Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Fransa'daki terör saldırılarına ilişkin, "Bu kınanması, lanetlenmesi gereken bir terör olayıdır. Maalesef isimlerinin Müslüman olması, bunu yapanların İslamla ilgili olduğunu göstermez. Aldatılmış insanlardır, kafalarına kötü fikirler şırınga edilmiştir" dedi.
Arınç, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Bursa 5. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Fransa'da bir terör olayı yaşandığını anımsatarak, terörün en büyük acısını çeken bir ülkenin Başbakan Yardımcısı olarak, kendisinin ve Türk milletinin bu olaydan büyük üzüntü duyduğunu söyledi.
Fransa halkına geçmiş olsun dileklerini ilettiklerini ifade eden Arınç, "Bu kınanması, lanetlenmesi gereken bir terör olayıdır. Maalesef isimlerinin Müslüman olması, bunu yapanların İslamla ilgili olduğunu göstermez. Aldatılmış insanlardır, kafalarına kötü fikirler şırınga edilmiştir. Ne amaçla yaptıklarını bilmiyoruz ama ne amaçla yapılırsa yapılsın, insanlık suçu işlemişlerdir, İslam'a ihanet etmişlerdir, İslam'a en büyük zararı vermişlerdir" diye konuştu.
Arınç, kendisine yeni ulaştırılan notta çok anlamlı bir ziyaretten bahsedildiğini belirterek, "Bizim bildiğimiz Merkel'in davetlisi olarak Almanya ziyaretine doğrudan gidecekti ama Sayın Başbakanımız çok güzel bir iş yapıyor, yarın Fransa'da terörü telin ve Fransız halkıyla dayanışma yürüyüşüne kendileri bizzat katılacaklar, oradan Almanya'ya geçecekler. Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın bu gösterdiği alicenaplığı da ayrıca tebrik ve taktir edeceğiz" ifadelerini kullandı.
- "Bizi de yok etmek, iktidardan düşürmek için..."
AK Parti'nin kolay iktidar olmadığını ve iktidar dönemlerinin çok da rahat geçmediğini ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
"Bizi de yok etmek, iktidardan düşürmek için ayağımızı kaydırmak için çok şeyler yaptılar ama başta bir söz vermiştik ya, o sözümüzde durduk. Cesur olacağız, Allah'a dayanacağız, milletimize güveneceğiz. Bunu yaptık ve bugünlere geldik. 14 Ağustos 2001'de partimiz kuruldu, parlamentoda 51 milletvekilimiz vardı, ben de Sayın Recep Tayyip Erdoğan milletvekili olmadığı için parlamentoda grubumuzun başkanıydım, onu temsil ediyordum. Seçimler yaklaştı, hatta seçim listeleri açıklandı. İstanbul birinci bölgenin birinci adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dı. Boş durmadılar, 'Sen genel başkan bile olamazsın, milletvekili olamazsın, kurucu olamazsın' dediler, seçime 1,5 ay kala listeden ismini sildiler. Yargı darbesiydi. Halbuki aynı yargı, 6 ay önce Hasan Celal Güzel ile ilgili bir karar vermişti, biz de o karara güveniyorduk ama isim Recep Tayyip Erdoğan olunca, 'Onunla seçime girmesinler, iktidar olmasınlar' diye hatırladığım kadarıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesi, çok büyük bir hata, zulüm yaptı ve Sayın Başbakanımızı o tarihte seçime girmekten men etti. Seçime biz girdik, ama onun manevi önderliğiyle birlikte."
"Allah'ın verdiği gücü ve kudreti hiçbir şey engelleyemez"
Arınç, bu seçimi kazandıklarını ve tek başına iktidar olduklarını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sayın Abdullah Gül Başbakan oldu. Siirt'te seçimler iptal edildi ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan Siirt'ten adayımız olarak seçimlere girdi. Allah'a hamdolsun Allah kapıları açıyor. Allah'ın verdiği gücü ve kudreti hiçbir şey engelleyemez bir, ikincisi de demokrasi sorunların çözüm yeridir. Halk iradesi oldu, seçim iptal edildi, Siirt seçimleri yeniledi ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan yüzde 85 oy aldı, Siirt'ten milletvekili olarak geldi. Hemen kendisine Başbakanlık'ı takdim etti Sayın Abdullah Gül, dedi ki; 'Bu senin hakkındır, biz de bugünü bekliyorduk, bu davanın lideri sensin, Başbakan olmaya sen layıksın' dedi, kucaklaştılar ve Mart 2003'te Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başbakanımız oldu ve geçtiğimiz 10 Ağustos'a kadar bu görevi başarıyla yaptı."
"Bütün engelleri kaldırdık ama bir hokkabazlıkla baş edemedik"
Arada yine birçok sıkıntılar çektiklerini, cuntaların çalıştığını, darbe isteyenlerin seslerinin yükseldiğini ancak kendilerinin yola devam ettiklerini anlatan Arınç, Abdullah Gül'ün, 2007'nin mayıs ayında Cumhurbaşkanı adayı gösterildiğini, ancak birçok engeller çıkarıldığını hatırlattı.
Arınç, "Başı örtülüyse eşi Cumhurbaşkanı olamaz, milli görüşten gelmişse Cumhurbaşkanı olamaz, başkasını seçin ama bunu seçmeyin" gibi engeller ortaya konulduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Biz onu aday gösterdik, seçimlere girdik, ben de meclis başkanıyım, siyasi bütün engelleri kaldırdık ama bir hokkabazlıkla baş edemedik. 367 diyen bir hokkabaz bozuntusu, Anayasa Mahkemesine işi götürdü ve 'Anayasa Mahkemesi, içeride 367 kişi yoksa seçim yapamazsınız' dedi. Utandık, mahkum olduk, hukuk adına böyle bir rezilliğin yaşanmaması gerekirdi ama biz cesaretli olmaya karar vermiştik, söz vermiştik. İki şey yaptık; seçimi kasımda yapacaktık temmuz ayına çektik, artık bu meclisten 367 kararı oldukça Cumhurbaşkanı seçilemez, bundan sonra Cumhurbaşkanını halk seçsin' dedik referanduma gittik. Bu cesareti bizden önceki partiler gösteremedi."
"Otur oturduğun yerde demokrasilerde böyle saçmalık olmaz"
Genelkurmay'ın 27 Nisan'da bir bildiri açıkladığını, geçmişte hiçbir siyasi parti ve hükümetin böyle bir bildiriye karşılık veremediğini ifade eden Arınç, şunları dile getirdi:
"Biz 27 Nisan gece bildirisinin cevabını 28 Nisan sabahı verdik, 'otur oturduğun yerde demokrasilerde böyle saçmalık olmaz. Sen benim memurumsun, kimi Cumhurbaşkanı seçeceğime meclis karar verir, ben de bunun cevabını verdim. Verdiğimiz bu karar seçimlerde bize yüzde 47 getirdi. Tekrar Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı, Sayın Gül Cumhurbaşkanı oldu ve 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptı. Sen misin 2007 seçimini kazanan, sen misin yeni anayasadan bahseden, bu sefer parti kapatmaya alışmış Anayasa Mahkemesi, seçimlerin arkasından AK Parti'yi kapatma davası açtı. 346 milletvekili olan, tek başına iktidarda olan bir partiyi kapatmak için Anayasa Mahkemesine dava açtılar. Değerli kardeşlerim bu dava sonucunda da hamdolsun kapatılmadık, birilerinin ağzı, kalbi kapandı, ruhu karardı, biz tek başımıza iktidarımıza devam ettik."
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, parti içinden birilerinin aldatılması yoluna da gidildiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Sen aslansın, kaplansın' dediler, bizim milletvekili ve bakan yaptığımız birisi partiden dışarı çıktı, 20 tane de milletvekili buldu, grup kurdu karşımızda bize efelenmeye başladı. Ama 2011 seçimlerine bile katılamadı, partisi kapandı, kendisi de ortalıklarda yok. Başka birisine 'Sen aslında Cumhurbaşkanı olacak birisin gel bakalım sen bizim önümüze düş' dediler, zavallı inandı, bir de parti kurdu, birkaç yeri döndü dolaştı, o da partisini kapatmak zorunda kaldı. Yıllardır göremiyordum, geçenlerde akşam bir televizyonda gördüm, maşallah biraz değişmiş ama hala ağzı bir şeyler söylemeye gayret ediyor."
- Bursa
Son Dakika › Güncel › AK Parti Bursa 5. Olağan İl Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?