Nebil Özgentürk'le "Sanatımızın Hatıra Defteri" belgeseli Cuma akşamı CNN TÜRK'te yayınlanan 14. bölümünde sinema ve dizi oyuncusu Yalçın Avşar'ın hayatını değiştiren hikâyesine yer verdi.
Güneş ve Barbro Karabuda'nın 1982 yılında Zülfü Livaneli'nin " Arafat'ta Bir Çocuk" kitabından uyarlayıp çektikleri "Kara Kafalılar" adlı televizyon filmi o dönemde başta İsveç olmak üzere tüm dünya televizyonlarında gösterilerek büyük yankı uyandırdı. Filmin oyuncularından Yalçın Avşar da filmin başarısının ardından İsveç televizyonlarından birine verdiği röportajda büyüme hormonlarının çalışmaması yüzünden geçirdiği rahatsızlıktan da bahseder. Şans eseri bu röportajı izleyen, hatta filmden de çok etkilenen İsveç'in ünlü gangsterlerinden Tore Katre, Yalçın Avşar'a ulaşıp tedavisinin masraflarını karşılar ve iyileşmesine yardımcı olur.
Bu ilginç öyküsüyle Nebil Özgentürk'ün hazırlayıp sunduğu "Sanatımızın Hatıra Defteri" projesinde yer alan Yalçın Avşar, yaşadıkları ile ilgili şunları söyledi;
"Şimdi düşünüyorum da, 30 yıl olmuş. Gansgter Tore Karte'nin benim boyum için yaptıklarına minnettarım. 30 yıl önce benim boyuma 20 cm katkı verecek ilaçları bana bağışladı ve şu anda onun sayesinde güçlüyüm, ayaktayım ve fark edilirim. O'na çok teşekkür ediyorum."
Yalçın Avşar'ın "Sanatımızın Hatıra Defteri"nde yer alan hikâyesi ise şöyle;
Arafat'ta Bir Çocuk, Zülfü Livaneli'nin uzun yıllar sürgün yaşadığı İsveç'te göçmen işçilere, tabii ki özellikle de Anadolu insanına baskıları ve ötekileştirmeyi anlatır. Kurgusal olarak da, biri İsveçli diğeri Anadolulu iki çocuk üzerinden. Ve öyle gelip geçer ki satırlar, İsveçli çocuk iyilik yaparken, Anadolu çocuğu da iyilik yapar, İsveçli çocuk kendinden olmayana "kara kafalı" derken Anadolu çocuğu da benzer bir etnik tepki gösterir. Sonuçta anlatılan, sınır ve sürgünün çocuk yüreklerdeki tahribatı, felaketidir. Yine 40 yıldır İsveç'te yaşayan Güneş ve Barbro Karabuda, 1982 yılında "Arafat'ta Bir Çocuk"u film yapmaya karar verir. Oyuncu olarak da o sıralar gösterimde olan Yusuf İle Kenan filminin oyuncularından Yalçın Avşar'ı seçer. Yönetmenliğini Ömer Kavur'un yaptığı ve İstanbul'un arka sokaklarındaki yalnızlık ve çaresizlik içindeki çocukların anlatıldığı filmde Avşar da bitirim bir sokak çocuğunu, altı yedi yaşlarındaki "Böcek" karakterini oynamaktadır. Aslında Yalçın, 15 yaşındadır o sıralar. Peki, nasıl dokuz yaş küçük göstermektedir? İşte "hatıra" da bunun ardındadır zaten.
Yanıtını "az sonra" verelim ve biz devam edelim. Karabuda'lar, Yusuf ile Kenan'dan beğendikleri Yalçın Avşar'ı Arafat'ta Bir Çocuk kitabından uyarladıkları "Kara kafalılar" filminde başrol oynatırlar. Filmin çekimleri tamamlanır, dünya televizyonlarında çokça gösterilir ve çokça da ödül alır. Ödüller, galalar derken, Yalçın da bu vesileyle röportajlar verir. İsveç TV'sine verdiği röportaj sırasında anlattığı "kişisel bir hayat ayrıntısı", Stockholm'ü yıllarca haraca kesmiş, emekli olmuş ama anılarından servet kazanmış Tore Karte isimli bir gangsterin dikkatini çeker. Karte, zaten filmi de izlemiş ve hayran olmuştur Yalçın'ın oyunculuğuna. Hemen sorup soruşturur ve İstanbul'a kadar uzanır telefonlar, mektuplar. Ailesiyle birlikte Yalçın'ı davet eder İsveç'e Karte. Avşar Ailesi tamam, der ve ağabey Şevket'le birlikte Yalçın, Stockholm'e varır. Tore Karte'yle tanışmalar derken, doğru Hastane'ye… Evet Hastane'ye... 15 yaşındaki Yalçın'ın 6-7 yaşında göstermesine neden olan hastalığın çözümü oradadır çünkü.
Çünkü, Yalçın ve ağabeyi Şevket'in büyüme hormonları çalışmamaktadır. Ve bu yüzdendir ki bebek yaşlardan itibaren hem boy hem fizik olarak yaşıtlarından çok daha kısa ve küçük kalmış ve öyle gelip geçmiştir kardeşler. Ve öyle ki ancak bir kadavradan alınan enzimlerle yapılan ilaç ve tedaviyle mümkündür normale dönmeleri. Tek bir ilacın ya da tek bir hastane gecesinin "servet" ettiği o yıllar boyunca tedaviye bir türlü başlanamamış, kısmet Karte'nin bir ekran anında rastladığı röportajın ardından çıkıvermiştir. O röportaj sonrası Karte, Yalçın'a yürek verecek, ardından da el verecekti yani. Banka soygunlarını anlattığı kitabından elde ettiği milyonlarla bir yardım vakfı kuran Karte, bir kez daha Robin Hood'luğa soyunacaktı böylece. Günler, aylar, Stockholm-İstanbul seyahatleri ve İsveç ve Türkiye'de kol kanat germeler, mucizevî başlangıçlar, mutluluklar derken… İşlem tamamlanmıştı.
Yıllar yıllar geçti... İlaçlar da, tedaviler de çoktan işe yaramıştı. Hayat moral bulan Yalçın ve ağabeyi Şevket, sanata, aşka, kalabalıklara harman olacaktı. Artık kocaman adamdılar, çoluk çocuğa da karışacaklar, Şehir Tiyatroları'nın gözde aktörü olacaklar, onlarca oyun sayesinde ödül de koparacaklardı. Yalçın, Kaygısızlar başta pek çok dizide ve Şeytanın Pabucu gibi sinema filmlerinde oynayacaktı. Sokaktaki müstehzi bakışlara dair kaygılanmayacaktı, büyüme hormonunun pabucunu da dama atacaktı böylece! Şaka bir yana, Karte'nin banka soygunlarından elde ettiği servet(!) faiziyle geri alınmıştı sanki… Kısacası, Arafat'taki o çocuk, şimdi iyi ve boylu poslu bir aktördü!
Son Dakika › Güncel › Bir İsveçli Gangster'in Yardımıyla Boyu Uzayan Dizi Oyuncusu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?