Yeşiller milletvekili Irene Mihalic, 2000- 2007 yıllarında Türkleri hedef alan NSU'nun cinayetlerini aydınlatabilecek, muhbir Corelli ile ilgili bilgilerin, BfV kasasında bulunmasına rağmen incelenmemesine sert tepki gösterdi. Şüpheli bir şekilde 2014'te ölen Corelli'ye ait cep telefonu ile SIM kartların, BfV tarafından soruşturma makamlarının bilgisine sunulmamasını ve incelenmemesini eleştiren Mihalic, iç istihbarat servisinde ciddi bir kaos yaşanmakta olduğunu, Hans-Georg Maassen'ın bu denli önemli bir kuruma başkanlık etmesinin artık mümkün olmadığını söyledi.
Federal Meclis NSU Araştırma Komisyonu üyesi Mihalic, "Burada yanıt verilmesi gereken soru şu: Olaylar ve delillerle ilgili bilinçli bir örtbas etme çabası mı var yoksa teşkilat üzerindeki kontrol yitirildi ve özensizlik, umursamazlık mı bu olaylara kaynaklık ediyor? Biz Maassen'ın görevine son verilmesi çağrısında ısrar ediyoruz" dedi.
RAPOR HAFTAYA VERİLECEK
İçişleri Bakanlığının kendilerine Corelli'ye ait olduğu iddia edilen SIM kart ve cep telefonlarıyla ilgili bir rapor hazırlanacağı bilgisini verdiğini, gelecek hafta bu raporun kendilerine verileceğini açıklayan Mihalic, "Corelli'ye ait toplam kaç cep telefon olduğunu, üstünde neler olduğunu, kaç SIM kart olduğunu hala bilmiyoruz. Anayasa Koruma Teşkilatı'ndaki kasada bir sürü malzeme olduğunu anlıyoruz. Bize kapsamlı bir rapor hazırlanmakta olduğu bilgisi verildi. Merakla bu raporda yer alacak bilgileri bekliyoruz" diye konuştu.
ALTI HAFTADIR YANIT ALAMIYORUZ
Sol Partili komisyon üyesi Petra Pau, kendilerini ve meclis komisyonlarını terörle mücadeleyi engellemekle suçlayan Maassen'a sert tepki göstererek şunları kaydetti:
"Eğer aşırı sağcı teröre ilişkin gerçeklerin ortaya çıkartılmasını engelleyen birisi varsa o da Sayın Maassen ve Anayasa Koruma Teşkilatı'dır. Corelli'ye ait telefonların incelenmemiş olunması bunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Altı haftadır, Corelli'nin Anayasa Koruma Teşkilatı ile çalıştığı süre boyunca kaç cep telefonu olduğu, hangi SIM kartları kullandığını soruyoruz. Bu sorular hala yanıtlanmadı."
SPD: BU GÖREVE UYGUN MU?
iktidar ortaklarından SPD de Maassen'e yönelik tepkisinin tonunu sertleştirdi. SPD'nin NSU Komisyonundaki milletvekili Uli Grötsch, Maassen'ın bu göreve uygun kişinin olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
BAŞKAN: RAPORU BEKLEMELİYİZ
NSU Komisyonu Başkanı Hıristiyan Demokrat Partili milletvekili Clemens Binninger, Correlli'ye ait olduğu iddia edilen eşyalarla ilgili İçişleri Bakanlığının raporunun beklenmesi gerektiğine işaret etti. Binniger, "Kasada ne vardı, NSU ile bağlantılı ne var hala bilmiyoruz. Eğer kasada gerçekten NSU ile ilgili bağlantıyı ortaya koyacak bir şey varsa çok farklı bir boyut kazanabilir süreç. Ama bunlar spekülasyon şu aşamada. Tarafımıza raporun ve bilgilerin iletilmesini beklemeliyiz" diye konuştu. Ayrıca muhbir Corelli'nin öldürülmüş olma ihtimali ile ilgili soruya da yanıt veren Komisyon Başkanı, "Savcılık yeniden inceleme başlattı. Savcılığın bu işi yapmasına izin verilmeli. Bunlar şu aşamada spekülasyondan ibaret" dedi.
TGD: TÜRK TOPLUMU TAHAMMÜL EDEMİYOR
Maassen'in görevden alınmasını isteyenlerin arasında Almanya Türk Toplumu (TGD) da bulunuyor. TGD Başkanı Gökay Sofuoğlu, devlet kurumlarının görevlerini gerektiği gibi ifa etmemesi halinde NSU kurbanlarının dostları ve ailelerinin hukuk devletine güvenlerini yeniden inşa edemeyeceğini vurgulayarak, "Irkçı terörün kurbanlarının mezarları üzerinde pervasızca tepinilmesi Türk toplumu için tahammül edilemez bir noktaya ulaştı" ifadesini kullandı. AA
BAŞKANI BU SKANDALLAR BİTİRDİ
Almanya'da, 2000- 2007 yıllarında 8'i Türk, 10 kişiyi öldüren NSU terör örgütünün eylemlerini ve bağlantılarını aydınlatma girişimleri yeni bilgiler gün ışığına çıkartıyor. Teşkilatın yaklaşık 20 yıl boyunca aşırı sağcı çevrelerde kullandığı "Corelli" takma adlı muhbiri Thomas Richter, 2012 yılında deşifre olmuş, 2014 yılında, teşkilatın kendisine tesis ettiği evde ve yine teşkilatın koruması altındayken ölü bulunmuştu. Ölüm sebebi "herhangi bir dış etkene bağlı olmaksızın, öncesinde teşhis edilmemiş diyabete bağlı koma" olarak açıklanmıştı. Ancak iki yıl önce bu teşhisi yapan Heinrich-Heine Üniversitesi Profesörü Werner Scherbaum'un kısa bir süre önce Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Meclisi'ndeki NSU Araştırma Komisyonu'nda, teorik olarak fare zehiri "Vacor'un" da diyabet komasına yol açmış olabileceğini söylemesi büyük yankı uyandırdı. Padeborn savcılığı Scherbaum'dan yeniden bir rapor istedi ve Corelli'nin dondurulmuş doku örnekleri üzerinden yeni bir inceleme yapılacağını duyurdu. Dikkatlerin bir kez daha iç istihbarat teşkilatına çevrilmesine yol açan bir diğer skandal, muhbir Corelli'nin kardeşi Lothar Richter'in Welt am Sonntag gazetesine verdiği röportajla ortaya çıktı. Kardeş Richter, Anayasa Koruma Teşkilatının, abisinin öldüğünü kendilerinden gizlediğini bildirdi. Richter, abisinin teşkilat tarafından sahte bir isimle defnedilmeye çalışıldığını, son anda devreye girerek gerçek kimliği ile defnedilmesini sağladığını açıkladı. Richter, "Onlar sessiz sedasız bir şekilde, gizlice onu defnetmek istiyordu" dedi.
KASAYA BİR KERE BİLE BAKMAMIŞLAR
Son olarak Anayasa Koruma Teşkilatındaki bir kasada, NSU ile bağlantısı merak edilen ve böylelikle iç istihbarat servisinin NSU hakkında neler bildiğine ışık tutması umut edilen muhbir Corelli'ye ait cep telefonu ve SIM kartlarının bulunduğunun ortaya çıkması büyük yankı uyandırdı. İstihbarat servisinin, bunca yıldır kasanın içinde yer alanları incelememiş olması, Maassen'a yönelik tepkilerin sertleşmesine yol açtı. Hem siyasiler hem de sivil toplum kuruluşları Maassen'ın istifasını istedi.
Son Dakika › Güncel › Artık Yeter! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?