Burundi'deki Olaylar

Birleşmiş Milletler (BM), ülkede işkence yapıldığını öne süren bazı avukatların, Burundi hükümetince cezalandırılabileceğini belirtti.

BM'den yapılan yazılı açıklamada, Armel Niyongere, Lambert Nigarura, Dieudonne Bashirahishize ve Vital Nshimirimana adlı avukatların, sivil toplum kuruluşlarının ülkede işkence yapıldığına yönelik hazırladığı ve Burundi'deki BM komitesine sunulan rapora destek verdikleri kaydedildi.

Açıklamada, rapora tepki gösteren Burundi hükümetinin, BM'nin Cenevre'de 29 Temmuz'daki toplantısına katılmayı reddettiği, aynı gün de Burundi'de bir savcının, "ayaklanma hareketine katılma" ve "darbe teşebbüsüne destek" gibi çeşitli suçlamalarla söz konusu 4 avukatın, Bujumbura Barosundan çıkarılması talebinde bulunduğu bildirildi.

Öte yandan ulusal basındaki haberlerde, avukatların temsil ettiği ve ülkede geçen yıldan bu yana insan hakları ihlallerine maruz kaldığını savunan yaklaşık 60 ailenin, bazı Burundili yetkilileri, Uluslararası Ceza Mahkemesine şikayet ettikleri bilgisi de yer alıyor.

Burundi hükümeti ise konuya ilişkin henüz bir açıklama yapmadı.

Ülkede siyasi kriz bir yıldır devam ediyor

Burundi'de 10 yıldır iktidarda bulunan Devlet Başkanı Pierre Nkurunziza, hükümetle silahlı gruplar arasında Ağustos 2000'de imzalanan Aruşa Anlaşması'nda yer alan "devlet başkanının yalnızca iki kez seçilebileceğine" ilişkin maddeye rağmen Nisan 2015'te üçüncü kez devlet başkanlığına adaylığını açıklamıştı. Anayasa Mahkemesi de adaylığın önünde yasal bir engel bulunmadığı yönünde karar almıştı.

Bunun üzerine muhalefet ve sivil toplum kuruluşları, kararı protesto etmek için sokaklara dökülmüş, çıkan olaylarda çok sayıda kişi ölmüştü. 21 Temmuz 2015'te düzenlenen devlet başkanı seçiminde oyların yüzde 69'unu alan Nkurunziza, 20 Ağustos'ta yemin etmişti.

BM verilerine göre, olayların başladığı Nisan 2015'ten bu yana ülkede 700'den fazla kişi öldü, 600 kişi işkenceye uğradı, 280 binden fazla kişi de ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.