BDP'nin Diyarbakır Yürüyüşünde Öcalan Posteri Krizi

Bdp'nin, Suriye'nin Kürt bölgesinde kurulan özerk yönetime destek amacıyla Diyarbakır'da düzenlediği yürüyüşte, Abdullah Öcalan'ın İmralı adasında çekilen son fotoğrafının bulunduğu pankart krize yol açtı. Polis fotoğrafın olduğu pankartın indirilmesi için yürüyüş yapan grubun önünü kesti. Pankartın indirilmesi sonrasında yürüyüş devam ederken, Aynı pankart daha sonra tekrar açıldı. BDP Diyarbakır İl Başkanlığı tarafından 'Rojava halkı yalnız değildir' adı altında yürüyüş düzenlendi. Yürüyüş için 5 Nisan Mahallesi Özgür Yurttaş Derneği önünde toplanan kalabalık, BDP Bağlar İlçe Başkanlığı'na yürümek istedi. BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili adayı Fırat Anlı'nın da katıldığı yürüyüş öncesi polis müdürleriyle müzakere yapıldı. Polis yetkilileri, yasadışı bir pankart ve slogan olmaması kaydıyla yürüyüşe izin verileceğini söyledi. Ancak yürüyüşe geçen kalabalıktan bazı kişiler, Abdullah Öcalan'ın İmralı adasında çekilen son fotoğrafının yer aldığı bir pankart açtı. Öcalan'ın fotoğrafının açılması üzerine polis grubun önünü keserek yürüyüşü sonlandırmalarını istedi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı yürüyüş sırasında sık sık Öcalan lehine sloganlar atıldı.

POLİS MÜDÜRÜYLE İLGİNÇ DİYALOGLAR

Grubun içindeki bazı kişilerin yasadışı pankart taşıdığını söyleyen polis müdürü ile BDP yetkilileri arasında ilginç diyaloglar yaşandı. BDP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, müzakere için gelen polis müdürüne, "Posterin nesi yasadışı? Devlet o posterin sahibi ile görüşme yapıyor. Şu anda kanunla İmralı'da görüşme yapıyor. Bu bir haktır. Bu halk kendi posterini taşıyacak. Ben bu halkın elinden posteri alamam" dedi. Bunun üzerine polis müdürü, "Şu anda kanunlara göre o posterle yürüyüş yapmanız yasak. Basın açıklamanızı burada yapın dağılın. Yürüyüşe müsaade etmeyeceğiz" diye cevap verdi. Daha sonra BDP Büyükşehir Belediye Başkanvekili adayı Fırat Anlı ve polis müdürü arasında devam eden diyalog şöyle gelişti:

Polis Müdürü: Ben siyasetçi değilim, bürokratım. Konu şu anda Rojava da değil, hukuk da değil. Yasadışı pankart ve posterlerle yolu kapatıp, yürümenize izin vermeyeceğiz. Fırat Anlı: İşlem yapabilirsiniz. Görevinizi yapın o zaman. Bu demokratik hakkın kullanımını engellemektir. Bir şiddet yok. Herhangi bir silah yok. Kamuyu rahatsız edecek birşey yok. Daha hiç bir şey olmadan engellemeniz, görevi kötüye kullanma değil mi?

Polis Müdürü: İşlem yapacağız, zaten savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Bu haliyle suça müsaade etmiş olmak istemiyoruz. O nedenle basın açıklamanızı yapın, dağılın. Engelleme olduğunu düşünüyorsanız Savcılığa başvurabilirsiniz. Savcılık orada. Zaten biz Savcılığa suç duyurusunda bulanacağız.

Fırat Anlı: Siz de hakkımızda suç duyurusunda bulunabilirsiniz. Zaten yarın yargılandığımızda bütün bunlar dosyamıza girecek. Bundan bir sıkıntımız yok. Demokratik hakkımızı kullanıyoruz. Ama müdahale edecekseniz, yapacak bir şeyimiz yok. Polis Müdürü: Hayır biz müdahale etmiyoruz, konuşuyoruz.

Fırat Anlı: Ama konuşmanın sonunda zor kullanma yetkinizi kullanacaksınız. O zaman yolumuzu açın. Yolu şu anda siz kapattınız. Açık olsa biz yürüyeceğiz.

Polis Müdürü: Hayır zor kullanmıyoruz. Yolu açmıyoruz. Çünkü şartları uygulamıyorsunuz. Yolu kapattınız. Arkanıza bakın kimin yolu kapattığını görürsünüz. Fırat Anlı: Yolun yarısını biz kapattıysak, yarısını siz kapatıyoruz. Şu anda polis araçları olmazsa çok rahat yürüyecektik. Bu demokratik hakkı kullanmayı engellemektir. Polis Müdürü: Yolu kapatarak yürümenizi engel olmak için buradayız. Ama şiddet kullanmıyoruz. Siz nasıl yorumlarsanız yorumlayın. Biz her türlü insanın yasa içinde kullandığı hakkına saygılıyız. Daha önce yardım ettik, bundan sonra da ederiz. Ama yasadışı suç unsurları ile yürümenize müsaade etmeyeceğiz. Zaten şiddet uygulayacak bir genç grubu yok. Biz şiddet uygulamıyoruz. Konuşuyoruz. Fırat Anlı: Hakkımızı nasıl kullanacağımızı siz belirliyorsunuz. Yasada hiç bir yürüyüş izne tabi değil. Biz sizi dinleseydik Türkiye şu anda 50 yıl daha geride olurdu.Yasalar çok geri. Biz bunu biraz ilerlettik. Bunun bedelini ödeyerek buraya geldik. Son derece hukuki ve sakin konuşuyoruz. Polis Müdürü: Biz yasaların ileri ve geri olduğunu yargılayacak konumda değiliz. Bakın; bana siyaset yapmayın. Hukuk konuşalım. Diyarbakır'dan vekillerimiz var, giderler nasıl uygun görürlerse yasaları çıkarlar. Biz hali hazırdaki kanunları konuşuyoruz. Uyarsınız veya uymazsınız. Biz sadece uyun diye söylemekle mükellefiz. Fırat Anlı: Sizin için de yürüyoruz. Merak etmeyin, Türkiye'nin demokratikleşmesi hepimiz içindir.

Polis Müdürü: Sağolun teşekkür ederiz. Ne kadar düşüncelisiniz? Eğer bu yasadışı posterleri kaldırırsanız yürümenize müsaade ederiz. Zübeyde Zümrüt: Biz yürüyeceğiz. Seçim arifesinde farklı birşey çıkmasın. Rica ediyoruz ikide bir 'yasadışı' demeyin. Yani yasadışı ne var öğrenmek istiyoruz?

Polis Müdürü: Siz bunların yasadışı olduğunuzu kabul etmiyorsanız, ben de sizi yürütmüyorum. Onları kaldırtırsanız sizi yürüteceğim.

PANKARTI İNDİRİP, SONRA DUVARA ASTILAR

Yapılan müzakerelerin ardından Öcalan'ın posteri kapatılırken, grup yeniden yürüyüşe geçti. Sokak aralarında yürüyen gruptan bazı kişilerin Öcalan'ın posterini yeniden açtığı görüldü. Grubun BDP Bağlar İlçe Başkanlığı'na gelmesinden sonra Öcalan'ın fotoğrafı sokakta bulunan bir evin duvarına asıldı. Burada toplanan kalabalığa konuşma yapan BDP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanvekili adayı Fırat Anlı şunları söyledi: "Biz Rojava'daki yiğit halkımızın yanındayız. Onların başarılı olması, özgürleşmesi için Diyarbakır olarak elimizden ne geliyorsa ortaya koyacağız. Rojava halkının özgürleşmesi Ortadoğu'nun özgürleşmesi, kadının özgürleşmesi, diktatörlüklerin sona ermesi ve halkların iradesinin ortaya çıktığı yeni bir dünyanın şekillenmesidir. Buradan bir kez daha Türkiye'yi yöneten iradeye sesleniyoruz. Kürtleri reddeden, görmezden gelen ve örgütlenmesini engelleyen bu tutumunuzdan vazgeçin. Bu Türkiye'ye kazandırmıyor. Sayın Öcalan'ın da altını çizdiği gibi Türkiye bu politikasını değiştirirse, Ortadoğu'nun en etkili ve güçlü ülkesi olma potansiyeline sahiptir. Gelin daha fazla yanlışta ısrarcı olmayın. Onların başarısının en büyük paydaşı ve ortağı olalım."