Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER) Darbelere yasal gerekçe olarak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesini değiştiren düzenlemeyi önemsediklerini ancak düzenlemenin tek başına darbelerin önlenmesi için yeterli olmadığını vurguladı Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER) Darbelere yasal gerekçe olarak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesini değiştiren düzenlemeyi önemsediklerini ancak düzenlemenin tek başına darbelerin önlenmesi için yeterli olmadığını vurguladı.
ADAM-DER Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan Genel Başkan Emekli Üsteğmen Tuna Atalay, "Darbeciler İç Hizmet Yasası'nın bu maddesini kendilerine dayanak yapmış olsalar ve yasal bir görev ifa ettiklerini öne sürseler bile, gerçekte darbecilerin kendilerine meşruiyet sağlamak için bu maddeye ihtiyaçları yoktu" derken, çünkü başarıya ulaşan darbenin kendi meşruiyetini ürettiğini, kendi hukukunu yürürlüğe soktuğunu vurguladı. Türkiye'de "1960 darbecilerinin" kendilerine dayanak aldıkları böyle bir maddenin olmadığı belirtilen Atalay, "Sonraki darbeciler ise özgüven ve cesaret eksikliğinden bu maddeye sığındılar. Günümüzde Mısır'da darbe yapanlar böyle bir maddeye ihtiyaç duymadılar" ifadelerine yer verdi.
-"MADDE DEĞİŞTİ ZİHNİYET DEĞİŞMEDİ"-
35'inci maddenin değişmesine rağmen kurumsal yapı ve zihniyetin değişmediğine işaret eden Atalay, "Ordu üzerinde demokratik sivil denetim kurulamamıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin göreli özerkliği sürmektedir. Genelkurmay saydamlaşmamıştır. Askeri yargı tüm yetki ve yaygınlığıyla işbaşındadır" dedi.
Atalay açıklamasında şöyle devam etti:
"İktidarın bu düzenlemeye samimiyetle yaklaşmadığına işaret etmek istiyoruz. 35'inci maddenin değişmesine ilişkin talep ve teklifler hep gündemdeydi. Muhalefetin teklifleri yıllardır unutulmaya terk edilmişti. AKP iktidarı, Mısır'da yapılan darbeyi kendisine yapılmış zannıyla bugüne değin ilgi göstermediği 35'inci madde değişikliğini gündeme getirdi. Somut bir darbe olasılığının bulunmadığı siyasal konjonktürde değişikliğin anti militarizm bağlamında değeri yoktur. Militarizmin çok somut olarak siyasete müdahale ettiği 1990'lı yıllarda veya AKP iktidarının ilk döneminde bu değişiklik yapılmalıydı.
Samimiyetsizliğin bir boyutu da darbe yaralarının sarılmasında uygulanan çifte standart ve ayrımcılıktır. AKP hükümeti 2011 yılında TBMM'den bir yasa geçirdi. Amaç, 28 Şubat sürecinin asker mağdurlarına özlük haklarını iade etmekti. İrtica suçlamasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nden atılan askerler yasadan yararlandılar. 12 Eylül ve 12 Mart darbelerinin mağduru askerler de yasadan yararlanmak istediler. Başvurularına olumlu yanıt verilmeyince hala süren bir mücadele başlattılar. 12 Eylül darbesinin mağduru askerlerden çok azı yasadan yararlanabildi; ama geride çok geniş bir mağdur kitlesi kaldı."
Mağdur askerler için TBMM'de yapılan her girişim "AKP duvarına çarpıp döndüğünü" anlatan Atalay, "35'inci madde değişikliği görüşülürken de darbelerin asker mağdurları için muhalefetin verdiği teklifler AKP çoğunluğunca reddedildi. 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin asker mağdurları bir kez daha ayrımcılığa tabi tutuldu, yaraları kanatıldı. Sonuç olarak artık bir önemi ve değeri kalmamış 35'inci madde gibi yapay bir gündem konusu geride kalmıştır. Korkak darbecilerin yapay meşruiyet gerekçesi ortadan kalkmıştır. Umuyoruz ki TBMM, AKP iktidarının samimiyetsizliğini telafi edecek, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin açtığı yaraları saracak bir düzenlemeyi de yasalaştırmayı başarır" dedi.
(HM/ÖZK) - Ankara
Son Dakika › Güncel › Adam-Der: 35'inci Madde Değişikliği Darbeleri Önlemez - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?