Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Anayasa Değişikliği Kanunu'nu onaylamasıyla ilgili, "Önümüzdeki birkaç gün içinde, en geç cuma ya da cumartesiye kadar imzalamak suretiyle tarih de belirlenmiş olur." dedi.
Kalın, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, anayasa değişikliğini ne zaman imzalayacağına ilişkin soruya İbrahim Kalın, birkaç günde kesin netleşeceğini belirterek, "9 ya da 16 Nisan üzerinde duruluyor. Zannediyorum birkaç gün içerisinde son istişareleri de tamamladıktan sonra imzalayacak." yanıtını verdi.
Erdoğan'ın, "mevsim şartlarını da dikkate alarak bir çalışma yapılması isabetli olur" diye düşündüğünü aktaran Kalın, "Önümüzdeki birkaç gün içinde, en geç cuma ya da cumartesiye kadar imzalamak suretiyle tarih de belirlenmiş olur." ifadesini kullandı.
İbrahim Kalın, referandum sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım arasında hangi illere kimin gideceğine yönelik bir çalışma olup olmadığıyla ilgiliyse, "Öyle bir detay, planlama henüz yapılmadı. Biz geçen cuma günü Mersin'deydik, bu cuma günü Aksaray'a gideceğiz. Bu hareketlilik sürekli devam edecek. Cumhurbaşkanımız sahada olacak, bu da gayet doğal bir şey." değerlendirmesinde bulundu.
Anayasa değişikliğini anlatma noktasında milletin Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bir beklentisi bulunduğunu dile getiren Kalın, "Tayyip Erdoğan gibi bir liderin, Türkiye'nin siyaseti ve merkezindeki bir konuya ilgisiz kalması, onu teğet geçmesi düşünülemez. Bu onun motive ettiği, gündeme getirdiği bir konu. Dolayısıyla sahada olmaya, bu konuyu anlatmaya, vatandaşlarla temasını sürdürmeye devam edecek." diye konuştu.
"Orayla bir gönül bağı vardır"
Sözcü Kalın, "Halk oylamasında anayasa değişikliği kabul edildirse, partili cumhurbaşkanlığının önü de açılmış oluyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın böyle bir karar için 2019'u beklemesine de gerek yok. Sayın Cumhurbaşkanı hemen parti üyesi olacak mı" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, kurucusu olduğu AK Parti ile ilişkisi bir imza meselesinin çok ötesindedir. Orayla bir gönül bağı vardır. Bu bağı kendisi zaten cumhurbaşkanı olduğu zaman da söylemişti. Partiyle formel manada ilişki kurması da bu vesileyle açılmış oluyor. O bağı formel manada kurmak cumhurbaşkanımızın tercihidir. Bunu hemen mi yapar, bir müddet sonra mı yapar, onu göreceğiz. Kendi tercihi, onunla ilgili değerlendirmesi de şu anda devam ediyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bir taraftan da partiye genel başkan olmasının da yolunun açıldığının anımsatılması üzerine Kalın, "Şu anda benim bildiğim, bu madde geçer geçmez bunun için olağanüstü kongreye gidilmesi gerekiyor, böyle bir hazırlık yok. Cumhurbaşkanımız eğer önce üye olmayı tercih ederse, herhalde önce üye olarak başlar. Ama bu konudaki istişareleri ve değerlendirmeleri devam ediyor, henüz böyle bir karar yok." şeklinde konuştu.
Kıbrıs müzakereleri
İbrahim Kalın, Kıbrıs müzakereleriyle ilgili bir soru üzerine ise "Kıbrıs müzakerelerinin bu referandumla herhangi bir endekslenme gibi ilişkisi söz konusu değil. Aslında Kıbrıs meselesinde atmamız gereken adımları zaten attık." yanıtını verdi.
Kalın, bu süreçte yapıcı bir tutum içerisinde olunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Türk askerinin oradaki varlığı hiçbir zaman Rum kesimine karşı değildir. Bu adanın ve dışarıdan gelebilecek muhtemel tehditlere karşı bir güvenlik sibobu ve gerekçesi olarak oraya kurulmuş bir yapıdır. Bunun muhafazası bundan sonra da özellikle Doğu Akdeniz'de güven ve istikrarın sağlanması için önem arz ediyor. Cenevre'de görüşmeler yapıldı, belli bir noktaya varıldı ama hala üzerinde çalışılması gereken konular var. Yarın da Sayın Akıncı ile Sayın Anastasiadis bir dizi görüşme yapacaklar. BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Barth Eıde bugün bana da geldi. O da buradan Kıbrıs'a gidiyor, prensiplerimizi açık bir şekilde ortaya koyduk."
- "Üniformalı teröristlerin Türkiye'ye iade edilmemesi kabul edilebilir bir şey değil"
Kalın, Yunanistan ile Türkiye arasında yaşanan sıkıntıların bu sürece olumsuz bir etkisinin olup olmayacağına ilişkin de "Maalesef 'darbeci asker' demek bile bence yanlış, bu üniformalı teröristlerin Türkiye'ye iade edilmemesi hakikaten kabul edilebilir bir şey değil. Bu baştan beri bir siyasi karar olarak şekillendi, bu noktaya geldi." ifadelerini kullandı.
Bunun sonuçlarının olacağını bildiren İbrahim Kalın, "Ama bunu Kıbrıs meselesine endekslemek yanlış olur. Böyle bir şey söz konusu değil. Müzakerelerin devamını destekliyoruz. Önümüzdeki haftalarda koyduğumuz ilkeler çerçevesinde bir gelişme olursa, o süreci de destekleriz." diye konuştu.
Kalın, "sonuçları olacak" cümlesine Geri Kabul Anlaşması dahil mi" şeklindeki soruya ise "Bir noktada elbette bu da gündeme gelir. Bu anlaşma, bundan bağımsız olarak mülteci meselesiyle ilgili yapılan anlaşmaydı. Maalesef Avrupalılar yine burada sınıfta kaldı. Schengen meselesi olduğu gibi duruyor. Türkiye'nin güvenliği Avrupa'nın da güvenliğidir, bunu anlamaları lazım." cevabını verdi.
Ankara açısından Geri Kabul Anlaşması'nın yeniden değerlendirilmesinin masada olup olmadığına yönelik soruya İbrahim Kalın, "Her zaman masada." diye yanıt verdi.
"Çok önemsediğimiz bir konu değil"
Kalın, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, Türkiye'ye yaptığı ziyareti sonrasında Almanya'nın tavırlarıyla ilgili değişikliğin sorulması üzerine, "Umarız bu yönde adımlar atarlar, iltica hakkı tanımak gibi bir hata işlemezler. Siz böyle 'düşmanımın düşmanı dostumdur' politikasıyla hareket ettiğinizde, bumerang gibi bugün 'dost' dediğiniz gruplar, aktörler gelir bir gün sizi vururlar." değerlendirmesinde bulundu.
Merkel'in ziyaretinde, "PYD ile ilgili özellikle istihbaratların yeterince paylaşılmadığı yönünde Türkiye'nin talebi de iletildi" şeklinde haberlerin olduğu hatırlatılarak, bunun doğruluğuna yönelik soruya da İbrahim Kalın, "Askeri makamlarımızla da istişare ederek biz o konuyu koordine ettik. Basında, özellikle Alman basınında o konu biraz fazla işlendi. Bizim çok önemsediğimiz bir konu değil." dedi.
Kalın, Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin Almanya'daki faaliyetlerine ilişkin soruya ise "Bu da son derece haksız ve asla kabul edilemez bir suçlamadır. Bunu Sayın Merkel'in ifade ediyor olması, vakanın böyle olduğu anlamına gelmez. Özellikle 15 Temmuz'dan sonra darbeye karşı demokrasiden yana açık tavır alan vatandaşlarımızla ilgili yapıyorlar. O insanları töhmet altına bırakmak yerine, onları ciddiye alarak 15 Temmuz konusunda onların gösterdiği tavrı göstermeleri gerekirdi." şeklinde konuştu.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?