadığı göz önüne alınırsa Türkiye ekonomisinin sürekli sözü edilen istikrardan çok uzak olduğu da açıkça ortaya çıkmadığını iddia etti. Böke, son bir yılda Türk Lirası'nın ABD Doları karşısında yüzde 30 değer kaybettiğini savundu.
Açıklanan programda yurt içi tüketimle büyüme, tasarruf artışı ve enflasyonun düşeceğinin öngörüldüğüne dikkati çeken Böke, şunları kaydetti:
"Birbiriyle çelişen hedefleri gerçekleştirebilecek ekonomik politika çerçevesinin ne olduğu ise belirsizdir. İktisat dersine giriş öğrencilerinin dönem sonunda çizebileceği bir temel makro çerçevede dahi içine düşmeyeceği çelişkilere hükümet düşmektedir. Faiz enflasyon ilişkisini artık doğru okuyabilen bir iktidar olmasından memnuniyet duymakla birlikte, temennilerin ötesine geçen, işini iyi yapan, Türkiye'yi ekonomik ve insani kalkınma rotasını sokabilecek bir yönetime olan ihtiyacı tekrarlamak istiyoruz."
Son Dakika › Ekonomi › Yeni Orta Vadeli Program - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?