Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Gündüz, Çanakkale'nin içinden geçen Sarıçay'daki kirliliğin sebebinin araştırılması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Gündüz, "Sarıçay'ın etrafında ekilip biçilen tarlalar var. Sürekli pestisit kullanıyorlar. Toprağa geçen pestisitlerin çoğu yağmur sonrası direkt akarsuya geçiyor. Buradan balıklar besleniyor" dedi.
Sarıçay'ı neyin kirlettiğini tam olarak bilmediklerini söyleyen Gündüz, "Bir kirletici faktörü var, ama bunun neleri ihtiva ettiğini tam olarak bilmiyoruz. Eskiden yapılan birçok çalışma var. Bunlar hep yerel yapılmış çalışmalar. Kurumların ve insanların dikkatini önemli derecede çekecek bir sonuç elde edilmemiş. Yapılmış, 'ben şurada şunu buldum' diyorlar. Ama bunlar hep raflarda kalmış ya yüksek lisans tezi olmuş ya da başka bir şekilde bir yerlere hizmet etmiş. Sanayi atıkları buraya geliyor. Bunun yanında Sarıçay'ın etrafında ekilip biçilen tarlalar var. En büyük sıkıntı da bu zaten. Sürekli pestisit kullanıyorlar. Pestisit dediğimiz bir çeşit zehirdir. Ağaca, bitkiye zarar veren böcekten, sinekten, vs. kurtulmak için kullanılan ilaçlardır. Mecburen kullanılıyor. Fakat tarımla ilgilenen insanlarımız da pestisitlerin kullanımı konusunda yeterli şuura sahip değil. Onlara yetkililer tarafından belirli bir miktarda kullanmaları söyleniyor, ama o doz tatmin etmiyor ve kendisi ekstradan biraz daha atıyor. Toprağa geçen pestisitlerin çoğu yağmur sonrası direkt akarsuya geçiyor. Buradan balıklar besleniyor. İnsanlar da o balıkları avlayıp bize satıyor. Esasında çok ciddi bir tehlike bunlar. Bunlar çok önemli. Biz bu proje kapsamında Çanakkale'de bulunan birçok birimi bir araya getirip hep birlikte Sarıçay bölgesinin Çanakkale'ye ne gibi değerler katabileceğini tartışmak istiyoruz.
Sadece Biyoloji Bölümü olarak yapsak raporumuzu sunacağız ve bir kitap olarak ortaya koyacağız. Biz bunu yapmak istemiyoruz. Tüm birimlerle hep birlikte çalışmak istiyoruz. Birçok kurum da bu konuda gerekli hassasiyeti gösterdi. Hep birlikte bu çalışmaya girişmeye karar verdik" dedi.
Arş. Gör. Dr. Nurcihan Hacıoğlu ise, Çanakkale'nin aslında tatlı su kaynakları açısından çok önemli bir bölge olduğunu söyledi. Hacıoğlu,"Diğer illere veya tatlı su kaynakları olan yerleri incelediğiniz zaman, hocamızın da belirttiği gibi daha çok kirlenmiş ve kurtarılmayı bekleyen bölgeler olduğunu görüyoruz. Çanakkale'yi genel olarak incelediğimizde bu kadar vahim bir durumun olmadığını biz biliyoruz. Önemli olan nokta öncelikle tatlı su kaynaklarını ortaya çıkarmak. Bu kaynaklarda eğer kirletici faktörler varsa bunları ortaya koymak, bu kirlenmenin nereden kaynaklandığını ve ne seviyede olduğunu belirlemek lazım. Çünkü biliyoruz ki dünya bir su meselesiyle karşı karşıya. Su kıtlığı yaşanacağı ve hatta önümüzdeki yüzyılda su savaşları olacağı söyleniyor. Hep konuşulur; tatlı su bulunmadığından söz edilir, yağmur beklenir, hatta bazı yerlerde tuzlu sudan tatlı su elde edilmeye çalışılır. Bizim elimizde öyle bir kaynak varken bunu değerlendirmeliyiz. Dağlardan doğup denize dökülen, Çanakkale Boğazı'nı kirletme potansiyeli olan bir yerin incelenmesi çok önemli. Bu çay üzerinde mikrobiyolojik anlamda inceleme yapacağız. Kirlenmenin en belirgin örneği ortamda mikroorganizmaların değişimiyle ortaya konur. En kısa sürede en fazla değişimi mikroorganizmalar üzerinden tespit edebilirsiniz. Eğer ki çayda bir değişim varsa herhangi bir toksik ya da kimyasal madde ortama karışıyorsa mikroorganizma varlığını tespit etmeniz o maddelerin de varlığını ortaya koymanızı sağlıyor. Arayacağımız gruplar -mikrop olarak aranacak tüm canlılar- tüm kimyasal maddelerin ortama nasıl karıştığını gösterecek gruplar. Bu anlamda bu organizmalar bize ışık tutacak" diye konuştu. - ÇANAKKALE
Son Dakika › Güncel › Çomü Akamedisyenlerinden Korkutan Uyarı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?