Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Arkadaşlara dedim ki '31 Mart kampanyasında biz file kullanalım, bez torba kullanalım.' Biz asla naylon poşet kullanmayacağız." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Yerel Yönetimler Sempozyumu'na katıldı.
Erdoğan, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda CHP'den nasıl bir İstanbul teslim aldığını, İstanbulluların çok iyi bildiğine işaret etti. Erdoğan, "Çöp dağlarının, hava kirliliğinin ileri derecede olduğu ve bazı medya organlarının maske dağıttığı bir İstanbul." dedi.
Ümraniye vahşi çöp depolama alanının patlaması neticesinde 39 vatandaşın öldüğünü, oranın belediye başkanının da CHP'li olduğunu belirten Erdoğan, "Ama tabii çöp depolamayı büyükşehirler yapıyor ve o zaman da yine belediye başkanı vardı ve şimdi kendini savunuyor; 'grev vardı ne yapayım' diyor. Tamam da greve gidildiyse senin beceriksizliğinden gidildi veya greve gitmemenin yöntemleri var, çözseydin." diye konuştu.
İzmir'deki İZBAN grevini hatırlatan Erdoğan, "Baktık ki anlaşamıyorlar, mecburen Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile grevi 2 ay erteledik. Yetkim oraya kadar olduğu için 2 ay erteledik. Ondan sonra Hakem Kuruluna gidecek. Niye? Bizim derdimiz var, dertliyiz. Orada vatandaşımızı sokaklarda sersefil yapma hakkımız var mı? Bunu çözmek durumundayız. İZBAN'ın yüzde 50'sini devlet, yüzde 50'sini belediye yapmış. Niçin yapılmış bunlar? Halkımızın huzurlu bir şekilde ulaşımını sağlayabilmek için yapılmış. Dün itibarıyla oradaki grev 2 ay süreyle ertelenmiş oldu." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin yeni yönetim sistemine geçme kararı yine çok ağır bir dizi krizin ardından ortaya çıktığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gezi olayları ile sokaklar, 17-25 Aralık darbe girişimi ile emniyet, yargı, bürokrasi vasıtasıyla hükümeti, çukur eylemleriyle ülkemizin birliğini, güneydoğu Anadolu'nun ne hale geldiğini özellikle bölgede yaşayan kardeşlerim iyi bilir. 2015'te üst üste yaşadığımız seçimlerle siyasi istikrarımızı, Suriye ve Irak kaynaklı tehditlerle sınırlarımızı hedef alan çok yönlü çok boyutlu saldırılara hep bu süreçte maruz kaldık. En son 15 Temmuz darbe girişimi bize ülkemizin geleceğini güvence altına alabilmek için derhal harekete geçmemiz gerektiğini gösterdi. AK Parti olarak MHP ile vardığımız uzlaşma sayesinde önce Mecliste ardından halk oylaması ile milletimiz nezdinde bu değişimi tescil ettirdik. Yeni sistemi, yürütme organı tümüyle cumhurbaşkanının uhdesinde kalacak, yasama yetkileri tamamen Meclise ait olacak, yargı da bağımsız ve tarafsız çalışacak şekilde oluşturduk. Böylece eskiden sadece kağıt üzerinde kalan güçler ayrılığını gerçek anlamda hayata geçiren bir yapı ortaya çıkardık."
Türkiye'nin uzun zamandır arayışı ve özlemi içinde olduğu yeni yönetim sistemine kavuştuğunu vurgulayan Erdoğan, "Çünkü bunun tartışması yeni değil. Rahmetli Türkeş döneminde bu yerini almış, ondan sonra aynı şekilde merhum Özal'ın, merhum Demirel'in, merhum Erbakan'ın da üzerinde ısrarla durduğu bu yönetim sistemi. Bizim dönemimizde tartışılmaya başlamadı, o zamandan beri tartışılıyor. İşin daha da gerisi var. Osmanlı, orada da zaten bu sistem var. 24 Haziran seçimleriyle de bu sistemi tüm unsurlarıyla uygulamaya başladık. Tabii bu arada ülkemizin huzurundan ve istikrarından rahatsız olan çevreler de boş durmadı." diye konuştu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişin hemen ardından bu defa ekonomik bir saldırı ile karşı karşıya kaldıklarını, bu saldırıyı da kısa sürede bertaraf ettiklerini bildirdi.
Ekonomiyi yeniden dengeye kavuşturarak, hedeflere ulaşma kararlılığını bir kez daha dosta düşmana gösterdiklerinin altını çizen Erdoğan, kur, faiz, enflasyon üçgeninde yaşanan sıkıntıların süratle telafisi için sanayiciden esnafa çiftçiden ihracatçıya kadar her kesime yönelik çok önemli destek programları hazırlayıp uygulamaya geçirdiklerini aktardı. Erdoğan, Bu arada Suriye başta olmak üzere ülkeye yönelik terör tehditlerini kaynağından ortadan kaldırma politikasını kararlılıkla sahaya yansıtmayı da sürdürdüklerini kaydetti.
Erdoğan, "Gerek son 16 yılda ülkeyi demokraside ve ekonomide getirdiğimiz seviye gerekse yeni yönetim sistemimizin imkanları, maruz kaldığımız saldırılara daha hızlı ve etkin karşı koyabilmemizi temin etti. İnşallah 2019 yılı ile birlikte Türkiye yeni ve güçlü bir yükseliş dönemine geçecektir. Bundan kimsenin endişesi olmasın." diye konuştu.
Bu süreçte her alanda olduğu gibi yerel yönetimler konusunda da yeni bakış açılarına, yeni ufuklara, yeni araçlara ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, Yerel Yönetimler Sempozyumu'nun bu çerçevede önemli bir dönem noktası teşkil edeceğine inandığını belirtti.
Yerel yönetimlere "Sıfır Atık" çağrısı
Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğündeki "Sıfır Atık Projesi"ne değinerek, "Sıfır Atık Projesi konusunda ben yerel yönetimlerin çok çok kararlı çok çok ısrarlı olması gereğini savunuyorum." dedi.
Plastik poşet ve bunun benzeri birçok ürünle ilgili bir savaş başlattıklarını bildiren Erdoğan, "Bunları toprak 500, 750, 1000 yıl eritemiyor. Buna karşı bir savaş. Bu savaşımızı kararlı şekilde başlattık." diye konuştu.
Konuya ilişkin bir hatırasını paylaşan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hatırlıyorum; anacığım evde file dokurdu, sizin de öyleydi belki. File ile giderdik alışverişi yapardık, gelirdik. Ama fileyi hemen atmıyorsun, gerekirse tekrar yıkıyorsun ve tekrar alışverişe gidiyorsun. Bunun toprakla bir dostluğu var. Atacak olsan bile çünkü oradan ve o zaman da bir de bunlar kenevirden yapılıyordu, benim memleketim Rize'mizde kenevir vardı ve kenevirden fanila, atlet dokurlardı. Çünkü teri emmesi filan çok farklı. Fakat o bize dost görünen düşmanlar, ülkemden Rize'mden keneviri söküp aldılar. Rize'de şimdi kenevir üretilmiyor. Biz şimdi keneviri dışarıdan ithal ediyoruz. Burada kenevire dayalı yapılması gereken bazı şeyler varsa o ithal ürünlerle yapıyoruz. Ama şimdi yeniden bu alanda inşallah Tarım Bakanlığımız bir çalışmanın içerisine giriyor ve bu adımları atacağız. Yeniden bunu üreteceğiz.
Arkadaşlara dedim ki '31 Mart kampanyasında biz file kullanalım, bez torba kullanalım.' Biz asla naylon poşet kullanmayacağız. 'Birilerinin bir yerden bu işi başlatması lazım' dedik, Bu da bize yakışır. Biz bu işi savunuyorsak bize yakışır. Biz de şu anda bunun çalışmasını yapıyoruz. Güzel olacak, şık olacak. Olur ya belki birileri de kalkar yine naylon poşetlerle piyasaya çıkabilirler. Birbirinizden bunları ayırt etmesi bakımından önem arz ediyor. 31 Mart yerel seçimlerinin bu anlamda çok büyük önemi var. Türkiye'nin kalkınmasında, gelişmesinde özellikle doğrudan halkın hayatına dokunan hizmetlerin ifasında mahalli idarelerimizin çok önemli rolü var. Yapılamaz denmesin."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Yerel Yönetimler Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?