1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi - Son Dakika
Güncel

1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi

1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi

Kongre kapsamında, yaklaşık 10 ayda tamamlanan "Çocuklar İçin Eğitim Hedeflerinin Eğlenceli İçeriğe Dönüşmesi Sürecinin Araştırılması"nın sonuçları açıklandı İstanbul Üniversitesi İletişim Fa...

14.11.2013 18:14

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, "Çocuklar İçin Eğitim Hedeflerinin Eğlenceli İçeriğe Dönüşmesi Sürecinin Araştırılması"nın sonuçlarını açıkladı.

Pembecioğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayelerinde, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), Çocuk Vakfı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından gerçekleştirilen 1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi kapsamında, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı Dolmabahçe B salonunda yaptığı sunumda, yaklaşık 10 ayda tamamladıkları "Çocuklar İçin Eğitim Hedeflerinin Eğlenceli İçeriğe Dönüşmesi Sürecinin Araştırılması" hakkında bilgi vererek, ulaştıkları sonuçlara değindi.

Türkiye genelinde farklı bölgelerden toplam 17 ilde bin öğrenciyle görüştüklerini anlatan Pembecioğlu, üç farklı yaş grubundan 3-6, 6-9 ve 9-12 yaş grubundaki çocuklarla konuştuklarını dile getirdi.

Prof. Dr. Pembecioğlu, söz konusu çocukların dil, matematik ve medya konusunda görüşlerini aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu görüşler çerçevesinde medyadan neleri beklediklerini sorduk. Ne gibi programlara imza atabileceklerini öğrendik, kendilerinin program geliştirmelerini istedik. Onlarla biraz oyunlar oynadık. Bu oyunlar çerçevesinde hem dil becerilerini hem matematik becerilerini, gündeme getirmelerini sağladık. Sonrasında oluşturdukları programlar gerçekten çok güzeldi."

Çocuk gözünden Türkiye

Pembecioğlu, projenin kendisi için en önemli yönünün tüm Türkiye'yi çocukların gözünden görmesi olduğunu söyledi.

Her gittiği yerde çocuklarla karşılaşmanın heyecan verici olduğunu belirten Pembecioğlu, şöyle devam etti:

"Açıkçası gözümüzde daha farklı bir Türkiye portresi vardı. 'Türkiye'nin bazı bölgeleri daha gelişmiş diğer bölgeleri dezavantajlı mı?' diye düşünüyorduk. Ama çocuk ve medya ilişkisi açısından bakıldığında bunun böyle olmadığını, her çocuğun internet erişimi olduğunu, her çocuğun telefon erişimi olduğunu, her çocuğun televizyonda aşağı yukarı 200 kanaldan seçimler yaptığını gördük. Böyle zengin bir atmosferle karşılaşacağımızı ben düşünememiştim."

Prof. Dr. Pembecioğlu, 6-8 saat televizyon önünden kalkmayan çocuklar bulmayı beklerken çok bilinçli çocuklarla karşılaştıklarına dikkati çekti.

Çocukların çok seçici ve dinamik olduklarına vurgu yapan Pembecioğlu, projeyi TRT'nin desteğiyle yaptıklarını ve başlangıç sebebinin ise medyanın sadece izleyen yönünün değil, insanların düşünen yönünü de ortaya çıkarmak olduğunu anlattı.

Çalışmanın temelde, çocukların soyut düşünceyi nasıl daha etkin ve daha kalıcı bir biçimde alabileceklerinin, içeriğin güncel ve eğlenceli bir biçime nasıl dönüştürülebileceğinin sorgulanmasını amaçladığını söyleyen Pembecioğlu, "Bu çerçevede, çocuklardan alınan ön bilgilerle gerçekleştirilen örnek uygulamalar çerçevesinde, çocuklardan alınacak geribildirimlerle oluşacak yeni öğretim teknikleri geliştirmeyi, yeni materyal örnekleri sergileyebilmeyi, yeni televizyon programları üretebilmeyi hedefliyoruz" dedi.

Araştırmadaki bulgular ve çıkarımlar

Araştırmada medyanın yaşamdaki yeri çerçevesinde, çocukların medya kullanım alışkanlıkları konusu açıklığa kavuşturularak, çocukların yaşamında televizyonun, bilgisayarın, radyonun, gazetenin, kitabın yerinin sorgulandığı belirtildi.

Çocukların pek azının okul dışı zamanlarında arkadaşlarını görebildikleri, kitap okuyabildikleri ya da bahçede, sokakta geleneksel çocuk oyunları oynayabildiklerinin çok net biçimde görüldüğünü anlatılan araştırmada, ev ortamına sığdırılmaya çalışılan enerjinin ise genelde bilgisayar ya da tablet, ipad hatta cep telefonu gibi çeşitlemelerle bireysel olarak kullanılabilen elektronik medyaya kaydığı dile getirildi.

İletişim araçları çerçevesinde genelde televizyon, bilgisayar ve cep telefonunun en yoğun kullanılan araçlar konumunda olduğuna vurgu yapılan araştırmada, bunların dışında radyo, sinema, kitap, dergi, gazete gibi diğer medyanın seçilebilirliğinin oldukça kısıtlı olduğunun gözlemlendiği kaydedildi.

Çalışmada ayrıca, çocukların günlük yaşamın büyük bir bölümünü okulda geçirdikleri bilgisinden hareketle, çoğunun eve gittiğinde ödevleri ve araştırmaları ile ilgilendikleri, test çözme oranının çok yüksek olduğu, evde de ders kitaplarını takip ettiklerinin bulgulandığı aktarıldı.

-"Bilgisayar mı? Televizyon mu? Telefon mu?"

Araştırmada, çocuklara içlerinden birini seçmeleri gerekse, "bilgisayarı mı, televizyonu mu yoksa telefonu mu" seçecekleri sorusu sorulduğunda, işlevsellik ölçütlerinin daha önem kazandığını ve yanıtların pek azında televizyon seçeneğinin karşıya çıktığı ifade edildi.

Bunun tüm yaş gruplarında bilgisayarın televizyona, cep telefonunun bilgisayara olan üstünlüklerinin bilincinde bir çocuk nüfusuna sahip olunduğunu gösterdiği belirtilen çalışmada, tüm bunların yanında, bir şekilde televizyondan uzaklaştırılan ya da televizyon kanallarına erişimi kısıtlanan, belki de televizyonda aradığını tam olarak bulamayan çocukların bilgisayara yöneldiğini, araştırma ve bilgilenme amaçları dışında televizyon kanallarının izlenmesinde, dizilerin takip edilmesinde de bilgisayarın yeğlendiğinin söylenebileceği bildirildi.

Eldeki veriler çerçevesinde, korkulduğunun aksine, çocukların televizyon sahipliği ve bilgisayar sahipliği oranlarının onları tehlikeye düşürecek boyutlarda olmadığı görüşüne sahip olunduğuna vurgu yapıldı.

Çocukların odalarında ve yalnızca kendi erişimlerinde olan, denetimsizce kullanabilecekleri televizyon oranlarının oldukça düşük olduğu sonucuna varılan araştırmada, çocukların bilgileri dahilinde yaklaşık 50-2 bin kadar hatta daha fazla kanala erişimleri olduğunu öğrendikleri dile getirildi.

"Ne yaparken öğreniyorsunuz?"

Araştırmada, "Ne yaparken öğreniyorsunuz?" sorusu karşısında çocukların son derece bilinçli olarak kendi öğrenme biçimlerini tanımlayabildikleri sonucuna varıldığı belirtildi.

Çocukların bireysel öğrenme şartlarının ve süreçlerinin farkında oldukları ve çoğunun bunu yaparak öğrendiği şeklinde yanıtladığı kaydedildi.

"Kahramanınız kimdir?" sorusuna verilen yanıtlar ise özellikle yapılan fedakarlıklar ve özverili davranışlar nedeniyle aileye verilen önemi ortaya koyduğu kaydedilen araştırmada, kahramanlar arasında Spiderman, Batman, Süpermen gibi sanal kahramanlardan çok, ağabey, dayı, dede, anne gibi gerçek kişiler, Atatürk, öğretmen, itfaiyeciler ve polislerin yer aldığı tespit edildi.

Medyadan beklentiler

Araştırmanın medyadan beklentiler bölümünde ise her biri bilinçli ve seçici birer medya tüketicisi olan çocukların medyadan somut beklentileri olduğunu görmenin oldukça heyecan verici olduğuna vurgu yapıldı.

Çocukların medyanın, özellikle de televizyonun daha geniş bir içerik önermesini, daha yeni, daha maceracı, heyecanlı ve bilgisel içerik sunmasını beklediği, eğlenceli, bilgilendirici, içinde politika, didaktik öğretim unsurları ve aşk konuları bulunmayan, masum öğrenme konularını talep ettikleri açıklandı.

Çocukların, küfürlü ve argo konuşmaları, kötü örnekler içeren, şiddet ve kötü örnekler oluşturabilecek programları ise sakıncalı buldukları sonucuna ulaşılan araştırmada, çocukların "çocuk programı izlememizi istiyorlar ancak bunları, biz okuldayken yayınlıyorlar" eleştirisini dile getirdikleri kaydedildi.

Araştırmada ayrıca, çocukların çok güzel program önerileri sunabildikleri ve bunu gerçekleştirecek altyapı ve kapasiteye sahip olduklarına işaret edildi. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement