Yrd.Doç. Dr. Münevver Aktaş, "Su bizim hem bugünümüz hem geleceğimiz. Su, savaş çıkaran bir neden olarak değil dostluk ve barışa aracı olmalı" dedi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün Sky Tower Oteli'nde yaptığı hizmet içi eğitim programı sona erdi. Programa katılan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Münevver Aktaş, Çalıştay'ın seyri ve sonuçlarıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Su konusunda yeni bir sürece girildiğini belirten Aktaş, şunları söyledi: "Doktora tezimin Dicle ve Fırat, özellikle sınır aşan sular olması nedeniyle bu toplantı benim açımdan çok büyük bir önem taşıyor. Konu, su kaynaklarıyla ilgili olduğundan, bizi de halkımızı da çok yakından ilgilendiren bir konu. Bölgemizde çok yeni bir sürece girildi. Bu sürecin su konusuna etkisini de hep beraber göreceğiz. Özellikle Türkiye'nin taraf olmadığı ve karşı oy vererek de itirazlarını belirttiği bir sözleşme var ki, bu sözleşme '1997 Birleşmiş Milletler Uluslararası su yollarının ulaşım dışı kullanımı hakkında sözleşme' 17 Aralık'ta yürürlüğe giriyor. Yakın tarihte Türkiye'nin tarafı olmadığı bu sözleşmeye rağmen çeşitli baskılar altına alınabileceği endişesini taşıyorum. Bir devlet egemenlik hakkı gereği bir sözleşmeye taraf olup olmamakla tamamıyla özgürdür. Bunun tartışmaya açılır bir yanı yok. Bu sözleşmeye Türkiye'nin itirazları bir çerçeve sözleşme olmanın sınırlarını aşan çok ayrıntılı bir sözleşme olması, aşağı kıyıdaş yukarı kıyıdaş dengesini gözetmemesi, iki grup ülke arasındaki menfaat ve hakları dengesini gözetmemesi, bir takım bildirim süreçleriyle yapılacak su yatırımlarını geciktirmesi ve zorunlu bir çözüm mekanizması öngörmesi gibi nedenlerle, Türkiye bu sözleşmeye taraf olmamayı seçti. Fakat bu sözleşmeye taraf olmaması, Türkiye'nin uluslararası hukuku tanımadığı anlamına gelmez. Türkiye bugüne kadar iyi komşuluk ilişkilerine işbirliği ilkesine önem vermiştir ve aşağı kıyıdaşlarının da haklarını koruyucu çalışmalar içerisinde olmuştur."
Türkiye'nin Dicle ve Fırat sularının kullanımıyla ilgili olarak, Irak ve Suriye'ye sunduğu üç aşamalı plan veya kurulan komiteler ve sarf edilen çabalar da Türkiye'nin tutumunu ortaya koymakta olduğunu belirten Münevver Aktaş, şöyle konuştu: "Türkiye 'Bu sular benim istediğim gibi kullanırım' şeklinde bir politikayı hiçbir zaman izlemediği gibi, suyu da bir silah gibi hiçbir zaman kullanmamıştır. Yani bir politik amaca ulaşmak için bir halkın suyunu kesmek yolunu hiçbir zaman seçmemiştir. Türkiye, sularının miktar olarak paylaşımından ziyade, faydalarının paylaşımı ve kıyıdaş olan ülkelerin bu sulardan olabildiğince faydalanması, israftan olabildiğince kaçınılması ve verimli kullanılması konularında hep işbirliğini öne çıkartmıştır."
Suyun barış getirmesi gerektiğini belirten Aktaş, sözlerine şöyle devam etti: "Burada vurgulamak istediğim bir şey var, Türkiye'nin sınır aşan suları, sadece kıyıdaş ülkelerle oturup konuşacağımız konulardır. Bu kıyıdaş ülkeler dışında kalan ülkelerin bu sular üzerinde herhangi bir hakkı, herhangi bir iddiası olamaz. Bu müdahalelere göz yummamamız gerekir. Türkiye'nin AB'ye üye olma süreçlerinde de dikkatli olmalı, altına imza attığı şeylerin ulusal refah ve çıkarlarımızı dikkate alan bir politikayı oluşturmalıdır.Uluslararası hukuka aykırı olmayacak şekilde ulusal bir su politikası oluşturmalıyız. Bu konuda çok temkinli olmalıyız. Su bizim hem bugünümüz hem de geleceğimizdir. Bizim için de bu bölgede yaşayan ülkeler için de bu durum böyle. Su, işbirliği aracı olmalıdır. Su konusunu ülke olarak, savaş çıkaracak bir neden olarak görmüyoruz. Bir dostluk ve bir barış aracı olacaktır. Bu toplantılarda da bunun gerçekleşme yolları ve yöntemleri dile getirildi. Sizlere ilginizden ötürü teşekkür ediyorum." - DÜZCE
Son Dakika › Güncel › Aktaş: 'Su, Savaş Değil Barış Getirmeli' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?