Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bundan sonra her alanda olduğu gibi bilimsel çalışmalarda da çıtayı yükseltmemiz, hedeflerimizi büyütmemiz gerekiyor. Bu konuda en büyük görev bilim dünyamızın siz kıymetli temsilcilerine düşüyor. Ben sizlere inanıyorum, güveniyorum" dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 2015 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni'nde yaptığı açılış konuşmasına, "Ödüllere hak kazanan hocalarımızı, bilim insanlarımızı tebrik ediyor, kendilerine şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" sözleriyle başladı.
Türkiye'nin dört bir yanındaki ve yurt dışındaki üniversitelerden 18 bilim insanının, yaptıkları başarılı çalışmalardan dolayı ödül alacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl verilen 4 bilim ödülü, 1 özel ödül, 13 teşvik ödülünü almaya hak kazanan bilim insanlarından çok daha büyük başarılar beklediklerini bildirdi.
Erdoğan, TÜBİTAK'ın 1966'dan bugüne kadar 160 bilim, 87 hizmet, 470 teşvik, 15 özel ödül vererek 732 bilim insanını maddi ve manevi olarak desteklediğini ifade etti.
TÜBİTAK ödüllerinin çok önemli olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül kriterleri konusunda 2007'de yapılan değişiklikleri yerinde gördüğünü, kemiyetle beraber keyfiyeti de gözeten ödül sisteminin çok daha adil ve gerçekçi olduğuna inandığını kaydetti.
Türkiye'nin her alanda sayı, skor, nicelikle beraber kalite ve içeriği de öncelik alan bir düzeye geldiğini anlatan Erdoğan, "Ülkemizde eskiden liseyi bitiren öğrencilerimizin en büyük sorunu üniversiteye girebilmekti. Çünkü üniversite sınavına giren kişi sayısıyla üniversiteye kayıt yaptırma hakkı elde edebilen kişi sayısı arasında 10 kata varan bir fark vardı. Yani sınava giren her 10 kişiden sadece bir tanesi üniversite kapısından içeri girebilme hakkı elde edebiliyordu. Bu durum eğitim sistemimizde yukarıdan aşağıya doğru büyük bir baskıya ve tahribata yol açıyordu" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu eksikliğin üzerine bir de katsayı gibi adaletsiz uygulamaların eklendiğini ve durumun gerçekten vahim bir hale dönüştüğünü vurguladı.
Son 13 yılda açılan yeni üniversitelerle, mevcut üniversitelerin geliştirilmesiyle, adaletsizliklerin giderilmesiyle, Türkiye'nin bu sorunu geride bıraktığını anımsatan Erdoğan, "Bugün neredeyse lisans yerleştirme sınavına giren öğrenci sayısına yakın üniversite kontenjanına sahibiz. Artık üniversiteye veya herhangi bir bölüme yerleşebilme değil hedeflenen üniversitelere, bölümlere girme yarışı söz konusudur" diye konuştu.
"En büyük görev bilim dünyamızın kıymetli temsilcilerine düşüyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle Cumhurbaşkanlığı Külliye'sinde öğretmenleri misafir ettiklerinde üzerinde durduğu bir konu olduğunu hatırlattı. Ülkede öğreten ve öğrenen arasındaki ilişkinin çok sığlaştığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halbuki bizim kültürümüzde öğreten muallimdir yani ilim tedris eden, eğitim ve öğretimi birlikte yürüten kişidir. Öğrenen de talebedir. Yani ilime talim, eğitimi ve öğretimi birlikte alan kişidir. Biz, öğretmenliği ders anlatma ve not verme, öğrenciliği de sınava girme ve not alma düzeyine indirerek tarihi bir yanlışın içine girdik. Bir an önce 'muallim' ve 'talebe' kavramlarının derinliğini, eğitim sistemimize hakim kılmak mecburiyetindeyiz. Aynı şekilde 'alim' de adeta sırtımızı döndüğümüz kavramlarımız arasında. Bilim tarihinin en büyük isimlerini yetiştirmiş bir medeniyetin temsilcileri olarak böyle bir daralmayı asla kabul edemeyiz."
Çalışmalarını Amerika'da sürdüren Prof. Dr. Aziz Sancar'ın Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumu büyük bir memnuniyet ve sevinçle karşıladıklarını ifade ederek, her yıl bu şekilde dünya çapında ödül alan, ödüle aday gösterilen daha çok bilim adamının olması gerektiğini bildirdi.
Geçmişte istikrar konusunda sıkıntıların yaşandığını, son 13 yılda ise edindikleri tecrübeyle bu konuda önemli bir birikimi ortaya çıkardıklarını anlatan Erdoğan, "Bundan sonra her alanda olduğu gibi bilimsel çalışmalarda da çıtayı yükseltmemiz, hedeflerimizi büyütmemiz gerekiyor. Bu konuda en büyük görev bilim dünyamızın siz kıymetli temsilcilerine düşüyor. Ben sizlere inanıyorum, güveniyorum. Devleti olarak da üzerimize ne düşüyorsa bunu yerine getirmeye hazır olduğumuzu özellikle burada ifade etmek istiyorum" dedi.
Başbakanlığı döneminde olduğu gibi cumhurbaşkanlığı sürecinde de bilim adamlarına her türlü desteği vereceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkede 2002 sonrasında üniversitelerden yapılan bilimsel proje başvuru sayısında 6 kattan fazla, destek verilen proje sayısında ise 5 kata yakın artış yaşandığını, bu iş için tahsis edilen bütçenin ise 17 kat arttığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel sektör ve kamu projelerine verilen desteklerde de aynı şekilde çok ciddi artışların söz konusu olduğunu kaydetti.
2023 hedeflerini ilk ilan ettiklerinde bazılarının buna inanmadığına vurgu yapan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ülkemizin geldiği noktadan bihaber şekilde yaşayanlar, siyaset yapanlar bu hedefleri ham hayal olarak görüyordu. Eski Türkiye'nin standartlarıyla, vizyonuyla, imkanlarıyla düşünüldüğünde elbette bu hedefleri anlayabilmek çok zordu. Arka arkaya gelen krizlerin pençesinde kıvranan Türkiye'nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelebileceği düşüncesi bazılarının havsalasına dahi sığmıyordu. Yılda 500 milyar dolar ihracat hedefi, henüz bu rakamın onda birini dahi görmemiş olanlar için elbette inanılması güç bir hedefti."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › 2015 Yılı Tübitak Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?