Çin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde uluslararası kamuoyunun tepkisini çeken kamplarda "mesleki eğitim verilen kişilerin hepsinin mezun olduğunu ve mutlu bir yaşam sürdürdüklerini" iddia etti.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi Valisi Shohrat Zakir, düzenlediği basın toplantısında, "merkezlerde Mandarince, hukuk, mesleki beceriler ve radikalleşmeye karşı eğitim alan herkesin mezun olduğunu ve sağlam bir iş bulduğunu, Sincan toplumunun bugün istikrarlı biçimde geliştiğini, tüm etnik kimliklerden insanların huzur içinde çalıştığını ve yaşadığını, ABD'nin bu nedenle huzursuzlanarak Sincan'a saldırdığını ve iftira ettiğini" savundu.
"Sincan'da tüm etnik grupların yaşamları ciddi biçimde terörizm tehdidi altındayken ABD'nin bu durumu görmezden geldiği" iddiasında bulunan Zakir, "muhtarlar, çiftçiler ve işsiz lise mezunlarının, serbestçe giriş çıkış yapmalarına olanak tanıyacak biçimde kamplarda devam eden programlara kayıt olmayı sürdürdüğünü" ileri sürdü.
Bölgedeki Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklar ise aile üyelerinin keyfi olarak hala bu kamplarda tutulduğunu belirtiyor.
ABD Temsilciler Meclisi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türklerine yönelik baskı politikası nedeniyle Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısını geçen hafta kabul etmişti.
Çin'in Uygur Türklerine yönelik politikası
Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde "eğitim merkezi" adı altında faaliyet gösteren kamplar ile Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller, uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, 11 Temmuz'da, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) raporunda, son 2 yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbiri" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi bakımdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini geri çeviriyor.
Çin'in Sincan'daki baskı politikasına ilişkin belge
New York Times'ın geçen ay basına sızdırılan Çin yönetimine ait 403 sayfalık resmi belgeye dayandırdığı haberinde, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki güvenlik birimlerine, nasıl hareket etmeleri gerektiğine dair verilen detaylı talimatlar dikkati çekmişti.
Belgenin en az 200 sayfasında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve diğer Çinli yetkililerin, bölgedeki Uygur nüfusunun kontrolü ve aralıksız denetim yapılmasına ilişkin talimatları yer alırken, İslam'ın yayılmasını önlemek için önlem alınması uyarısında bulunulduğu görülüyordu.
Belgede Şi'nin 11 Eylül saldırısı sonrası ABD'nin "terörle savaş" politikasını örnek alarak bölgede yaşananları "terörizmle mücadele" olarak tanımladığı, güvenlik birimlerine "asla merhamet gösterilmemesi" talimatı verdiği, diğer yetkililerin de bölgedeki kampları ve keyfi tutuklamaları meşrulaştıran yorumlarının yer aldığı belirtilmişti.
Son Dakika › Güncel › Çin, tartışmalı kamplarda eğitim alanların mezun olduğunu iddia etti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?