ÖMER ÜRER - BARIŞ ZENGİN - Düzce Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ataoğlu, depremin insanlara Yaradan'ın cezası gibi anlatıldığını belirterek, "Böyle anlattıkları için insanlar 'acaba benim suçum, günahım neydi, ne kusur işledim' diye düşünüyor" dedi.
Ataoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremi unutanlar olduğu gibi unutmayanlar da bulunduğunu kaydederek, tekrarlama riski nedeniyle acıların yeniden yaşanabileceğini söyledi.
"Önemli olan deprem gibi kaçınılmaz afetlerin topluma iyi anlatılmasıdır" diyen Ataoğlu, yaptıkları çalışmalarda bazı insanların daha çok etkilendiğini ve depresyona girme ihtimalinin arttığını gördüklerini vurguladı.
"Deprem olmazsa dünyanın dengesinin bozulacağını insanlara söylemek gerekiyor"
Ataoğlu, psikolojik sorunların temelinde depremin iyi anlatılamamasının yattığını savundu.
Ataoğlu, şöyle devam etti:
"'İnsanları deprem konusunda yanlış bilgilendirirseniz, depremden korkmaları normaldir. Deprem, insanlara Yaradan'ın cezası gibi anlatıldı. Böyle anlattıkları için insanlar 'acaba benim suçum, günahım neydi, ne kusur işledim' diye düşünüyor. İnsanlarda ikilem oluştu. Bu da küskünlük yarattı. İnsanlar deprem sonrasında kendi inançlarına küstü. İnsanlara 'bu doğa olayıdır, her zaman olabilir, olmasında da fayda vardır' denilse, bu sorunları yaşamazlar.
Deprem olmazsa dünyanın dengesinin bozulacağını söylemek gerekiyor. Depremden korkmamamız gerekiyor ama gerekli dersleri de almamız lazım. Bunlar üzerinden insanları bilgilendirmemiz lazım."
Depremin etkilerinin kişilerin mizacına göre değişebildiğine işaret eden Ataoğlu, utangaç yapıdaki bireylerin depresyona girme olasılığının arttığını dile getirdi.
"Heyecanlı duygusal insanların da düşünceyi bozan süreçlerde kalıcı uyum bozuklukları yaşadığını gördük" diyen Ataoğlu, "Bu özelliklere sahip kişiler afetlerden sonra travmatik durumlar gösterebilir. Deprem normal tramvatik durumlardan da çok farklıdır. Trafik kazası, yangın gibi tramvatik olaylardan çok farklı olan depremin tekrar tekrar yaşanması olasıdır. Normal travmatik olayların ardından insan uyum sorunu yaşayabilir ama deprem diğerleri gibi değildir ve insanlara bunu doğru anlatmamız gerekir" ifadesini kullandı.
Ataoğlu, depremi yaşayanların ve sonrasında dünyaya gelen çocukların durumlarının çok daha farklı olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Deprem konusunda yanlış bilgilendirilen anne ve babalar çocuklarını da yanlış bilgilendirir, bu nesilden nesle yanlış bilgi olarak devam eder. Bizim korkmamız gereken de budur. Bu çocuklar depremden korkarak büyüyor, önlemlerin doğru alınması halinde depremin korkulacak bir durum olmadığını görecek. Yanlış bilgilerle yaşayan çocuklar ileride utangaç ve çekingen kişiliğe bürünecek." - Düzce
Son Dakika › Güncel › Düzce Depreminin 14. Yıl Dönümü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?