Burdur - Mahkeme, Alevi Dedesini Haksız Buldu

ZİNA YAPTIĞI İDDİASIYLA 'DÜŞKÜN' İLAN EDİLEN ALEVİ'NİN HUKUK ZAFERİ

Burdur'da kendisini zina yaptığı iddiasıyla 'düşkün' ilan eden Alevi dedesi 80 yaşındaki Halil Yılmaz'a karşı açtığı davayı kazanan 52 yaşındaki icra takipçisi Şeref İpek, "Kadını ortaya çıkarın dedim, çıkartamadılar. Ben işim gereği her eve girip çıkıyorum. En son çare olarak mahkemeye başvurdum" dedi. İpek, Alevi dedesinin de önce kendisini sorgulaması gerektiğini söyledi.

Burdur'un Yeşilova İlçesi'ne bağlı Niyazlar Köyü'nde yaşayan icra takipçisi Şeref İpek, zina yaptığı iddiasıyla 2006 yılında Alevi dede Halil Yılmaz'ın denetiminde yapılan cem toplantısında, Aleviliğin örf hukuku uyarınca 'düşkün' ilan edildi. Şeref İpek, iftiraya uğradığını gerekçe göstererek Alevi dedesi Halil Yılmaz ile kardeşi 74 yaşındaki Hüseyin Yılmaz ve eşi 73 yaşındaki Dudu Yılmaz hakkında şikayetçi oldu. Yeşilova Sulh Ceza Mahkemesi 6 Ekim 2009 tarihinde Halil, Hüseyin ve Dudu Yılmaz'ı 'hakaret' suçundan 87'şer gün hapis cezasına mahkum ederken, cezalar bin 740'ar TL para cezasına çevrildi.

Evli ve 4 çocuk babası Şeref İpek, bir kadınla ilişkisi olduğu gerekçesiyle 'düşkün' ilan edilmesinin haksızlık olduğunu söyledi. Olayın 2006 yılında yaşandığını kaydeden İpek, "Sözde ben başka bir kadınla zina yapmışım. 2006 yılında Mart ayında yapılan toplantıda benim konumu ortaya koydular. Ben de böyle bir olayın olmadığını söyledim. 'Mahkemede bile şikayetçi olmadan, şahit olmadan ceza verilmez. Siz bana nasıl ceza verirsiniz' diye de çıkıştım. 'Kadını ortaya çıkarın' dedim çıkartamadılar" diye konuştu.

DEDE KENDİNİ SORGULAMALI

2006 yılının Kasım ayında bu konunun tekrar gündeme geldiğini ve kendisinin 'düşkün' ilan edildiğini belirten Şeref İpek, şunları söyledi:

"Ben işim gereği her eve girip çıkıyorum. Kararın ardından İzmir'deki dedelerimizin yanına gittim ama hiçbir sonuç alamadım. Ben de en son çare olarak mahkemeye başvurdum. Mahkeme beni haklı buldu. Şimdi de tazminat davası devam ediyor. Yeşilova'da daha önce 'düşkün' cezası verilen bir Alevi yok. Alevi dedelerinin dört dörtlük olması lazım. Dede önce kendini sorgulaması lazım."

HAKLILIĞI ORTAYA ÇIKTI

İpek'in avukatı Recep Bakırcı, verilen karara yapılan itirazın da reddedildiğini söyledi. Bakırcı, "Sanıklar kendi öz hukukuna dayanarak müvekkilimi toplumdan dışlamışlardır. Yargı tüm savunmaları dinleyerek haklılığına karar vermiştir" dedi.

Alevi dede Halil Yılmaz ise haberler nedeniyle köyde evine kapandı. Kimseyle görüşmeyi kabul etmeyen Yılmaz, "Yargı bizi suçlu buldu, boynumuz kıldan ince, ancak inancımızın gereklerini de uygulamak zorundayız. Alevi- Bektaşi inancının bin yıllar değişmeyen kuralları göz ardı edilmemeliydi" demekle yetindi.

OÖ(SU/COŞ) (FOTOĞRAF)

---- KUTU ----

'DÜŞKÜN'E SELAM VERİLMEZ

Düşkünlük, Alevilerin kendi içlerinde oluşturduğu bir ceza sistemi. Geçici ve sürekli olmak üzere iki tür düşkünlük vardır. Haksız yere eşini boşayana, haram kazanç sağlayana, yalancı şahitlik yapana, nefsine hakim olmayana, hırsızlık yapana, adam öldürene, vatan borcunu ödemeyene, annesine-babasına evlatlık görevini yapmayana, insanlara zarar verene, Allah'ı, peygamberi ve Kuran'ı inkar edene, komşusunu incitene, işçi ve yetim hakkı yiyenlere, Kuran'da evlenmeleri yasaklanan kimselerle evlenenlere, ikrardan dönenlere ve zina yapanlara verilmektedir. Düşküne selam verilip alınmaz, konuşulmaz, evine düğününe gidilmez, kısacası toplumdan tamamen dışlanır. Düşkün hatalarını düzeltip af dilerse, yine cem toplantısında cezası kaldırılır.