Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de 2,5 milyon sığınmacının misafir edildiğini belirterek, "Bizim harcadığımız para, 9,5 milyar dolar. Bize dünyadan gelen destek, 420 milyon dolar. Türkiye'nin tavrı ortada, dünyanın bakışı ortada" dedi.
Erdoğan, Birlik Vakfı Genel Merkezi'nde düzenlenen 30. Kuruluş Yılı Töreni'nde, Suriye ve Irak konusunda atılması gereken tüm adımların atıldığını, ulusal, uluslararası her türlü görüşmenin yapıldığını ve yapılmaya devam edeceğini söyledi.
Rusya'nın, Doğu Akdeniz'de tutunmak için Suriye'yi bir basamak olarak gördüğünü belirten Erdoğan, "Bölgede başka türlü bir politika takip edilebilirdi. Ben bunları kendisiyle çok konuştum. Peki, Rusya'nın Suriye'de ne işi var, Irak'ta ne işi var? Verilen cevap ne biliyor musunuz? 'Uluslararası hukukun gereği, eğer oradaki yönetim sizi oraya davet ederse oraya gidebilirsiniz.' Mecbur değilsiniz. 400 bin insanı katleden bir yönetimin davetine icabet etmeye mecbur değilsin. Eğer, siz ona uyarsanız, orada bulunursanız o zulmü desteklemiş olursunuz. Şu anda yapılan da bu değil mi? Daha önce Tarsus'ta bir limanları vardı, şimdi Lazkiye'nin kuzeyinde de bir hava üssünü kurmak suretiyle orada tam bir yerleşim planı uygulaması var" diye konuştu.
Irak'ta da benzer olayların yaşandığını ifade eden Erdoğan şunları aktardı:
" İran, mezhepçilik gayesiyle Esed rejiminin arkasında durmasaydı, belki de bugün Suriye diye bir meseleyi konuşuyor olmayacaktık. Türkiye olarak biz, tüm bu süreçte daima Suriye halkının yanında yer aldık. Suriyeli kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, can güvenliğini sağlama arayışı içinde olduk. Bu ilkeli tavrımız yüzünden çok ciddi bedeller ödedik, ödemeye de devam ediyoruz. Bizim harcadığımız para, 9,5 milyar dolar. Bize dünyadan gelen destek, 420 milyon dolar. Türkiye'nin tavrı ortada, dünyanın bakışı ortada. 2,5 milyon Suriyeli ve Iraklı misafire ev sahipliği yapmanın getirdiği bu ağır yükü en küçük bir serzenişte bulunmadan taşıyoruz, taşıyacağız. Devletin ilgili kurumlarıyla birlikte, hayırseverlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, gönüllü kuruluşlarımız bu konuda üzerlerine düşenleri zaten yapıyor, inşallah daha da fazlasıyla yapmaya devam edecektir."
"Tarih, bizim bu onurlu duruşumuzu da kaydediyor?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye gelen sığınmacılara sadece kalacak yer, yiyecek, içecek temin etmenin yardım olmayacağını, bu insanların eğitimleri, meslek edinmeleri, dini, sosyal ve kültürel taleplerinin karşılanmasının da önemli olduğunu söyledi.
Her gönüllü kuruluşun kendi faaliyet alanı ve birikimi çerçevesinde bu tür çalışmaları planlayarak süratle harekete geçmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan şunları söyledi:
"Kardeşin kardeşe mihneti olmaz. Bu, bizim tarihi ve kültürel sorumluluğumuzdur. Ensar ve muhacir olayı bunun ta kendisidir. Tarih, bizim bu onurlu duruşumuzu da kaydediyor. Sadece kendi çıkarı için değil, çoluk, çocuk demeden 400 bin masum insanı katledenlerin yanında durup, bu zillete ortak olanları da kaydediyor. Burada Müslümanlar olarak üzerimize düşen önemli bir görev var. DAEŞ, El Kaide, Boko Haram, Eş Şebab gibi İslami kavramları istismar ederek, en büyük zararı Müslümanlara veren örgütlerin zemin bulduğu iklimi ortadan kaldırmalıyız. Bu örgütler faaliyet gösterdikleri yerlere, başka güçlerin müdahalesine imkan vermenin dışında, İslam adına, Müslümanlar adına en küçük bir kazanım ortaya koymuş değillerdir. Bu malum projenin önüne biz geçmezsek, coğrafyamıza yönelik bu hoyrat müdahaleler gözümüzün önünde devam edip gidecektir. Müslümanlar bu zilleti daha fazla taşıyamaz, taşımamalıdır. Hep birlikte, İslam coğrafyasında bu bilincin uyanması ve güçlenmesi için de çalışmalı, gayret göstermeliyiz."
"2016'da, huzur ve refah için gayret göstereceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı, G-20 Antalya Zirvesi'nde Müslüman ülkelerin liderleri olarak bir tavır ortaya koyduklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Şu gerçeği hep birlikte tespit ve kabul etmeliyiz. Nasıl coğrafyamızdaki bir tek gencin dahi, Allah'ın varlığı ve birliğini inkar eden bir hayat sürmesi bizi üzerse, bu tür terör örgütlerinin güdümüne girmesi de en az bu kadar bizi endişelendirmelidir diye düşünüyorum. Kardeşlik ve merhamet dini olan İslam'ın adının, tefrikayla ve zulümle anılmasına yol açan her hareket, her davranış, Müslümanlara vurulmuş bir darbedir. Buna müsaade edemeyiz. Ülkemizle birlikte, tüm İslam dünyasında bu anlayışı süratle güçlü bir şekilde tesis etmeliyiz. Umudumuzu kaybetmeden mücadele ederek, Allah'ın, 'İnanıyorsanız, muhakkak üstünsünüz' müjdesine nail olabilmenin yollarını hep birlikte aramalıyız. İnanıyorum ki o günler yakındır. Mehmet Akif'in dediği gibi, 'Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.' 2015 yılını geride bırakıp 2016 yılına ayak basmakta olduğumuz şu günlerde milletimizin, bölgemizin, İslam aleminin ve tüm insanlığın huzuru, güvenliği ve refahı için gayret göstermeyi, dua etmeyi sürdüreceğiz."
Notlar
Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, Birlik Vakfı'nın kuruluşundan bu yana yaptığı faaliyetleri anlatan vakıf tanıtım belgeseli gösterildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması zaman zaman "Davanın Başkanı" ve "Recep Tayyip Erdoğan" sloganlarıyla kesildi.
Konuşmasının ardından Erdoğan'a, TBMM Başkanı ve Birlik Vakfı Kurucular Kurulu Başkanı İsmail Kahraman, Birlik Vakfı Başkanı Mehmet Alacalı ve Genç Birlik Genel Başkanı Ahmet Öznaneci tarafından Birlik Vakfı 30. yıl plaketi takdim edildi.
Programa, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın da aralarında olduğu çok sayıda Birlik Vakfı kurucusu ve üyeleri katıldı.
Programın ardından vakıfta bir süre daha zaman geçiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, binadan ayrılırken vatandaşların sevgi gösterisiyle karşılaştı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Birlik Vakfı 30. Yıl Kutlamaları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?