Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) askeri yargıdaki yapılanmasını oluşturdukları ve Yurtta Sulh Konseyi'nce sözde sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirildikleri belirtilen 33 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmaya, sanıklar, yakınları ve avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan eski askeri savcı Adem Irmak, hayatının, kendisi için sarfedilen "terörist" kelimesiyle mahvedildiğini savundu.
Irmak, herhangi bir terör örgütüne mensup olmadığını iddia ederek, hayali olan mesleğini yaparken gözaltına alınıp tutuklandığını söyledi.
Sözde "Yurtta Sulh Konseyi"nce hazırlanan görevlendirme listesinde adının bulunmasından sorumlu tutulmasının da doğru olmadığını öne süren Irmak, darbe girişimiyle ilgisi olmadığı gibi kimseye de bu konuda yardım etmediğini iddia etti.
Irmak, FETÖ mensubu olmadığını, eşiyle ilgili "kriptolu haberleşme programı ByLock kullandığı" iddialarının da iftiradan ibaret olduğunu öne sürdü.
Adli ve idari yargı sınavlarında kopya çektiği iddialarının da doğru olmadığını belirten Irmak, tahliyesini ve beraatini istedi.
Irmak'ın ardından diğer sanıklar, tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS bağlantısı kurularak savunma verdi.
Darbe girişimini televizyondan öğrenmiş
Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan sanık Şafak Kadir Baran, darbe girişimiyle bir alakası bulunmadığını, sözde atama listesinde yapılan görevlendirmeden haberi olmadığını ve listeyi de halen görmediğini söyledi.
"Darbeyi evimde televizyondan öğrendim." diyen Baran, darbeye ilişkin hiçbir eylemde bulunmadığını iddia etti.
Baran, sınav sorularını da daha önce görmediğini ve kopya çekmediğini öne sürerek, üzerine atılı suçları reddetti. Şafak Kadir Baran, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Sanık Hamza Badıllı da 21 Temmuz 2016'da görevden el çektirilerek tutuklandığını anlattı.
"Suçsuzum" diyen ve üzerine atılı suçları kabul etmeyen Badıllı, tahliyesini ve beraatini istedi.
Mahkeme başkanının, hakkında cemaat evlerinde kaldığına yönelik bir tanık beyanı olduğunu hatırlatarak doğruluğunu sorduğu Badıllı, tanık beyanının doğru olmadığını, bunu kabul etmediğini söyledi.
Badıllı, mahkeme başkanının üniversitede okurken Gülen cemaatine mensup kişilerle bir yakınlığının olup olmadığını sorması üzerine de "Okul döneminden de tanışıklığım yok." dedi.
Sanık Şuayip Karayel de savunmasında, hakkındaki suçlamaları "asla" kabul etmediğini söyledi.
Darbe girişimini evinde televizyon izlerken öğrendiğini ifade eden Karayel, bu kalkışmaya hiçbir şekilde destek vermediğini belirtti.
Karayel, sözde Yurtta Sulh Konseyi'nce yayımlanan "sıkıyönetim mahkemeleri görevlendirme" listesinde isminin bulunduğunu ancak bundan da haberinin olmadığını iddia etti.
FETÖ ile hiçbir bağı ve bu örgütün yararına yönelik hiçbir faaliyeti bulunmadığını ileri süren Karayel, örgütün okuluna gitmediğini, yurdunda ve evinde kalmadığını ve onlara maddi destekte bulunmadığını söyledi.
Karayel, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u da kullanmadığını iddia ederek, darbe girişimine katılmadığı halde hukuka aykırı şekilde bir iddianame düzenlendiğini öne sürdü.
"Mesleğimden haksız yere ihraç edildim, haksız yere hapis yatıyorum. İsmimi bu listeye koyanlardan da şikayetçiyim." diyen Karayel, FETÖ'cü olmadığını söyledi.
Karayel, adli ve idari yargı sınavlarında kopya çekildiği yönündeki iddiayı da kabul etmediğini belirtti.
"Hiçbir suçum yoktur." ifadesini kullanan Karayel, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Adana'da tutuklu bulunan sanık Mustafa Haşim Boynueğri de hakkındaki suçlamaları kabul etmedi, tahliye ve beraatını istedi.
Duruşma, yarına ertelendi.
Son Dakika › Güncel › Askeri Yargıdaki Fetö Yapılanması Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?